KOMİSYON KONUŞMASI

AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticaret Bakanlığı yalnızca ticareti düzenlemekle değil aynı zamanda adil bir ekonomik düzen sağlamakla da yükümlüdür fakat gelin görün ki bugün önümüze konulan tablo hiç de öyle olmadığını gösteriyor.

İlk olarak, Bakanlığın ticaret verilerine dair bazı tespitler yapmamız gerekiyor. Türkiye'nin ihracatı ekim ayında yüzde 3,6 oranında artarak 23,6 milyar dolara çıkmış, ithalat ise yerinde saymış durumda. Ancak ihracattaki bu artışın reel bir büyüme olmadığını, yalnızca fiyat artışlarından kaynaklandığını da net bir şekilde görüyoruz; ihracat artıyor gibi gösteriliyor ama aslında üretimdeki verimlilik yerinde sayıyor. Öyle ki dış ticaret açığı hâlâ ciddi boyutlarda. Türkiye, son bir yılda 262,3 milyar dolarlık ihracat yapmış ama aynı dönemde 340 milyar dolarlık da ithalat gerçekleştirmiş. Bunun sonucunda 77,7 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı oluşmuş durumda. Bu tablo ekonominin yapısal sorunlarına dair acil bir müdahale ihtiyacını gösteriyor ancak esas sorunlar burada bitmiyor.

Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan skandalı ülkemizde yolsuzluğun nasıl sistematik bir hâle getirildiğinin en açık örneğidir. Sayın Pekcan'ın Bakanlığı döneminde kendi şirketinden Ticaret Bakanlığına fahiş fiyatla dezenfektan sattığı ortaya çıkmıştı; 5 litrelik dezenfektanı piyasada 100 TL'ye satarken Bakanlığa tam 175 TL'ye satmıştı. Bu yetmezmiş gibi dezenfektan alımları için 9 milyon TL'ye varan da ödemeler yapıldı. Üstelik, bu skandal ortaya çıktığında Hükûmet yalnızca bir görevden almayla meseleyi de kapatmaya çalıştı oysa burada, açıkça, bir kamu zararı ve yetkiyi kötüye kullanım söz konusudur. Sizlere sormak isterim: Halkımızdan toplanan vergilerle oluşturulan bütçenin bu şekilde kullanılmasına nasıl göz yumulur? Bu olayın üzerinden tam iki yıl geçmiş olmasına rağmen Ruhsar Pekcan hakkında hâlâ bir soruşturma ne yazık ki açılmadı, herhangi bir hukuki işlem başlatılamadı. Kendi Bakanlığına mal satan, bunu fahiş fiyatlarla yapan, devletin imkânlarını kendi şirketi için kullanan bir Bakana dair soruşturma açmaktan neden imtina ediliyor?

Gelelim İsrail'le olan ticari ilişkilere. İsrail bir yılı aşkın süredir Gazze'yi bombalayarak 21'inci yüzyılın soykırımını milyonların gözü önünde gerçekleştiriyor. Orta Doğu'da yaşanan vahşeti hep birlikte görüyoruz. Bir yandan İsrail'in Filistin'e yönelik sürdürdüğü katliamlar devam ederken öte yandan Türkiye İsrail'le ticari ilişkilerine ne yazık ki devam ediyor. Bakanlığınız 2 Mayısta İsrail'le ticaretin sonlandığını iddia etse de açık kaynaklar tam tersini söylüyor. İsrail'in en köklü lojistik firması olan ZIM Logistics'e ait gemiler Türkiye'nin limanlarına gelmeye devam ediyor. İstanbul Ambarlı, Kocaeli Derince, Mersin Limanlarına demirleyen, İsrail'e mühimmat taşıyan bu gemileri limanlarımıza sokmamak için neden en ufak bir çaba gösterilmiyor?

Ayrıca, Ticaret Bakanlığının denetim zafiyetlerine değinmek istiyorum. Sayın Bakanım, sizin açıklamanıza göre 2024 yılında sadece ilk on ayda Türkiye'de 17,2 ton uyuşturucu ele geçirildi. Bu rakam bir önceki yılın tamamındaki miktarı şimdiden geçti. Ülkemiz bir uyuşturucu merkezi hâline getirilmiş durumda. Gençlerimiz bu ölümcül ticaretin kurbanı olurken Hükûmetin yetersiz önlemleri sorunun çözümüne dair hiçbir umut vadetmiyor. Türkiye'yi uyuşturucu ticaretinin merkezi hâline getiren bu ihmalin hesabını kim verecek? Uyuşturucudan kazanan çeteler zenginleşirken gençlerimizin hayatları ne yazık ki kararıyor. Ticaret Bakanlığı ve Hükûmet, bu sorunu görmezden gelmeye devam mı edecek yoksa gecikmiş de olsa gerekli önlemleri alacak mı? Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda tavrımız net; gençlerimizin ve çocuklarımızın zehirlenmesine, uyuşturucu baronlarının ülkemizi hedef almasına asla izin vermeyeceğiz.

Ticaret Bakanlığının 2025 bütçesi onaylanırken bu bütçenin halkımızın güvenliği ve refahı için harcanacağını umut ediyorum. Sınır kapılarında denetimleri artırmak, kaçakçılığı önlemek ve uyuşturucu ticaretine karşın etkin bir mücadele yürütmek bu Hükûmetin öncelikli sorumluluğu olmak zorunda. Ticaret Bakanlığını daha sıkı denetim yapmaya, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışına davet ediyorum. Bütçenizin hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.