KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve sayın basın mensupları; konuşmama başlarken Komisyon üyemiz Selim Temurci Bey muhtemelen kendisine aktarılan hatalı bilgiler nedeniyle burada biraz önce İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgili bazı açıklamalarda bulunmuştu; öncelikle ben o konuda bir düzeltme bilgisi vermek istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 2019'dan bugüne kadar işten ayrılan 40 bin personel vardır; doğru, bunun 1.600'ü yaklaşık bir buçuk ay süreyle kayyum belediye başkanı olarak görev yapan o dönemin valisi tarafından bir buçuk ay içerisinde işe alınan 1.600 personel, 5.300'ü altı yıllık süre içerisinde işten ayrılan, değişik nedenlerle, disiplin soruşturmaları gibi nedenlerle ayrılanlar, 15 bin emekli, 6 bin sözleşmesi sona ermesi nedeniyle ayrılan, 9 bin kendisi istifa etmiş, 1.500 kişi askerlik, 450 vefat, 274 evlilik nedeniyle işten ayrılan toplam 40 bin personel bu şekilde yapmakta. Onun dışında 15 bin işçi, çalışan sayısında artış var. Onun sebebi de İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yeni açmış olduğu tesisler, kreşler, metro, yeni şirketler, kent lokantası gibi sayısız projelerde, geliştirdiği projelerde işe başlayan personel.

Sayın Bakan, size hitap etmek istiyorum. Sayın Bakan, yerel seçim sonrasında aklınıza bir anda belediyelerin SGK'ye olan borçları geldi yani iyi ki geldi yani çünkü 411 Cumhuriyet Halk Partili belediye olmak üzere muhalefetten birçok partinin belediyeleri kazanmasıyla birlikte geçmiş dönemlerde özellikle iktidara bağlı belediyelerin biriktirmiş olduğu ve o dönemde sizin kılınızı dahi kıpırdatmadığınız bu SGK alacaklarıyla ilgili belediyelere, özellikle muhalefet belediyelerine ve bilhassa Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden SGK alacaklarını alma girişiminde bulundunuz ve bunu yaparken de "Efendim, işte alacaklarımız çok, emekliye de para veremedik." gibi talihsiz bir açıklama yaptınız. Bunun, bu yapılan işlemin siyasi bir ayrımcılık olduğunu, size yakışmadığını ve de gerekçe olarak da ayrıca "SGK alacaklarını belediyeden alamadık. Emeklilere de bu nedenle yeterli maaş veremedik." tarzı bir açıklama yapmış olmanızın gerçekten şahsınıza yakışmadığını, sizin kariyerinize, bilginize yakışmadığını ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakan, eğer iktidar olarak, Bakanlık olarak SGK'nin vadesi gelmiş alacaklarını tahsil etmeye çalışıyor olsaydınız, 2023 yılı itibarıyla 540 milyarı bulan, yakın tarihe kadar da 750 milyara kadar ulaştığı tahmin edilen bu alacakları almak için girişimde bulunurdunuz. Belediyelerin toplam borcu 96 milyar. 96 milyarı özellikle de CHP'li belediyelerden almaya çalıştınız. Geri kalan bu 700 milyar, 750 milyara yaklaşan SGK alacaklarıyla ilgili bugüne kadar ne yaptığınızı da tabii sormamızda fayda var çünkü bunları da bir an evvel tahsil edin ki başta emeklimiz olmak üzere çalışanlara hak ettiği ücretleri verelim. Kaldı ki tekrar tekrar söylüyorum, belediyelerden, özellikle de Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden seçim sonrası SGK maaşı ve hatta maliyeyle ilgili alacakların kesilmeye çalışılması iktidarın anlayışını, iktidarın "Bizden değilse yaşamasın." anlayışının açık göstergesi olduğunu ifade etmek istiyorum. Orada da hizmet bekleyen vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu ifade etmek istiyorum. Sizin İller Bankası kaynaklarından kestiğiniz belediye paylarıyla, o belediyeden hizmet bekleyen vatandaşlarımızın sizin sayenizde hizmet almaları engellenmiş oldu Sayın Bakan.

Şimdi, tabii, güleceğinize bu acı gerçeği şöyle kafanızda bir değerlendirin, kendinizi sorgulayın; yakışmadı, ayıp bir davranış yaptınız. Tabii, siz de bunu muhtemelen talimatla yaptınız.

Şimdi, Sayın Bakan, şunu ifade etmek istiyorum: AKP'nin hep milat olarak gösterdiği 2002 tarihinde, efendim, en düşük emekli aylığının yaklaşık 1,5 asgari ücrete yani 1,4 asgari ücrete tekabül ettiğini hepimiz biliyoruz ancak bugün 12.500 TL'yi... Onun da en son karara bağlandığında seçim nedeniyle bu kararı aldığınızı yoksa daha da düşük bir miktarda seyrettiğini yine biliyoruz.

Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak beklentimiz en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması gerektiğidir ve bu konuda da ısrarcıyız. İktidara geldiğimiz anda en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olacağını tüm emekli vatandaşlarımıza buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Yine, Cumhuriyet Halk Partisinin en önemli seçim vaadi olması ve sonrasında da iktidarın zorlayarak yerine getirdiği bayram ikramiyesi meselesi. 2018 yılında 1000 TL olarak açıklanan bayram ikramiyesi o günün koşulları içerisinde yüzde 62 asgari ücrete tekabül etmekteydi. Bizim yine bu konudaki vaadimiz bayram ikramiyelerinin bir asgari ücret olmasıdır. İktidara geldiğimiz anda 2 dinî bayramdaki asgari ikramiyenin asgari ücret seviyesinde olacağını ifade ediyorum. Ancak sizden en azından yüzde 62'ye tekabül eden oranla bugünkü asgari ücret seviyesine baktığımızda bayram ikramiyesinin 10.500 TL seviyesine çekilmesi, getirilmesi gerekmekte olduğunu ifade ediyorum.

Sayın Bakan, seçim öncesinde 17.002 TL olarak açıklanan asgari ücretle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı seçim dönemine denk geldiği için "Asgari ücret de yıl içerisinde artabilir, niye artmasın, gerekirse en az 4 kere artırabiliriz." diye ifadelerde bulundu ama seçim bitti, iş bitti, seçim bitti, vaatler unutuldu, 17.000 TL asgari ücrete mahkûm edildi.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz başta Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi, partimizin talebi, asgari ücreti 30 bin TL olarak öneriyoruz ve "Asgari ücret talebimiz 30 bin, bunun altında da yokuz." diyoruz. 2025 yılının ilk yarısında asgari ücret talebimiz 30 bin TL'dir. Buradan tüm çalışanlarımıza da duyurmak istiyoruz.

Sayın Bakanım, benim sıkça dile getirdiğim bir konuyu esnafımız adına buradan bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Şimdi, BAĞ-KUR'luların emeklilik için prim gün sayısının 7200 güne indirilmesiyle ilgili yoğun bir talep var. Bu talebi geçen yılki mayıs ayında yapılan, 10-14 Mayısta yapılan seçime bir hafta kala, bakın, seçime bir hafta kala önce sayın Cumhurbaşkanı bu konuda bir açıklama yaptı ve sonrasında da iktidara şirin gözükmeye çalışan, iktidara karşı talebini sadece Twitter üzerinden zaman zaman paylaşarak kendi tabanına mesajlar vermeye çalışan ancak iktidara karşı da sesini bir türlü yükseltemeyen Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Sayın Cumhurbaşkanının bu açıklamasından yola çıkarak 6 Mayıs...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu "Müjdeler olsun." açıklamasından bugüne on dokuz ay geçti ve yine o günlerin Sayın Bakanı ile bu Federasyon Başkanı bir araya gelerek, ziyaret ederek Bakanı sanki bu 7200 günü kabul etmiş havası yaratarak... Ortada bir Meclis yok, Meclisin çalışma takvimi yok. Ancak ne var? Bir hafta sonra seçim var. İşte, kendi esnafını kandıran, siyaseten yönlendirmeye çalışan bir Federasyon Başkanıyla birlikte el ele verdiniz, kol kola verdiniz, bütün esnafı tabiri caizse yanılttınız diyorum, kandırdınız demek istemiyorum, yanılttınız, siyasete alet ettiniz ama bugüne kadar esnafın beklediği bu 7200 iş günüyle ilgili bir adım atmadınız.

Esnafa sesleniyorum: Bu birlik Konfederasyon Başkanı olduğu müddetçe, bu iktidar da olduğu müddetçe...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - ...sizin 7200 iş günü meseleniz hayal olur, hikâye olur.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında ilk yapacak olduğumuz işin de bu olduğunu esnafımıza buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Son söz olarak, Sayın Bakan, son günlerde 2024 yılının ikinci yarısında emekli olanlar ile 2025 yılında emekli olacaklar arasında emekli maaşında yüzde 30'lara kadar bir gelir kaybı olacağına dair söylentiler yoğun bir şekilde dolaşıyor. Bu, özellikle kamuda çalışan ve emekliliği yaklaşmış olan personelde büyük huzursuzluk yaratmakta. Bir taraftan çalışanlar huzursuz, diğer taraftan da bu söylentiler nedeniyle şu an birçok kişi emekli olmak için müracaat etmekteler, ediyorlar, edecekler. Şimdi, bu, aynı zamanda başta kamuda olmak üzere yetkin, liyakatli, kaliteli, yetişkin personelin iş hayatından çekilmesi anlamına gelecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Arı.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu da iş alanında gerçek anlamda büyük sıkıntıya yol açacaktır. Bu konuyla ilgili bir an evvel çözüm bulalım yoksa liyakatli, yetişkin, kalifiye personel kalmayacak Sayın Bakan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sağ olun, teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu konuyu siyasetüstü bir mesele olarak görüp birlikte çözelim diyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ne güzel bak "Birlikte çözelim." diyor, bu önemli.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sağ olun, teşekkür ediyorum.

Bu önemli açıklamalardan dolayı Sayın Arı'ya teşekkür ediyoruz. Özellikle konuşmasının ilk bölümündeki gerekçelendirme hakikaten bu anlamda önemli bir açıklama. 40 bin kişiyle alakalı açıklamanız da kayıtlara geçti.

CAVİT ARI (Antalya) - Hangisiyle ilgili?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - 40 bin kişiyle alakalı açıklamanız da önemli bir açıklamaydı.

CAVİT ARI (Antalya) - İsterseniz sizin için bir açıklama daha yaparız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Kayıtlara girmiş oldu neden ayrıldıkları.