KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

1475 sayılı İş Kanunu 2003 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde 4857 sayılı Kanun'la önemli ölçüde değiştirildi. Bu süreç sonrası emekçiler ciddi hak kayıplarına uğradı; çalışma yaşamı modern kölelik düzenine dönüştü, taşeron sistemi getirildi, sendikal örgütlenmenin önü kesildi, toplu sözleşmeler işverenin insafına bırakıldı, grevler yasaklandı, kıdem tazminatı sınırlandı. 2017 yılında taşeron için yükselen kadro mücadele talebi 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle kısmen karşılandı ancak 4 Aralıkta çalışıyor olma şartı getirilip bir gün önce sözleşmesi bitenlere kadro verilmedi. Kadroya geçene tayin, terfi hakkı tanınmadı, zorunlu emeklilik uygulaması getirildi. Belediye taşeron işçileri ve yardımcı zabıtalar şirket işçisi yapıldı. Esas işi yaptıkları kadrolar ise verilmedi. Hâlen 500 bin belediye işçisi ve yardımcı zabıta belediyede asıl işi yaptıkları kadrolara geçmeyi beklemektedir. Emekçilerin hak verilir gibi yapılıp hakları sınırlandı, düşük ücrete mahkûm edildi. Kamuda hizmet alım sözleşmesi diye bir sınırlama getirilip 100 binden fazla taşeron çalışanı da taşeronda bırakıldı. Karayolları, Demiryolları, PTT, çağrı merkezleri gibi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı çok sayıda iş yerinde, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde, kamu bankalarında güvenlik ve sosyal tesis ile yemekhanelerde, Tarım Bakanlığında, bağlı kuruluşlarda, kamu iktisadi teşekküllerinde taşeronda kalanların hâlen feryadı duyulmuyor, kadroları verilmiyor.

Stajyer ve çırakları istihdamda TÜİK işçi sayarak genç işsizi düşük göstermekte, bakanlık ise bunları öğrenci olarak tanımlamaktadır. Bu, büyük bir haksızlıktır. Sigorta kartı işe başladığı gün verilip yaşlılık sigortasına esas süreci yaş dolunca uygulamaya almak yerine hemen başlatılmalıdır. Geriye dönük primler ödeyerek tüm staj ve çırak mağdurlarının hakları verilmelidir. Gençler işsizdir, kelime oyunlarıyla genç işsizliği yok göstermek doğru bir yaklaşım değildir. Emeklilikte adalet arayanların sesi duyulmalıdır. Kademeli bir emeklilik haktır ve bu hak sağlanmalıdır. Bir günle on yedi yıl kaybını hiçbir vicdan kabul etmez. Gerekli düzenlemelere gidilmelidir.

Toplum Yararına Programlar kapsamında işe alınan, güvencesiz çalıştırılan emekçilere sürekli iş ve çalışma hakkı sağlanmalıdır. Mevsimlik ve daimî işçilere sürekli işçi kadrosu verilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığında güvenlik hizmetlerinin on iki ay çalışması sağlanmalıdır. İl özel idare ve belediye geçici işçilerinin kadroları sürekli işçi kadrosuna dönüştürülmelidir.

Emeklilerle ilgili hak kayıpları AKP iktidarı döneminde artmıştır, Emekliler Yılı da tam bir zulüm yılı olmuştur. AKP döneminde aylık bağlama oranı katsayısı 2008 yılında yüzde 70'lerden yüzde 40'lara çekilmiş; 2000 öncesi, 2000-2008 aralığı ve 2008 sonrası üç ayrı emekli maaşı uygulaması yaratılmıştır. İntibak düzenlemesiyle bu haksızlık giderilmelidir ve emeklilik aylık bağlama oranı yüzde 70'e çıkarılmalıdır. Emeklilerde ilaç katkı payı kaldırılmalı, en düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çıkarılmalı ve bayram ikramiyeleri de asgari ücret düzeyinde olmalıdır. Emekli, sizden tatilden önce geçinebilecek bir maaş beklemektedir. Asgari ücret 30 bin liraya yükseltilmeli, açlık sınırı altında emekli maaşı ve asgari ücret olmamalıdır. Esnafların, söz verildiği gibi, 9000 gün prim 7200 güne indirilmesi sağlanmalıdır.

İş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili düzenlemelere rağmen iş cinayetlerinde Avrupa 1'inciliği devam ederken bu yıl staj yapan ya da çocuk yaşta işçi ölümleri dikkat çekicidir. Bu bağlamda yeni önlemler ve düzenlemeler ihtiyaç görülmektedir.

Engellilerin çalışma kotası yüzde 3'ten yüzde 6'ya çıkarılmalıdır. Çok engelli istihdamına yol açın ki engelli sadaka değil iş istiyor; taleplerine karşılık verin.

Sayın Bakan, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde çalışma yaşamıyla ilgili her düzenleme emekçinin aleyhine sonuç yaratmıştır, işçi-emekli mutlu değildir. Baskıyla emekçiler ezilmekte, grev ile toplu iş sözleşmesi hakkı dahi engellenmekte ve sendikalaşmanın önünde engeller yaratılmaktadır. Hak arama yolları hep emekçi aleyhine işletilmektedir. Her kriz sonrası emekçilerin hakları tırpanlanmaktadır. Çalışanların vergi adaleti talepleri için de bir çözüm üretilmediği gibi asgari ücret enflasyon karşısında eridiği hâlde düzenleme bu yıl yapılmamıştır. Yılda en az 4 kez asgari ücret güncellenmelidir. İşveren ile iktidar el ele yürürken iktidar sosyal devlet gereği işçilerin de yanında olması gerektiğini unutmamalıdır.

Sayın Bakan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)