KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli Bakan, kıymetli bürokratlar; öncelikle bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Sayın Bakan, yarın 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Bu kitapçığınızda bu Tip 1 diyabetle ilgili söz verip de yerine getirmediğiniz -sizin şahsınızda söylüyorum ama sizden önceki bakanlar ve paydaş bakanlıklar; Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı- defalarca gündeme gelmiş bu soruna yönelik bir çözümünüz keşke burada olsaydı. Ben, Tip 1 diyabetli bir çocuk babasıyım, çocuğum 6,5 yaşında; yaklaşık on ay önce bir tanı aldık ve biz bu Tip 1 diyabetin ne olduğunu en acı ve şiddetli hâliyle yaşamaya başladık. Yani şimdi, burada her şeye para bulurken bu sensörlere ve pompaya para bulamama meselesini ben anlayabilmiş değilim. Ben mühendisim, matematik de bilirim; sabah arkadaşlarımız "Şu ilaçlar niye ödeme kapsamında değil?" falan diye söylediklerinde, kıymetli milletvekili arkadaşlarımızın "Ya, onların işte onayları yok, ruhsat almadılar." falan filan tarzında birtakım kabul edilebilecek gerekçeleri var ama bu pompa ve sensörler Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı tarafından geri ödeme kapsamına alınmışken, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında ücretsiz bir şekilde ödenirken, Sayın Bakanım, bizim ülkemizde niye ödenmiyor? Bizim çocuklarımız bu kadar kıymetsiz mi, değersiz mi? Tip 1 diyabetli ailelerin ne yaşadığını acaba biliyor muyuz? Yani 2013'te Sağlık Uygulama Tebliği'ne girmiş olan bu ödeme neden bir yıl geçmeden tekrar buradan çıkarıldı? Burada vardı. Yani biz ülke olarak buraya, 30 bin-40 bin civarındaki çocuğumuza bu parayı veremiyor muyuz ya da Bakanlığınız olarak, Tip 1 diyabetli çocukların yaşayacağı komplikasyonlardan kaynaklı ileride yaşayacakları hastalıkların bu ülkeye maliyetlerinin bu sensör ve pompalardan daha fazla olduğunu bilmiyor muyuz, hesaplayamıyor muyuz yani Bakanlığımız buna muktedir değil mi?

Bakın, ben geçen hafta bir konuşma yaptım, yüzlerce mesaj geldi bana, inanın, utandım. Niye utandım biliyor musunuz? Bana diyorlar ki "Allah senden razı olsun." Ya, ben milletvekili olarak bir çözüm üretemedim ki ne benden ne 600 milletvekilinden ne de Bakanlıktan Allah razı değil. O yüzden, ne olursunuz, derhâl bu sorunu çözelim, bu kanayan bir yara. Bakın, annenin biri ne diyor biliyor musunuz? "Çocuğum okula başladı, kalem tutamıyor." Neden? Onlarca kez o küçük parmakları deliniyor ve o çocuğumuz parmağıyla kalem tutamıyor.

Sayın Bakanım, bu işi çözecek misiniz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI VEDAT IŞIKHAN - Evet.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Soruyorum size: Ne zaman çözeceksiniz peki? "Evet." diyorsunuz, onaylıyorsunuz, peki ne zaman çözeceksiniz bu işi? Lütfen, bunu yarın açıklayın ya, ben de Tip 1 diyabetli bir çocuk babası olarak teşekkür edeceğim ya, gerçekten teşekkür edeceğim. Ya, bir sürü vergi borcu siliyoruz; bir sürü zenginin, varsılın burada kanun yoluyla cebine para sokuyoruz ama Tip 1 diyabetli evlatlarımıza bu iyiliği yapmıyoruz. Bakın, anneler sırtlarında çantalarla, o insülin iğneleriyle okulların kapısında bekliyorlar. Bu anneler çalışamıyor, bu anneler iş gücünden mahrum kalıyorlar ve bunun amasız fakatsız ödeme planının içerisine konması gerekiyor.

Ben konuşmamda da daha önce söylemiştim, şanslı bir babayım. Neden? Çünkü benim gücüm çocuğuma bir sensör almaya yetiyor. Bakın, Sayın Bakanım, o sensörün gün içinde verdiği verilerden bahsetmek istiyorum. 10 Kasımda, tarih 10 Kasım, ne olmuş biliyor musunuz benim kızımda, eğer sensör olmamış olsa benim fark edemeyeceğim, annesinin fark edemeyeceği neler olmuş yavrumuzun vücudunda? Saat 06.56'da 80'e düşmüş şekeri, 07.21'de düşük uyarısı veriyor bize, biz fark ediyoruz ve çocuğumuzun başına gidiyoruz, 78'e düşmüş. Bakın, 12.00'de 54'e düşmüş yani buradaki hekim arkadaşlar 54'ün ne olduğunu bilir. Eğer o sensör olmasa, o sensörün marifeti olmasa, cep telefonuma mesaj gelmemiş olsa belki de çocuğum çok ciddi bir sağlık problemiyle karşılaşacaktı, belki hasar kalacaktı çocuğumda. Bu ülkenin 30 bin-40 bin evladı her gün bu sorunu yaşıyor, her gün bu sorunla karşı karşıya. Peki, sensör olmazsa, onlar için bu üçüncü göz olmazsa; bu uyarı sistemi çalışıp anneyi, babayı, okuldaki öğretmeni müdahale ettirmezse bu çocukların vebalini kim taşıyacak, bu işin hesabını kim verecek Sayın Bakanım? Lütfen, bazı şeyleri yapabilecek güçteyiz, kapasitedeyiz; bu ülke de bu sorunu çözer. Lütfen, buradan bu müjdeyi bu ailelere verin, sizden rica ediyorum.

Teşekkür ederim. (CHP milletvekillerinden alkışlar)