Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Nurettin Alan, Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser ve 39 Milletvekilinin Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2616) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 23 .10.2024 |
CUMHUR UZUN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Çok Kıymetli Komisyon üyesi arkadaşlar, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlarımız; hepimize iyi bir çalışma günü dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Hukuk güven esası üzerine kurulmuş bir müessese. Bu nedenle, hukukta güvensizlik yaratan her bir adım, özünde böyle bir saikle yapılmamış olsa bile toplumda ciddi endişeyle karşılanıyor ve bu nedenle hukuku güvenli kılmak hepimiz için vazgeçilmezlerimizden. Örneğin, tabii yargıç ilkesi hukukumuza neden girmiştir? Davaların özel hâkimler tarafından görülmesinin yaratacağı endişeyi bertaraf etmek, aslında hiç öyle olmayacak olsa bile bununla ilgili bir kaygı kalmasın, herkes önceden belli olan yargıç huzuruna çıkarılsın ve oradan çıkan karara saygı gösterilsin, hukuka üstünlük sağlansın istenmiştir. Buna ilişkin hukukumuzda yapılmış düzenlemeler var, bu düzenlemelerden bir tanesi de kıdemli savcının başsavcı vekili olarak görev yapması. Kıdem sizin ayarlayıp ayarını değiştirebileceğiniz bir şey olmadığı için kendi içinde bir objektiflik taşıyor ve bugüne kadar uygulanagelmiş. Elbette uygulama sırasında bazı kuralların iyi gitmediğine ilişkin tespitler yapılabilir ve bunlarla ilgili düzenlemeler yapılabilir. Ancak yapacağımız düzenleme anlık değerlendirmelerle değil, toplumun hukuka olan genel güvenini zayıflatacak olgulardan arındırılmış, daha güçlendirilecek olgular olmak durumunda. İktidarlar değişir, görevler değişir, sonunda o iktidar döneminde yapılan ve temeli daha öncelerden var olmayan bir atama o iktidarın kendisinin yaptığı ve kendi çıkarları için yaptığı atamalar hâlinde düşünülmeye başlar. Biz Anayasa değişikliği sırasında HSK’nin mevcut yapısını yapılan atamalar, Kurulun oluşturulması nedeniyle hukuka gerçekten uygun olmadığı ve müdahaleye açık, siyasi müdahaleye açık olduğu konusunda hepimiz eleştirdik ve sanırım bu konuda en azından bu Komisyon itibarıyla, Adalet Komisyonu itibarıyla farklı düşünen arkadaşımızın olmadığını zannediyorum. Hukuk üzerinde siyasetin, siyasetin etkisinin HSK üzerinde bulunmaması, siyasi vesayetin kaldırılması nedeniyle Adalet Bakanının, HSK Başkan Yardımcısının üyesi olması gibi konular çokça tartışıldı. HSK tarafından bu yapısı itibarıyla, HSK tarafından yapılacak bir görevlendirmenin özellikle yapıldığına ve o Başsavcı Vekilinin siyasi bir saikle oraya getirildiğine ilişkin kanaat her geçen gün toplumda artacak ve zaten hukuka olan güvenin yerle bir olduğu bir dönem içinde bulunduğumuz dikkate alınırsa yaptığımız işin hukuka, en azından zihinlerimizdeki ve her bir hukukçunun mutlak inandığına inandığım hukukun üstünlüğüne fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Mevcut kuralın aksayan bölümünü gidermek için başsavcı vekilliklerinin sayısının çoğaltılmasını, Sayın Genel Müdürün dün ya da Sayın Bakan Yardımcımızın dün sunuşta söylediği kıdem esasına göre yorulmuş arkadaşların o görevde kalmaları nedeniyle verimde düşüklük yarattığı belki de gerçeğini bertaraf etmenin yolu vardır. Ancak bir şeyi bertaraf etmek için sistemi tamamen ortadan atan ve daha kötü, toplumun bu kez hepsinin hukuka olan güvenini zedeleyecek bir düzenleme yapmak durumunda değiliz. O nedenle başsavcı vekilliklerinin sayısının çoğaltılması suretiyle mevcut başsavcının kıdemine bağlı olarak meslekteki yaşı, deneyimi itibarıyla belki de emekliliğine az kalmış olması nedeniyle görevi artık eski enerjisinde yapamıyor hâlini aşabiliriz. Aştığımızda kıdem sırasına göre sıraladığımız başsavcı vekilliklerinden performansı bir kişiden beklediğimiz işi belki birden fazla kişiden elde etmek durumunda kalabiliriz. Belki bu maliyetli de olabilir ancak hukukun üstün olduğunun toplum tarafından bilinmesinden daha iyi şey yapmış olmayız. Bizim ihtiyacımız ve bizim ödevimiz hatta, bu Komisyon olarak görevimiz olduğunu düşündüğüm şey Türkiye’de hukukun üstünlüğünün azaltılmış olmasının etkilerini ortadan kaldırmaktır, ona daha imkân verecek düzenlemelerden özellikle kaçınmaktır. Ben bu hususun, başsavcı vekilliklerinin sayısının çoğaltılması suretiyle endişelerin bertaraf edilebileceğini bir uygulamacı olarak, otuz sene adliyelerde bulunmuş birisi olarak, işleyişi bilen birisi olarak söylüyor, öneriyorum. O nedenle bu düzenlemenin bu yönüyle ele alınması açısından mevcut gündemimizden, tekliften çıkarılmasını, bu hâliyle çalışılarak tekrar önümüze getirilmesini ve sonuçta da hukukun üstünlüğüne el birliğiyle katkı koymamızı hem şahsım hem de grubumuz adına öneriyorum. Teşekkür ediyorum ben.