KOMİSYON KONUŞMASI

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Sayın milletvekilleri, ben, Sayın Genel Müdürün sunumundan çok etkilendim ve bence bu tartışmayı da burada bitiriyor çünkü bu kanunun bir etki ajanlığı kanunu olmadığını söylediniz; doğru mu efendim? ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Doğrudur efendim. İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Eleştirilerin ve siyasi açıklamaların da etki ajanlığı kapsamına girmeyeceğini söylediniz. ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Tabii ki efendim. İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Efendim, ben, şimdi size Gezi davasının 19/2/2019 tarihli 2019/1811 numaralı iddianamesinin 23’üncü sayfasının birinci bölümü girişindeki “etki ajanlığı” tarifini anlatıyorum. “2011 yılında ülkemizde temelleri atılan ve 2013 yılı Mayıs ayı itibarıyla sahneye konulmaya çalışılan, kamuoyunda ‘Gezi Davası’ ‘Gezi Parkı eylemleri’ olarak anılan ancak aslında bir kalkışma hareketi olan iddianameye konu eylemlerin vahametini anlatması açısından 2 kişi -sanıklar- arasındaki telefon konuşmasında provokatif paylaşımlar yaparak etki ajanlığı yaptıkları, olayların ülkemiz açısından son derece vahamet arz ettiği dikkate alınarak iddianamenin ilk bölümünde olayların ne şekilde gelişerek kurgulandığı ve ülkemizde yaşanan kalkışmanın kronolojisinden bahsedilecektir.” demek suretiyle, zamanında bu kanun hiç düzenlenmeden ve yürürlükte dahi yokken bir iddianameye konu olmuş, bu iddianame Yargıtay tarafından onaylanmış ve -şu anda bunun siyasal sonuçlarını da biliyorsunuz- o zaman dahi 2 kişi arasında geçen telefon konuşması provokatif paylaşım kabul edilerek fiili etki ajanlığı olarak tanımlanmıştır. ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Şimdi... İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Bir dakika, bitireceğim. Devam ediyorum Sayın Genel Müdürüm, öyle değil yani biz etki ajanı nedir, ne değildir; o zaman size kendi kararlarınızla ispat edelim. Yine, Gezi iddianamesinin 404’üncü sayfasından anlatıyorum: “Bu çalışma kapsamında Türkiye’ye döndükten sonra Hükûmete karşı ayaklanma çağrısı yapan ‘Mi Minör’ isimli tiyatro oyunu sergilenmeye başlanmıştır -tiyatro oyunu-. Gezi kalkışmasında diğer oyuncu, sanatçı ve halkı eyleme davet ederek ‘Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın.’ şeklinde ‘tweet’le ayaklanma çağrısı yaptığı ve bu suretle etki ajanlığı yaptığı anlaşılmıştır.” İddianame efendim bu bakın; “tweet” atarak etki ajanlığı yaptığını kabul etmişsiniz siz zamanında. Ne suretle? Sanatçıları eyleme davet etmek suretiyle. Yine, Gezi iddianamesinin 406’ncı sayfasından okuyorum: “Tiyatro ve sinema oyuncularını etki ajanlığı yaparak sokak eylemine çekmeye çalıştığı tespit edilmiştir sanığın.” Bakın, etki ajanlığı tariflerinize bakın. Yine, iddianamenin 426’ncı sayfasında “İnsanları galeyana getirmeye ve yönlendirmeye çalıştığı, olayları engellemeye çalışan emniyet mensuplarına yönelik olay yerinde bulunan terör mensuplarınca direnci artırmaya çalıştığı, organizasyon içinde kendisine verilen etki ajanlığı faaliyetini yürüttüğü…” diye sanık suçlamışsınız. Daha çok var. Bakın, şimdi, Gezi davasının 94’üncü sayfasından yine okuyorum; sosyal medya üzerinden halkı Hükûmet ve devlet güçlerine karşı tavır almaya davet eden, kışkırtıcı çağrılar yapan “Taksim Dayanışması” olarak bilinen grubun faaliyetlerini anlatıyor! “‘Bu sesi büyüteceğiz.’ ‘Hükûmet istifa!’ ‘Gücümüzü gördünüz.’ ‘Sokakta kazanacağız.’ şeklinde açıklamalar ve çağrılar yaparak olayın büyümesinde aktif rol alan ve bu suretle etki ajanlığı yaptıkları tespit edilen…” diye suçlamalar yapılıyor. Ya, hepinizin durup düşünmesi lazım arkadaşlar ya. Can Atalay, Osman Kavala bu kanunlar yürürlükte değilken etki ajanlığından ceza yediler arkadaşlar ya, olmayan suçtan ceza yediler ya. Siz neyi savunuyorsunuz! Savunulacak bir dayanak yok burada. Bu kadar muğlak ifadeyle yeni bir suç ihdas edemezsiniz. Çekin bunu, çekin, yeniden bir değerlendirme yapalım arkadaşlar. Yani Sayın Profesör, Sayın Hocam, düzenlemeye muhtaç bu. Bunda ısrarın, iki günlük şeyin bir âlemi yok. Delil ortada. Bu zaten Anayasa Mahkemesinden de geçmez, zaten dünya bize güler. Bir de “Etki ajanlığı değil, bu suç.” diyorsunuz ya. Nedir peki kardeşim? Bu cihetlerden bu değerlendirmeye alınsın. Delil ortada. Tebliğname kararda var, bunları karardan okuyorum. Lütfen yani Sayın Başkan... Yeterince de anlaşıldı bence 16’ncı madde.