Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç)Yükseköğretim Kalite Kurulu d)Üniversiteler |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 14 .11.2024 |
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan ve değerli Komisyon üyeleri, muhterem bürokratlar; hepiniz hoş geldiniz.
Gelir eşitsizliğinin son on sekiz yılın en yüksek seviyesine çıktığı, her 100 çocuktan 42'sinin yoksul olduğu Türkiye'de ekonomik krizin eğitim üzerindeki olumsuz etkileri giderek artıyor. Sayın Bakan, eğitimden tasarruf olmaz, hani itibardan olur ama eğitimden asla tasarruf olmamalı.
Millî Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçe artışı yüzde 33 oldu, Diyanetin bütçe artışı yüzde 41. MEB bütçesinin evet, yüzde 80'ini personel giderleri ve sosyal güvenlik primi oluşturuyor ve 2025 MEB bütçesinin mal ve hizmet alım giderlerinin payı yüzde 8; bu da çok yeterli değil, yetersiz ve cari transferler biraz artmış, bu cari transferler içinde sizlere yakın cemaat destekli vakıflar ve derneklere yapılan yardımların da olduğunu düşünüyorum. Bakın, 2024 yılında "Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler" adı altında hangi dernek ve vakıflara kamu kaynağı aktarılmıştır? Soruyorum, siz "Yok." dersiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Defalarca söyledik.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet.
Sayın Bakan, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezî bütçe içindeki payı yüzde 9,86 ve eski yıllara göre de düşmüş yani sizin Hükûmetinizin dönemine göre ve ben 2002'yle mukayese de etmiyorum yani sizin dönemlerinizle mukayese ediyorum. Hükûmet ve siz zorunlu personel harcamaları ile cari transfer harcamalarını Millî Eğitim yatırımı olarak görmeyin. Bu kalem dışında, bakıldığında eğitime ayrılan kaynak merkezî bütçenin içinde yalnız yüzde 1,75'tir.
Sayın Komisyon üyeleri, OECD ülkelerine baktığımızda, öğrenci başına harcamalar dolar bazında kıyaslandığında, ilköğretimde üçte 1 oranında yani 11 bin, 12 bin liraya yaklaşan OECD ortalaması, bizim ise 4.038 dolar; ortaöğretimde 13.334 OECD ortalaması, bizim 4.305 dolar; yükseköğretimde ise yarı yarıya yani 20.499 OECD ortalaması, 10.657 Türkiye'deki ortalama.
TÜİK verilerine göre ekim ayının en yüksek enflasyon oranı eğitim alanında oldu, velilerin üzerine bu yıl daha da fazla yük bindi yani yüzde 93,6 eğitim konusundaki enflasyon. Eğitimden kısarak bu çocuklara, bu ülkenin geleceğine ne tür bir değer biçiyorsunuz Sayın Bakan? Eğitime bu kadar az kaynak ayırarak geleceği çalmıyor muyuz?
Okullaşma oranlarına baktığımızda, özellikle okul öncesi eğitimde öğrenci sayısı düşmüş yani oran olarak yüzde 84,3 olmuş 5 yaşta ki 5 yaşı bize hani zorunlu eğitim olarak beklerken giderek bir düşme görüyoruz ve bunun mutlaka dikkatle izlenmesi gerektiğine dikkat çekmek istiyorum. Yine, zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen eğitim dışında kalan çocuk sayısının son üç yılın en yüksek değerine ulaştığını görüyoruz yani 2023-2024 yılında eğitim dışındaki çocuk sayısı 613 bin kişiye ulaşmış vaziyette. İlkokulda her 100 öğrenciden 5’i okula gitmiyor, ortaokulda her 100 öğrenciden 9’u okula gitmiyor, ortaöğretimde ise her 100 öğrenciden 12’si okula gitmiyor. Peki, bu çocuklar nerede Sayın Bakanım, neden okula gitmiyorlar? Aileler için bir cezai müeyyide yok mu? Eğitim devletin sunduğu bir hak değil mi yoksa ekonomik zorluklarla boğuşan aileler bu yükün altında çocuklarını çalıştırmak zorunda mı kalıyor? Bu soruları sormak ve yanıtlarını aramak zorundayız. Neden zorunlu eğitimde olması gereken çocuklarımız her yıl daha fazla sayıda okuldan kopuyor? Bizler nasıl bir sistemde, hangi vicdanla çocuk işçiliğinin arttığı bir topluma göz yumabiliyoruz?
Çocuk işçiliği kanayan bir yara; 5 çocuktan en az 1’i çalışıyor ve 1 milyonu aşmış vaziyette. 2023'ten 2024'e kadar en az 66 çocuğumuzu kaybettik çalışma koşulları nedeniyle ve çoğu tarım ve sanayi sektöründe çalışan bu çocuklar ağır koşullarda ekmek parası kazanmaya çalışırken can verdiler. Kendi çocuklarımızdan, eğitimin ve oyun oynamanın çok görüldüğü bu ülkede makineye sıkışarak, sıcaktan bunalıp kanallarda boğularak ölen çocuklardan söz ediyorum. Çocuk işçiliği neden bu kadar yaygınlaştı? Aileler çocuklarını eğitim yerine çalışmaya göndermek zorunda kalıyorsa bunun sorumlusu kim? Onlara “Geleceğimiz.” derken gerçekten içten mi davranıyoruz? Bunu hepimiz için söylüyorum.
Evet, 14-17 yaş arası MESEM öğrencisi olan 11 çocuk staj yaparken hayatlarını kaybetti. MESEM’ler çocuk işçiliğini meşrulaştırıyor mu Sayın Bakan? İş güvenliği ve sağlığının denetlenmediği MESEM’lerde iş cinayetleri ve kazalarının önüne nasıl geçilecek? Çocuk yaşta çalışmaya başlamalarına rağmen staj ve çıraklığı neden sigortalılık başlangıcı saymıyorsunuz yani siz Çalışma Bakanlığıyla bu meseleyi niye çözmüyorsunuz? MESEM’lere katılım yaşını daha da düşürmek için 4 kentte meslek okulları açıldı, ortaokullar açıldı, çalışma yaşını 12’ye mi düşürmek istiyorsunuz?
Sayın Bakan, “Sağlıklı beslenme nasıl olur?” videosu hazırlamış Millî Eğitim Bakanlığı, milletle alay mı ediyorsunuz? Çocuklarımız aç “En azından çocuklarımıza bir öğün yemek verin.” diye hiç durmadan, her dönem bu konuyu gündeme getiriyoruz ama maalesef giderek yemek verme işlemlerinin de azaldığını yani belli, 1 milyona yakın çocuğa yemek verme işlemlerinin de azaldığını ifade ettiniz.
Gelelim başka bir soruya; çocuklarımız ne kadar sağlıklı beslenebiliyor? Veliler çocukları için kantinlerde cep yakan fiyatlarla boğuşuyor, kantinlerde bir tost 50-60 lira. Bu ülke çocuklarının yalnız açlık değil, sağlıklı beslenme gibi temel bir ihtiyacı karşılanmazken onlardan nasıl bir başarı, nasıl bir gelişim bekleyebiliriz?
Sayın Bakan, siz 1'inci, 5'inci ve 9’uncu sınıf öğrencilerinize mektup yolladınız. Tabii, bunu basına yansıdığı kadar ifade ediyorum ki altın varaklı olduğu söylendi bu mektupların ve maliyetin 21 milyon lira olduğu söylendi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - İnandınız mı? İnandınız mı?
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Hayır, siz buna cevap verin; bu, basına yansıdığı için söylüyorum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Verdik ama; siz sordunuz, cevap verdik defalarca.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet, ilk ve ortaöğretim değil sadece, evet -YÖK Başkanımız da burada- üniversite öğrencilerinin yüzde 71'i yeterli ve dengeli beslenemediğini söylüyor, yüzde 56'sı yemek yemediği günler olduğunu ifade ediyor, yüzde 70 öğrenci ayda 5 bin liranın altında parayla geçindiğini ifade ediyor; yani bırakın sağlıklı beslenmeyi, karınlarını doyuramıyoruz ve servis ücretleri çok ağır geldiğinden kilometrelerce bu öğrencilere yol yürütüyoruz. Özellikle deprem bölgesi Sayın Bakan, geçen yine haberlere intikal ettiği kadarıyla...
Sıra gelmişken, vazgeçin şu kalıcı yaz saati uygulamasından. Yani bunu gündeme Millî Eğitim Bakanı olarak siz getirin çünkü sabahın köründe o yavrucakların okula gitmek için kaçta kalktığını hepiniz biliyorsunuz. Gece geç vakitlerde, güvenliğin olmadığı sokaklarda o gençlerin nasıl yürüdüğünü, öğrencilerin nasıl yürüdüğünü bir kere daha hatırlatmak istiyorum.
Evet, temiz içme suyuna ulaşamayan okullarımızda, sıralarda oturacak yer bulamayan -evet, bazı okullarımızda iyi olabilir ama 60 kişilik sınıfların da olduğunu unutmayın- ikili eğitimin verildiği ülkemizde çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Hijyen sağlanamadı ve hijyen konusu çok gündeme geldi, Millî Eğitim Bakanlığı açıklamalar yaptı ama neticede, gerçekten, ilk başta, bu İşgücü Uyum Programı yüzünden geciktiğini ifade ettiniz ama kalıcı bir çözüm bulmak zorundasınız. Bu şekilde, okullarımızda görevlendirilmek üzere hem bu Toplum Yararına Program'ına uygun kişilerin daha çok sayıda olması okullarımızda önem arz ediyor.
Yine, 4+4 tutmadı Sayın Bakan, müfredattan önce değişmesi gereken bu sistem. Liselerin ve sistemin iflası; fen ve anadolu liseleri ile yabancı dille eğitim yapan kolejler olmak üzere tüm liseler YKS'de âdeta dibe vurdu ve imam-hatipler, meslek liseleri ve diğer liselerde durum daha da vahim. Fen liseleri ve anadolu liselerini değersizleştirdiniz, 2024 YKS'de puanı hesaplanan fen lisesi mezunu sayısı 60.634, dört yıllık lisansa giren 28 bin öğrenci var, açıköğretime bile giren fen lisesi öğrencisi var, yani fen lisesi sayısını bu kadar çok arttırmanızın bir anlamı yoktu. Anadolu liseleri tabela okulu yapıldı, 930 bin kişi girmiş, 170 bini dört yıllık lisansa girmiş; imam-hatip liseleri daha da kötü, 252 bin mezundan 41 bin kişi girmiş ve meslek liselilerinde tabii ki çok daha vahim durum. Tebrikler, teknoloji ve çağın şartlarına uygun bir eğitim modeli geliştireceğinize, ideolojinize uygun Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni geliştirdiniz! Bunun nasıl geliştirildiğini çoğu Millî Eğitim çalışanı bilmiyor. Şimdi, Sayın Bakan, erdemli yöneticilerin yönettiği, erdemli yöneticilerin olduğu ülkelerde iyi, erdemli nesiller yetişir, bunu da hatırlatmak istedim.
Evet, üniversite sayısı arttı ama kalite ve nitelik yerlerde. Merkezî sınavlarda 4-5 soru hatalı olabilir mi, size de sormak istiyorum. Son beş yılda 2 milyona yakın öğrenci başladığı üniversite eğitimini tamamlamadan bıraktı. Neden diye size de soruyorum çünkü üniversitede eğitimin öğrencilere sağlayacağı ekonomik getirilerdeki düşüş ve üniversite okumanın gerektirdiği masraflar yüzünden öğrenciler okulu bırakıyor. Sayın Bakan da övünüyor, "Yabancı ülkelerden, yabancı uyruklu 345 bin öğrencimiz var." diye. Bizim öğrencilerimizin de durumu bu! Sonuç? Diplomalı işsizler ordusu. İş hayatı aradığı vasıflı iş gücünü bulamıyor, çok iyi yetişen üniversite ve bölüm mezunları -çok az üniversitemiz kaldı- onlar da yurt dışına gidiyor yani beyin göçünü sağlamış oluyoruz. Sayın Bakan, siz öğrenci yetiştiremiyorsunuz ortaöğretimde ve ilköğretimden itibaren, YÖK de üniversiteleri geliştiremiyor ve geriletiyor. Bilimsel yönü iyi olan üniversitelerin içini de karıştırdınız; bakın, Boğaziçi iyice geriledi yayın ve şey bakımından çünkü rektörlerini değiştirdiniz, akademisyenlerini değiştirdiniz. 12 bin akademisyenin Türkiye'yi terk ettiği söyleniyor, umurunuzda mı, bilmiyorum. Rektör atamalarındaki siyasi tercihleriniz ki siyasetçi peşinde koşan akademisyenleri de görüyorum, gerçekten durum çok acı.
Geçen yıl 100 bine yakın öğrenci barınma sorunu nedeniyle üniversite kaydını dondurdu ya da yaptırmadı; devlet yurtları yetersiz, özel yurtlar da astronomik fiyatta, ev kiraları daha da beter.
Sayın YÖK Başkanım, ülkede sahte diplomadan geçilmiyor; Yıldız Teknik Üniversitesinde 2024 yılında 11 kişinin sahte diploma aldığı ortaya çıktı.
Türkiye'de neredeyse 18-24 yaş arasında her 3 gençten 1'i ne eğitimde ne de istihdamda. Bu durum diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok vahim.
Evet, taşımalı eğitim... Bir yönetmelik yayınladınız "Taşıma merkezi 30 kilometreden fazla olan, öğrencisi taşınacak yerleşim birimlerinde ikamet eden öğretim ve ortaöğretim öğrencileri zorunlu olarak yatılı bölge okullarına ve pansiyonlu okullara yerleştirilir." deniliyor; yani 2024 ve 2025 öğretim yılı itibarıyla uygulamaya konulacak yeni Taşımalı Eğitim Yönetmeliği taşımalı eğitimden yararlanan öğrenci sayısını önemli oranlarda azaltma riski taşıyor ve ikili eğitim yapan okullardaki taşımalı öğrencilerin ücretsiz yemek hakkı da ortadan kaldırıldı.
Şimdi, bu öğretim yılında kaç öğrenci taşımalı eğitimden faydalanıyor, kaç öğrenci kaderine terk edildi, kaç öğrenci pansiyon ve yatılı okullara kaydırıldı, onu da sorayım istedim.
ÇEDES'i lütfen kaldırın, çok büyük sıkıntılar... Yani yapılan, ortaya konulan senaryolar pedagojik mi, psikolojik ve bilimsel mi; o belli değil. Bu kişilerin pedagojik formasyonu var mı? O yüzden, kalkmasında fayda var.
"Mülakat gibi mülakat yapayım." derken sınıfta kaldınız Sayın Bakan. MEB dışında gerekliliğine ve adil olduğuna inanan da yok, isteyen de yok. Mülakata girilen il öğretmen adaylarının kaderleri oldu; farklı illerdeki komisyonların farklı puan diliminde puan vermeleri ve bunların stantardize edilmeden atama puanlarına eklenmesi yaşanan krizin ana nedeni. Bu durum kul hakkı yemektir bildiğiniz gibi, siz inançlı da bir insansınız.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Doğru söylüyorsanız böyle itham edebilirsiniz.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet, doğrusu...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Cevap vereceğim ya size.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Doğrusu KPSS puanlarını şey yapmanız, ona göre...
Bir diğer sorunumuz da öğretmen açığı ve atama bekleyen öğretmenler. Yüz binlerce öğretmen atama beklerken mevcut öğretmenlerin önemli bir kısmı ise geçici, güvencesiz koşullarda çalışıyor. Yahu, kaldırın şu sözleşmeli ve ücretli öğretmenliği! Devamlı aynı şeyi söylüyoruz ve bazen muhalefeti dinlemekte fayda var Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Hep dinliyoruz.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Hiç dinlemiyorsunuz, keşke dinleseydiniz. Eğer dinlemiş olsaydınız şu Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu asla geçirmezdiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Şenol Hanım, siz de bize değil de duvar yazılarına inanırsanız...
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Yusuf Bey, yok, hiç duvar yazısı falan değil.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, en son size söz vereceğiz, lütfen...
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet, benim sürem de azaldığı için...
Bakın, 81 ilimizin tamamında uyuşturucu madde kullanımı tespit edilmiş durumda, biliyorsunuz, yaklaşık 13 milyon çocuğumuz madde bağımlılığına karşı savunmasız durumda. Madde kullanma yaşı 10 ila 12 yaşa kadar düşmüş, okullarda şiddet, akran zorbalığı giderek artmış. Önlemleriniz nedir Sayın Bakan? Yani en önemli konularımızdan biri bu.
Yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu, dedik biraz önce; keşke dinleseydiniz, böyle bir Akademi... Sadece bir akademi, Millî Eğitim Akademisi kurup istediğiniz şekilde ve üniversitelere, eğitim fakültelerine paralel bir yapı kurmak için akademi şeyini getirdiniz, Millî Eğitim Akademisini kurdunuz ama bu akademilerde eğitim fakültesinden mezun olan kişileri bile iki seneye yakın tutmak durumunda kalıyorsunuz. Allah aşkına, böyle övmek olmaz! Eğitim fakültelerinden mezun olanları değil de mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğretmen olmak isteyen ve başvuru kriterlerine uygun adayların pedagojik formasyon almaları sağlanmalıdır ve MEB'de de mevcut öğretmenlerin hizmet içi eğitimi yapılmalıdır. Niye böyle bir karar aldınız? Yani öğretmenliği altı yıla mı çıkardınız? Çok dile getirdik bunları, bunlara gerek yok "Akademiye de karşı değiliz." dedik ama yani yaptığınız işlem paralel yapılar mı kurmak devamlı bir şekilde?
Evet, denetim elemanlarını tekrar ediyorum, müfettişlerin durumunu düzeltin ve denetim mekanizmasının iyi kurun çünkü Millî Eğitimin alanı çok geniş, bu alanda denetim yapılması gerekiyor ve denetimsizlikten dolayı birçok sıkıntı yaşanıyor.
Evet, Halk Eğitim Merkezlerinde çalışan usta öğreticilerden söz etmek istiyorum. Maşallah, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde tasarruf tedbirleri nedeniyle Türkiye genelinde 98 bin kişi olan usta öğreticilerin eğitim faaliyetleri durduruldu, şu anda usta öğreticiler işsiz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Tasarruf tedbirleri diye kim dedi?
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Öyle deniliyor, bize gelen usta öğreticiler söylüyor.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - O da yanlış.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Ama 98 bin insanın şu anda kursları niye açılmıyor?
İkincisi: Evet, çok büyük, çok büyük problemleri vardı bunların; bunların kadro mevzusu vardı yani Millî Eğitim Bakanlığı bunları sözleşmeli de memur olarak da kabul etmiyordu, işçi kabul edilmiyorlardı, tatillerinde maaşları, ücretleri kesiliyordu. İyi bir şey beklerlerken bu sefer kapının önünde kaldılar ve bu yüzden binlerce usta öğretici geçim derdine düştü ve birçok kursiyer de mağdur edildi çünkü o kursiyerler de en azından sosyalleşiyordu, iş imkânı, bir beceri kazanma durumunda kalıyordu. Her çalışan gibi kendilerine değer verilsin istedi usta öğreticiler, özlük hakları tanınsın ve yaptıkları iş angarya olarak görülmesin; istedikleri bunlardı ama maalesef, böyle bir durum söz konusu oldu.
Şimdi, Sayın Bakan yani, gerçekten Millî Eğitim Bakanlığının çok büyük sıkıntıları var, kolay bir Bakanlık değil Türkiye'nin en çok kişiye hitap eden, kesime hitap eden Bakanlığı ama bütçe yapılırken de görüş alınmasında fayda var diye düşünüyorum.
O yüzden, ben çok teşekkür ediyorum ama zamanımı tam kullanmadım herhâlde.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Yok kullandınız, tam son saniyeler şu an.
Teşekkür ederiz.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ederim.