KOMİSYON KONUŞMASI

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Hoş geldiniz Sayın Başkan, Deniz Hanım.

Sunum için çok teşekkür ederim. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu değil, muhalif sesleri, toplumsal muhalefeti susturma kurulu olarak çalışıyorsunuz. Sunum yine de fena değildi, çabanız takdire şayan.

Ama benim birkaç sorum var kamu spotlarıyla ilgili.

Birincisi, bu vajinal doğumla ilgili aslında yayınlanan bir kamu spotu var. Bununla ilgili olarak; bir, kadınları anneliği ve doğum yapma şekli üzerinden ayrıştıran bir dil kullanılmış bu spotlarda. Bir de "normal doğum" tanımı bile zaten tıbbi değil. Buna tabii ki doktorlar, hekimler karar verirler kadınların nasıl doğum yapacağına yani bu kamu spotunun kendisinin şiddet içeren, ayrıştırıcı bir spot olduğunu düşünüyorum ve bunun olmaması gerektiğini düşünüyorum.

Bir diğer kamu spotu da şu: LGBTİ+'ları hedef gösteren spotlar yayınlanıyor. Yani Ceza Kanunu'na göre, tabii ki suç içeren, açıktan nefret ve ayrımcılık söylemi kullanılan birtakım kamu spotları bunlar. Bunlarla ilgili ne diyeceksiniz?

Bir de geçen sene Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nde, İrfan Değirmenci'nin Halk TV'deki programına ceza verildi, o günkü programla ilgili olarak çünkü o gün Esmeray'ın katıldığı bir programdı ve -detayları verebilirim- "LGBTİ+ çocuklar da şu an çok seviniyorlardır beni de ekranda gördükleri için." dediği için ceza vermişsiniz. İki buçuk saat süren programdan, farklı görüş ve farklı yaşlarda toplum kesimlerinden gelen kadınların kendilerini ifade ettikleri bir programdan bahsediyorum. Dolayısıyla, sizi rahatsız eden neydi bu programla ilgili olarak? Bunu soruyorum.

Bir diğer mesele, TRT'nin çektiği bir belgesel... Bu belgeselin reklamını yapıyorsunuz Kurul olarak. Bu belgesel de yine LGBTİ+'ları hedef gösteren bir içerik taşıyor. Yine bunu da sormak istiyorum. Belgeselin ismi de "True Colors" sanırım. Yani bununla ilgili yapılmış birtakım açıklamalar var Başkan Yardımcılarınız tarafından. Bunu da sormak istiyorum.

Bir diğer konu da yine kamu spotu olarak dönen Saraçhane mitingi var mesela. Aslında tamamen nefret içerikli, toplumun bir kesimine ayrımcılık ve nefreti normal gösteren, normalleştiren içerikler taşıyan kamu spotları bunlar; dil olarak da öyle.

Bir de sunumda şöyle bir eksiklik vardı: Bunu Sevgili Deniz Hanım, mesela siz sunumu yaparken -sizin için söylemiyorum, baktığım şeylerde- mesela hâlâ kadınlardan, çocuklardan söz ederken kullanılan dilde aidiyet yani kadını nesneleştiren bir ifade kullanılıyor; "kadınlarımız" demek mesela, kadını, eşit olmayan, ikincil gösteren, nesneleştiren bir kavramdır. O aidiyet eki gerçekten şey... Yani dil çok önemlidir -Şebnem Hanım da ifade etti- kurduğumuz dil çok önemli yani toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili asıl mesajları verirken dile de çok önem vermemiz gerekiyor. "Çocuklarımız" yani onları sadece kendimize ait birtakım nesneler hâline dönüştürüyoruz böylece.

Bir de 6284'le ilgili hiç kamu spotu yok. Yani tamam, evet, programlarla insanlar belki birtakım mesajlar alıyorlar ama neden 6284'te kadınların, tedbir kararlarına veya diğer o 6284'teki haklarına dair hazırlanmış kamu spotları yok. Bunu da sormak istiyorum ya da buna dair bir hazırlık var mı?

Teşekkür ederim.