KOMİSYON KONUŞMASI

PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Tüm değerli hazırunu ve Komisyon bileşimini saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Açıkçası değerli hazırun, bazı konuşmaları gerçekten şaşırarak dinledim. Muazzam bir başarı tablosu anlatıldı eğitimdeki hâl, ahval ortadayken. Âdeta bir eğitim devrimi olduğundan bahsedildi hem nitel anlamda hem nicel anlamda. Bu eğitim devriminin ayakları anlatıldı, özellikle yirmi iki yıllık AKP iktidarı boyunca ve ne yazık ki kamusal olan bir hak, temel bir insan hakkı olan eğitim bir lütufmuş gibi, iktidarın bir lütfuymuş gibi anlatıldı ve muhalefet eleştirirken de "Hep kötü şeyler konuşuyoruz. Neden iyi şeyler konuşmuyoruz?" denildi. Samimiyetle söylüyorum, eğitim hepimizin sorunu, keşke iyi şeyler olsaydı bunları öne çıkarsaydık çünkü burası bir çözüm mercisi, bunun olması gerekiyor. Ancak "Aslan payı, aslan payı." diye övünülen MEB bütçesinin sermayeye verilen teşvikler yanında, vergi afları yanında ne yazık ki devede kulak bile kalmadığı bir bütçeyi, bir sefalet bütçesini konuşuyoruz bugün. Memlekette açlık sınırının 20 bin liraya yaklaştığı, yoksulluk sınırının 65 bin liraya yaklaştığı koşullarda böylesi bir bütçeyi konuşuyoruz ve ülkemizde 7,5-8 milyon çocuğun şiddetli yoksulluk yaşadığı, OECD ülkeleri arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranlarından birine sahip olduğumuz koşulların içerisinde ne yazık ki parasız bir eğitim, kamusal bir eğitim varmış gibi yapılıyor ve bir yalan paravanının arkasına sığınılarak bizlere havada bir sürü rakamlar ve güzellemeler anlatılıyor. Yusuf Tekin Bey bize 70 sayfalık bir metin okudu ama gerçeklere ve hakikate baktığımız zaman, binasında temizlik personelinin bile olmadığı, kapısında güvenlik personelinin olmadığı, okulların temizlikten, hijyenden uzak olduğu, yine güvenlikten tümüyle uzak olduğu ve çocukların bir kap yemeğe ne yazık ki hasret bırakıldığı vahim koşullarda biz bu bütçe kalemini konuşuyoruz.

Eğitim tabii ki AKP iktidarıyla bu hâle gelmedi. Uzun zamandır katmerli sorun alanları var eğitim alanında. Kamusal bir haktan ziyade ama yirmi iki yıllık adım adım döşenilen eğitim politikalarında eğitim bir metaya, bir ticarethaneye dönüştürülmüş durumda. Ama bu yılı özel olarak öne çıkartmak lazım çünkü bu yıl eğitim açısından gerçekten özel budalamalar ve hak kayıpları, tasfiye alanları yaşandı. Çünkü 2023-2024 eğitim öğretim dönemi öğrencilerin, eğitim emekçilerinin haklarının tasarruf paketi ya da tasarruf politikaları adı altında tümüyle tasfiye edildiği bir dönem olarak ne yazık ki tarihe geçmiş oldu. Başta okul yemeği olmak üzere temizlikten ulaşıma tüm hakların, tüm kamusal hakların, çocukların eğitime erişimlerinin budandığı bir yıl oldu.

Birkaç hatip de ifade etti, ben de belli resmî rakamlar üzerinden ilerlemek istiyorum. Geldiğimiz aşamada, resmî rakamlara göre her 5 çocuktan 1'i yeterli ve besleyici gıdaya erişemiyor; her 4 çocuktan 1'i okula ne yazık ki aç gidiyor ve bu durum çocukların fiziksel, zihinsel, davranışsal gelişimlerinde ciddi bir gerilemeye yol açıyor. Türk Aile Hekimlerinin yapmış olduğu bir araştırma ve raporlaştırma var, buradan belli örnekler vereceğim: Bu rapora göre, her 4 çocuktan 1'inin kilosu çok çok düşük. Yine aynı çalışmaya göre, Avrupa'da yüzde 18 olarak tespit edilen kansızlık seviyesi Türkiye'de kız çocuklarında yüzde 85, oğlan çocuklarında ise yüzde 68 düzeyinde. Biraz evvel bahsettiğim gibi, bu yetersiz beslenme dolayısıyla sadece büyüme ve gelişme sorunları değil ruhsal ve davranışsal sorunlar da bu konuya eklenmiş durumda.

Hâl böyleyken, deprem bölgelerinde bile okul yemeği hakkının sonlandırıldığı bir vahameti yaşıyoruz biz. Tüm bu yoksulluk, eşitsizlik, açlık, sefalet gerçeği içerisinde çocukların eğitime erişim kanalları tıkanıyor ve şu anda akın akın, okullarda terk sorunu hızlanmış durumda. Okul terki hızlanırken bu durum çocuk işçiliğini, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırıyor ve giderek yaygınlaştırıyor. İktidar vekilleri de belli okullaşma raporlarından bahsetti ama bizim de elimizde Millî Eğitim Bakanlığının 2023-2024'te yayınlamış olduğu istatistikler var, buna göre konuşacağım. Okullaşma oranı, okul öncesinden başlayarak liseye kadar kademe kademe yükseldikçe geriye gidiyor. Kademeler bazında okullaşma oranlarına baktığımız zaman ortaöğretim düzeyinde çarpıcı bir düşüş var. MEB'in açıkladığı verilere göre 2022-2023'te yüzde 91,7 olan lise çağındaki okullaşma oranı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)