Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 20 .11.2024 |
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli misafirler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Türkiye'de işkence var mı? Böyle başlayayım ben soruya, cevap da istiyorum açıkçası. Birleşmiş Milletlerin İşkence ve Diğer Zâlimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşmesi var, Türkiye de bunun altına imza atmış, bu sözleşmenin. Sözleşmenin 2'nci maddesi 2'nci paragrafında durum şöyle ifade ediliyor: "Hiçbir istisnai durum ne harp hâli ne de harp tehdidi, dâhili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez." Türkiye, İşkenceye Karşı Sözleşme'yi 1988 yılında kabul etmiş, Anayasa ve Ceza Kanunu'nda işkenceyi yasaklamış ama bazı tespitler var, bu mutlak yasağa rağmen işkencenin Türkiye'nin en başat insan hakları sorunu olduğunu ortaya koymaya devam ediyor.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı bununla ilgili raporlar yayınlıyor ve bunlardan biri, 2023 yılı, Türkiye'de doğrudan işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı için Türkiye İnsan Hakları Vakfına başvuran 731 kişiden 386'sı Emniyet müdürlüklerinde işkence gördüklerini, kötü muameleye uğradıklarını söylüyor. 55'i polis karakollarında, 68'i jandarma birimlerinde ve gözaltı merkezlerinde, ayrıca 311 kişiyse kolluk güçlerinin gözaltı ve nakil araçlarında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını belirtmiş, 2023 yılında gözaltında şüpheli şekilde 6 kişi ise yaşamını yitirmiş.
Yine, İnsan Hakları Vakfının Dokümantasyon Merkezinin verileri: 2023 yılında kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu 63'ü çocuk, en az 3.595 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 45 kişi ise yaralanmış. 2024 yılında ise 77 çocuk, 1.592 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış. Bununla ilgili olarak yurt dışı da bizi izliyor. Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Komitesi var, oradan da takip ediliyoruz.
Şimdi, en son yayınlanan iki rapor var: Bunlardan bir tanesi, Beşinci Dönemsel Raporu, o raporada artan bir şekilde özellikle gözaltında ölümler, ters kelepçe, özellikle de barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan müdahaleler öne çıkan ifadeler. Yine, Birleşmiş Milletler 142'nci Oturum Toplantısı, bu rapor da 7 Kasımda açıklandı. Burada öne çıkan ifade: "İşkence, insan haklarını kısıtlayan uygulamalar, kadına yönelik şiddet, polis gözetiminde ve cezaevlerinde işkence ve kötü muamele..."
Bakınız, devam ediyor: "Burada aslında özellikle kamu görevlisi olanlara yani işkenceyi uygulayanlara etkili, tarafsız, bağımsız, kapsamlı soruşturmalar açılmıyor, yaptırımlar uygulanmıyor. İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar, Kürtler, muhalifler, artan miktarda şiddete maruz kalıyor, keyfî gözaltılar var ve bu muameleler failsiz kalmakta ve soruşturulmamakta."
Toplanma hakkına -her türlü eylemselliğe- uygulanan kısıtlamalar var ve özet olarak, taraf devlet olarak Türkiye'ye diyor ki: "İşkence ve kötü muameleyi ortadan kaldırın."
Şimdi, bugün şiddet her yerde, sıradanlaştı, gündelik yaşamın da parçası hâline geldi. Yıl boyunca demokratik bir toplumun temelini oluşturan, anayasal güvence altına alınmış tüm toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünü kullanan herkese, burada Cumartesi Anneleri var, işçiler var, öğrenciler var, kadınlar var, doğasını korumak isteyenler var, insan hakları savunucuları var, mülteci ve sığınmacılar var; hepsine kolluk tarafından şiddet uygulandı. Yine, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü gösteri ve yürüyüş hakkını kullandıkları için yüzlerce kişi işkenceyle gözaltına alındı. Bizzat işkence ve kötü muameleyi önlemekle mükellef olan siz "Gereği yapıldı." gibi paylaşımlarınızla ev baskınlarındaki gözaltıyı ve bu sırada işkenceyi de yayınladınız. "Halkın huzur ve güvenliği için." dediniz, "kahramanlık hikâyeleri" olarak tanımladınız. Gençler evleri basılarak işkenceyle, ters kelepçeyle gözaltına alındılar. Bu paylaşımlar mutlak yasak olan işkence ve diğer kötü muamelenin teşviki anlamına geliyor. Ters kelepçe uygulamasının herhangi bir yasal dayanağı yok. Dayanak gösterdiğiniz Emniyet Genel Müdürlüğünün 2004/68 sayılı Genelgesi ise Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 93'üncü maddesi gereği yok hükmünde. Bu durum Anayasa Mahkemesi kararlarıyla da sabit. Anayasa Mahkemesi, ters kelepçe değil, zorunluluk sınırının aşıldığı tüm kelepçe uygulamalarının işkence yasağının ihlali olduğunu defalarca söyledi yani ters kelepçede görüntülerin kamuoyuyla paylaşılması da kolluğun bunu uygulaması da suç.
Kayyum protestolarında açıkçası suç işlediniz. Seçmenin iradesinin gasbına dayalı kayyum atanmasını protesto etmek isteyen çok sayıda kişi kolluk güçlerinizin müdahalesi sonucu işkence ve kötü muameleye uğradı. Birçok suç duyurusu yapıldı. Kolluğunuzun özellikle Batman'da uyguladığı işkenceye dair herhangi bir açıklamanızı, bu görevlilere dair herhangi bir soruşturma başlatıldığını da duymadık. Yusuf Kaya, basında görüldü, travmaya uğramıştı, işkenceye uğramıştı gözaltı sırasında ve buna dair hiçbir sözünüz olmadı. Yusuf Kaya'yı bu duruma getirenler kamu görevlisiydiler. Yusuf Kaya iradesine sahip çıkmak istemişti, Batman Belediyesi önüne gitmiş, protesto hakkını kullanmak istemişti. Kayyum Valinize "Öyle belediyede oturmakla olmaz, gel halkın içine gir." demişti. Oradaki yüzlerce insan gibi "İrademiz değilsin, orada oturamazsın." demiş, sonuç ise işkenceyle gözaltına alınmak olmuştu.
İşkenceyle gözaltı içeride de devam etti ve işkence "Valinin selamı var." denilerek devam etti. Yusuf Kaya maskeli kişilerce darbedilen, işkence görenlerden sadece biri. Ya sokak ortasında kaçırılmaya çalışılanlar? Sokak ortasında gazeteci kaçırmaya çalışan maskeli, resmî bir kimliği olmayan kişiler vardı ve bunlar kim? Batman'da sokak ortasında bir gazete çalışanı kaçırılmaya çalışılıyor, çevrede engel olmaya çalışanlar tehdit ediliyor, tepkiler sonrası failler kaçmak zorunda kalıyorlar. "Türk İntikam Tugayı" isimli bir hesap paylaşım yapıyor, Valiliğiniz ise bu kişilerin polis olduğunu söylüyor. Kim bu kişiler? Buna herhangi bir şey diyecek misiniz? Sonuç olarak, işkence suçlarını etkin bir biçimde soruşturmak, cezasızlık politikalarına son vermek yükümlülüğü size ait.
Bir diğer konu, sınırda, özellikle Ağrı'da bu dönem çok yaygın bir şekilde uygulanır oldu; fiilî yasaklar. Bugün yeni bir şey daha geldi, işte 15 Kasım 2024 ile 29 Kasım tarihleri arasında on beş gün boyunca geçici özel güvenlik bölgesi ilan edilmiş Doğubayazıt köyleri. Köyler abluka altında. Köyler askerler tarafından abluka altına alındığı için de hayvanlarını otlatmaya götüren köylüler sıkıntı yaşıyorlar, hayvanlarını ahıra kapamak zorunda kalıyorlar. Bu, sürdürülebilir değil. Sürekli olarak da çoğu zaman fiilî bir yasak söz konusu. Şimdi, bu konuyla ilgili olarak aslında bu yıl Eylülün 2'sinde size bir soru önergesi de vermiştik fakat bu soru önergemize cevap da alamadık. Orada da özellikle yine Doğubayazıt'ın sınır köylerinde -bu köyler Gürbulak, Yiğityatağı, Üzengili, Başköy gibi uzanıp gidiyor- vatandaşlar saat 08.00 ile 17.00 saat aralığı dışında tarım ve hayvancılık faaliyetlerinden geri kaldılar, yazın ortası. Şimdi, burada, bu yasakların bir dayanağı var mı? Çünkü o gün Valilik sitesine baktığımız zaman internetten "web" sayfasında buna dair herhangi bir açıklama da görmedik. Bu gibi durumlardan sizin bilginiz var mı? Herhangi bir resmî karar size bildiriliyor mu? Ve bu fiilî yasaklara ne zaman son verilecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bozdağ, bir dakika daha veriyorum, lütfen toparlayın.
Buyurun.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Bitiriyorum.
Daha da önemlisi bu yasaklardan dolayı halk mağdur ediliyor ve köylülerin bugüne kadar yaşadıkları bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda, zarar tespiti ve temini konusunda hiçbir adım görmüyoruz, ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Teşekkürler.