KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, kubbede kalan bir hoş seda. Hepimiz her canlı gibi ölümü tadacağız, çoğunluğu 1,5 metrelik mezarda yatacak, Sayın Cumhurbaşkanı ve benimki 1,85 olacak. Onun için bu yaşam içinde olaylara bakarken hoşgörüyü, sevgiyi, iletişim ve ilişkiyi doğru kurmazsak bu topluma yazık ederiz. Bugün sabah gerçekleşen olayda otuz saniye "Ne diyorsunuz?" diye sorsaydınız, Türkiye'nin genelinde bugün çoğu insanın "Ya, ne oluyor?" sorusunu sorduğu, insanları kamplara bölmeyi tetikleyen olay yaşanmazdı. Siz geçen yıl bu Meclise geldiğinizde en saygın bakanlardan biri olarak size ne laf atıldı ne söz söylendi, Genel Kurulda da sizi ilgiyle dinledik ve biz sizin hep öyle olmanızı istiyorduk çünkü yaptıklarınızı da Cumhuriyet Halk Partisinin sözcüleri kamuoyunda birden fazla kere takdirle andılar. Eğer ülkeyi yönetenler hazımsızlık içinde olursa bu, topluma çok kötü yansıyor. Acıdır, ülkenin ciddi sorunları var. Bakınız, uyuşturucu yaşı 10'a kadar inmiş. Emniyetimiz çalışıyor, bu konuda mücadele de veriyor ama diyorlar ki: "Yakalıyoruz, götürüyoruz, savcılık -doğal olarak yapacak bir şey yok- çocukları bırakıyor ve biz bunlarla caddede, sokakta yolda karşılaştığımızda içimiz yanıyor." Eğer biz yapacaksak bunlarla ilgili çözümler üretecek iş yapalım.

Aynı şekilde, bakınız, bu ülkede öyle silahlanma var ki ruhsatsız silahı olmayan insan kalmadı. Biri, motosiklete biniyor, kafası estiği yere kurşun yağdırıyor; öbürü, arabada "Yol vermedin." diye birbirine vuracak kadar kendinden geçiyor. Toplumun bölüp ayrıştırılmasıyla yaratılacak sorunlar gelecekte daha da acı neticeler verebilir.

Ben bir başka konuya dikkat çekmek istiyorum Sayın Bakanım: 2012 yılında bu ülkede millî bayramlarla ilgili bir genelge yayınlandı. O genelge yayınlandığı zaman, bugün terör örgütü olarak tanımlanan FETÖ'nün yayın organlarına bakarsanız bu bayram törenlerinin böyle olmasını onlar talep ediyordu, köşe yazıları yazıyordu ve millî anlamda ülkenin birliğini sağlayan bayramlar olmadık biçime dönüştürüldü. Şimdi 23 Nisanda millî eğitim müdürü, 19 Mayısta gençlik ve spor il müdürü çelenk koyuyor; vali dahi gelmiyor. Bununla ilgili ben geçtiğimiz günlerde size bir yazılı soru önergesi de gönderdim. Niğde'de valilerimiz genelde hoşgörülüydü -Niğde küçük bir yer- bizim siyasi parti temsilcileri olarak da bürokratlar olarak da iyi ilişkilerimiz vardı. Vali Bey dururken "Ben genelgeyi uygulayacağım." dedi. Çelenk koymada Vali, Belediye Başkanı, İl Garnizon Komutanı saat birde koydu; saat bir buçukta siyasi partiler, saat ikide demokratik kitle örgütleri koyunca "Herkes ne oluyor?" sorusunu sordu. Esasında çelenk koyma olayı yarım saat süren bir iş, çelenk koymak isteyen herkes çelengini koyardı, biterdi. Ertesi gün Kapalı Spor Salonu'nda da Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulmadan "İstiklal Marşı" dendi ama iki dakika ayakta bütün protokol bekledik. Orada tabii, insan üzülüyor. Ben orada da sordum Sayın Vali Bey'e "Ya, annen baban için olsun, deseydin, bir işe yarayacaktı bu saygı duruşu. Niye iki dakika durduk da bir 'Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bu ülkeyi kurtaranlara saygı duruşu.' demedik?" diye. "Genelge var." dediler. Sayın Bakan, şu genelgeyi bir ele alın. Kim nerede duracak, ne yapacak? Bayramlarda nasıl bir tören kutlaması gerçekleşecek? Şunu yeni baştan bir ele alın çünkü diğer konulara arkadaşlarımız çok değindiler ama bunlar, hani söylüyorsunuz ya "millî birlik" diye, esasını oluşturan öğeler. Yani mücadeleyle kazanılmış zaferler sonrası oluşmuş bayramların töreninde kim, nerede duracağını bilmiyor. Milletvekilinin yeri nedir, belediye başkanının yeri nedir? Ön sıraya bakıyorsunuz, kim olduğunu bilmediğiniz insanlar da orada duruyorlar; gelip birisi yanlışlıkla olumsuz bir olay geliştirse toplum gözünde de hem de üst düzey değerlendirmenizde de sıkıntılar bu bağlamda artacak. Tören alanına giriş serbest yani "Niğde gibi yerin sorunu olmaz." mantığıyla yaratılan olumlu atmosfer son bayramla birlikte o da dağıldı. Sorun yaratmak yerine çözüm merkezi olmalısınız ve bu anlamda, ülkenin içinde bulunduğu yönetime yönelik çok sayıda sorun var. Bunlarla ilgilenmenizi istiyorum.