KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, Komisyon toplantısına katılan değerli milletvekilleri; konuşmaya başlamadan evvel, daha önce Sayın Bakanla bizatihi olmasa bile aramızda geçen bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Ben Üsküp'lüyüm, 1944 milliyetçilik olaylarında, aynı Türkiye'deki gibi, orada idama mahkûm edilmiş bir ailenin çocuğuyum. Komünist rejimine idam vermiş, babası çalışma kamplarına gönderilmiş bir ailenin çocuğuyum, ana vatana göç etmiş bir çocuğum ama benim dede mezarım orada, benim ata mezarım orada dolayısıyla ben Kocaeli milletvekiliyim ama Üsküp'lüyüm. Üsküp'e olan ziyaretlerinizde, oradaki vatandaşlarımız, soydaşlarımız sizden para istemez, pul istemez, iş istemez; bir tek şey ister, sizi görmek ister. Onlar için o kadar önemli ki o, o akşam sizi gördükten sonra biliniz ki o kadar huzurla ve güvenle yatarlar ki kendilerini ana vatanın bir parçası olarak görmeye devam ederler. Belki oradaki Büyükelçiliğin yaptığı programlar, belki orada bizatihi görüştüğünüz insanların yaptığı programlar nedeniyle sizden bir ricam var: Oradaki insanları buradaki iktidara yakın veya uzak diye ayırmayın. Onların hepsi sizler için can verecek nitelikte insanlardır. Emin olun, sizin orada hiç rağbet etmediğiniz, görmek istemediğiniz insanlar dahi size orada bir şey yapan olsa gövdelerini siper ederler. Sizden bu konuda hassaten bir ricam var, bunun böyle olmasını canıgönülden temenni ediyorum. Bunu bir siyasi taassupla söylenen bir cümle değil, tamamen yüreği Üsküp'te atan bir milletvekilinin sözleri olarak değerlendirin.

Türkiye'nin bugün tam bir ateş çemberinin ortasında olduğunu hepimiz biliyoruz. Kuzeyde Ukrayna-Rusya savaşı var. Yani batımıza Yunanistan'ın küstahlıkları var. Amerika'nın Dedeağaç'ta silahları ve tehditleri Türkiye için büyük bir önem arz ediyor. Doğu'da İran'ın akıbeti belirsiz. Yüreğimizde mavi vatanın kalesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti âdeta parçalanmak isteniyor. Ne yazık ki Kıbrıs'taki gelişmeler alarm verici. Adanın parsel parsel İsraillilere satılması söz konusu. Rumların bile yarın "Masada biz Türklerle değil, İsraillilerle anlaşmak zorunda kalacağız." dedikleri yöne doğru ilerliyoruz. Buna rağmen iktidar ve Dışişleri suskun bu konuda. 9 Eylülde Amerika ile Güney Kıbrıs Rum kesimi arasında savunma iş birliği yol haritası imzalanırken -benim bilmediğim bir şey varsa lütfen ikaz edin- Türkiye sadece seyretti.

Sayın Bakana bir soru önergesi verdim ama bu konuda cevap verme imkânı bulamadı veya gerek duymadı bilemiyorum ama öyle bir cevap ulaşmadı bize. Amerika Kıbrıs'ta kimden kimi koruyor, onu merak ediyorum. Sayın Bakan "Kıbrıs düşerse Türkiye düşer." "Gazze düşerse Türkiye düşer." diyoruz ya Kıbrıs düşerse gerçekten düşer. Bu gerçeği göz ardı etmemek lazım. Bu konuda nasıl bir stratejiniz var bilemiyoruz.

Ege ve Akdeniz'de Sevilla Haritası'nın yeni bir versiyonu var. Mekansal deniz planlaması Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kabul edildi, onaylandı. Buna rağmen, Abdülhamid Han sondaj gemisini biz oradan vazgeçmiş olduğumuzu belli edermiş gibi Karadeniz'e çektik. Ocak ayında Atina'ya yaptığınız ziyaretin ardından bu gelişmelerin yaşanmasının bir tesadüf olduğunu düşünüyorum. 2030'a beş kala dünyada hızla yeni bir düzen inşa ediliyor. Çin'e olan ekonomik bağımlılığı azaltmak için, Hindistan, Körfez ülkeleri, İsrail ve Yunanistan hattında bir ticaret koridoru hazırlanıyor. Bu koridorun güvenliği bahanesiyle de Hamas tasfiye ediliyor, Gazze ve Beyrut'ta insanlık onuru ayaklar altına alınıyor.

İnsanlık onurunun çiğnendiği bir başka kanayan yara da Doğu Türkistan. Orada Uygur Türkleri Çin mezalimine maruz kalıyor. Buna karşı ses çıkartmak yerine Türk Dışişleri Çin'in ticari çıkarlarına öncelik veriyor. Hangisi mi? BYD. Hangisi mi? Trendyol, bunu geçtiğimiz iki ay içerisinde Mecliste yaşadık ve ben bu konudaki görüşlerimi, tepkilerimi de anlattım. Haziran ayında gerçekleştirdiğiniz o Çin ziyareti sonrası Mecliste apar topar Çin'e kapitülasyon anlamına gelen o BYD'ye -buradaki Togg'u da bitirecek, yok edecek BYD'ye- birtakım kolaylıklar sağlayan yasa geldi. Arkasından 70 milyar lira bir parayı Trendyol'un kasasına koyacak yeni bir kanun getirdiler, Trendyol'u Çinliler almıştı çünkü.

Suriye'de bir terör devleti kuruluyor. Amerikan desteğiyle inşa edilen bu PYD/YPG terör devletine karşı Türkiye'nin tutumu ne olacak? Bu konuda toplum sizden ciddi bir açıklama bekliyor. Yoksa ifade etmek istiyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)