Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 21 .11.2024 |
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Sayın Komisyon Başkanım, Değerli Bakanım, Değerli Dışişleri bürokratları; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, 6 Şubat depremlerinde en çok yıkımın, en çok can kaybının yaşandığı Hatay ilinin milletvekiliyim. Depremde Hatay'ın sokakları, mahalleleri, tarihi, demografisi, ekonomisi yerle bir oldu. Ancak Hatay'ın sosyal dokusu, demografisi, ekonomisi depremden önce örselenmeye başlamıştı. Bunun da ana sebebi, Mart 2011'de Suriye'de baş gösteren iç savaşta izlediğiniz yanlış politika. Suriye'de ne yazık ki iktidarınız rasyonel, ülke çıkarlarını gözeten bir politika izlemedi. Hayallerle dolu, şahsi duygularla şekillenen bir politika izlediniz. Bu politikanın geçici koruma altındaki Suriyelilere yapılan harcamaları, ticaret kaybını, güvenlik harcamalarını ve diğer kayıpları üst üste koyduğumuzda ülkemize maliyeti yaklaşık 350 milyar dolar. Suriye'de ayakları yere basan doğru bir politika izleseydiniz bu millî servet devletin kasasında olurdu. 103 milyar dolar olarak açıkladığınız depremin maliyetini devlet zorlanmadan, vatandaşın cebine göz dikmeden rahat bir şekilde karşılayabilirdi, en azından mücbir sebebi sorgusuz sualsiz uzatabilirdiniz. En az 350 milyar dolarlık bir millî serveti çöp hâline getirdiğiniz için bu halka bir özür borcunuz yok mu? İktidarınızın maceraperest Suriye politikasının faturasını en ağır ödeyen illerin başında Hatay geliyor. Sizin yanlış Suriye politikanız nedeniyle Hatay savaşın gölgesinde on üç yıldır yaşıyor. Sizin yanlış Suriye politikanızla, Hatay'ın 138 kilometrelik sınır komşusu olan İdlib şu an dünyanın terörist çöplüğü olarak nitelendiriliyor. Hatay'ın Suriyeli komşuları vardı ama iktidarın yanlışları yüzünden şu anki komşuları IŞİD veya HTŞ, Heyet Tahrir el-Şam örgütüdür. Hatırlarsanız IŞİD lideri El Bağdadi sınırımızdan 5 kilometre dışarıda öldürüldü. Sizin yanlış Suriye politikanızla Hatay, nüfusunun üçte 1'i kadar Suriyeliyle on üç yıldır ekmeğini, aşını, işini paylaşıyor. Yanlış Suriye politikanızın bir devamı olarak da 14 Orta Doğu ülkesine açılan 2 sınır kapımızı kapattınız, ihracat yollarımız daraldı, lojistik-nakliye sektörü geriledi. Bu sektörler için hayati önemde olan sınır kapılarımızı on bir yılı aşkın bir zamandır ısrarla neden kapalı tutuyorsunuz? Suriye devletine doğrudan açılan Yayladağı Sınır Kapısı'nı neden açmak için girişimlerde bulunmuyorsunuz? Hatay ekonomisine zarar vermeye neden devam ediyorsunuz? Tüm bunlar için Hatay insanına bir özür borcunuz yok mu Sayın Bakanım? On üç yılı aşan Suriye krizinde izlediğiniz yanlış politikaları terk etmeniz için yıllarca iktidarınızı uyardım, "Suriye'de gittiğiniz yol, yol değildir." dedim, "Esad'la görüşün." dedim, "Suriye'de barışı sağlayın." dedim ama bizi dinlemediğiniz gibi trollerinizle bize söylemediğiniz laf kalmadı, etmediğiniz hakareti, suçlamayı bırakmadınız, şimdi dediğimize geldiniz, Esad'la görüşmek için hamleler yapıyorsunuz. Geç de olsa doğruyu yapıyorsunuz ancak bize de bir özür borçlu olduğunuzu hatırlatmak isterim.
Sayın Bakanım, bir diğer konu ise vize çilesi. Öğrencilerimiz vize alamıyor. Okulları kazanan, üniversiteden kabul alan, burs kazanan öğrencilerimiz o ülkeden vize alamadıkları için gidemiyorlar. Kara yoluyla uluslararası taşımacılık yapan şoförlerimiz vize alamıyor. Nakliyecilerimiz çok ciddi sıkıntı yaşıyor. Sayın Bakanım, nakliye sektörü Hatay için hayati bir önem taşıyor. Bugün Türkiye'de üçüncü tır filosu Hatay'da. Bakın, bugün öyle bir noktaya geldik ki Avrupa'ya yük taşıyacak şoförlerimizin vize süreci iki-iki buçuk ay gibi çok uzun sürüyor, iki buçuk ay sonra da ret çıkıyor ve on iki veya on iki-kırk günlük vize veriliyor. Bu sürede bir tırın gitme dönme ihtimali hiç yok. Vize alamadığı için şu an tırlar parkta bekliyor, nakliyeci zarar ediyor. Ülkemizin sebze ve meyve ihracatının yüzde 40'ının yapıldığı Hatay'ın bu vize çilesinde yaşadığı mağduriyeti tahayyül edebiliyor musunuz? İhracatçımız, nakliyecilerimiz tırlarını satma noktasına geldi. Sayın Bakanım, vize sorununa acilen kalıcı bir çözüm üretilmesini istiyoruz. Aslında bunu son dört-beş yıldır bekliyoruz. Girişimde bulunuyor musunuz? Önceliğiniz mi değil, yoksa girişimde bulunup da başarı mı sağlayamıyorsunuz? Bu hususlarda açıklamalarınızı bekliyoruz.
Ve son söz olarak da Ulu Önder Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesine paralel bir dış politikaya dönmenizi istiyoruz.
Hepinize tekrar teşekkür ederim, saygılarımı sunuyorum.