KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum. Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Konuşmama başlarken doğumunun 107'nci yılında kurucu Genel Başkanımız, Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'i rahmet, saygı ve özlemle anıyorum; ruhu şad, mekânı cennet olsun. Ulaştırma, kişinin ve eşyanın bir fayda sağlamak için ekonomik, hızlı ve güvenli bir hâlde yer değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır. Yoldan lojistiğe, postadan iletişime, insan hayatının her evresinde baskın bir yeri olan sektörün güvenlik, savunma, ticaret, tarım ve turizm gibi farklı sektörler tarafından talep edilen bir hizmet faaliyetidir. Adalet, eğitim, bayındırlık ve sağlık hizmetleri gibi faaliyetlerin yapılabilirliğini temin eden, toplumsal refahın arttırılmasına ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlayan ve ekonomik döngünün devamlılığını temin eden ulaştırma ve altyapı sistemleri Türkiye'nin atılım yaptığı önemli alanlardan biridir. Dijitalleşmeyle birlikte iletişim, bilgi güvenliğinin ve kişisel verilerinin tehdit altında olduğu bir alan hâline de gelmiştir. Bilgi güvenliğine yönelik tehditler, iletişimde millî bir ağı zorunlu kılmaktadır. Bu yönüyle, ulaştırma, lojistik ve haberleşme sektörü, kritik alanları etkileyen stratejik bir sektör olarak öne çıkmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ulaştırma politikamızın esası; hızlı, güvenli ve teknolojik yeniliklere sahip, rekabeti tesis edecek, sanayiyi yönlendirecek, millî menfaatlerimizi kollayacak, ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek olacak, vatandaşlarımızın refah düzeyini yükseltecek ve kullanıcıların memnuniyetini sağlayacak, uluslararası ulaşım koridorlarıyla bütünleşen, yaygın, hızlı, güvenli ve düşük maliyetli bir sistemin tesis edilmesidir. Bize göre, ulaştırma alt sistemlerinin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasına önem verilmeli, ulaştırma politikaları oluşturulurken insan hakları temelli bir talep olan erişim hakkının yerine getirilmesi hedeflenmelidir. Üretimden tüketime ticari faaliyetlerin her aşamasında yer alan ulaştırma mal akışlarını düzenlemesi, sürecin sürekliliğini sağlaması ve istihdam yaratıcı olması nedeniyle ekonomik büyüme açısından önemli sektörlerden biri, Türkiye ekonomisinin taşıyıcı gücüdür. Ülkemizin güçlü bir ulaştırma ve lojistik altyapısına sahip olması komşu ülkelerle yapılacak ekonomik faaliyetler için de büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, bu alanda yapılan yatırımlar bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağlarken olumlu sosyal etkiler de yaratmaktadır. Diğer taraftan, kültürel ve sosyal dayanışmayı kolaylaştıran özelliği sayesinde millî birliğin ve beraberliğin sağlanmasında önemli rolü bulunan sektör, hava yolu, köprüler, tüneller, yollar ve hızlı trenin yaygın hâle gelmesiyle sosyal değişim ve dönüşümün de en etkili araçlarından biridir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; artan küresel rekabet ürünlerin ve üretim faktörlerinin en az maliyetle ve etkin bir şekilde hedefler arası transferlerini gerekli kılmıştır. Bu süreçte Türkiye, kıtalar arasındaki eşsiz pozisyonu ve tüm ulaşım türlerine uygunluğu nedeniyle ulaştırma alanında önemli adımlar atarak yurt içi ve uluslararası ulaşımda önemli bir aktör hâline gelmiştir. Hayata geçirdiği uluslararası projelerle, sahip olduğu altyapı yatırımlarıyla Türkiye, jeopolitik konumunu fırsata çevirip ulaştırma ve lojistikte bölgesel merkezî bir üs olma potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda, Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye'nin aktif desteğiyle Asya, Avrupa ve Körfez bölgeleri arasında güçlü bağlantılar kurmayı amaçlayan kapsamlı ve iddialı bir altyapı girişimi olarak ülkemize önemli fırsatlar sunacaktır. Proje, Uzak Doğu'dan ve Basra Körfezi'nden Avrupa'ya yönelecek, ticaret süresini kısaltacak ve ulaşım maliyetlerini düşürerek uluslararası ticarete katkı yapacaktır. Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye'ye ekonomik olduğu kadar siyasi ve kültürel üstünlük de sağlayacaktır. Bir başka stratejik yol da Türk dünyasını karadan kesintisiz birbirine bağlayacak olan Zengezur Koridoru'dur. Tarihî ve stratejik nitelikli bir adım olan Zengezur Koridoru, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın önemli bir unsurudur. Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru birlikte düşünüldüğünde Basra'dan Karadeniz'e, Hazar Denizi'nden Hint Okyanusu'na kadar uzanan bir entegrasyon da sağlanmış olacaktır. Ülkemize önemli fırsatlar sunan Orta Koridor Projesi'nin tamamlayıcı ögesi olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Türk dünyasının ekonomik kalkınması ve refahı için büyük öneme sahiptir. Türkiye'nin dünyanın jeopolitik merkezinde yer aldığı gerçeğini perçinleyen, jeostratejik olarak da Doğu ile Batı'nın arasında bir köprü görevi gördüğünün somut bir uygulaması olan bu projeler ulaşımın sanayi üzerindeki etkisi düşünüldüğünde üretime ve ihracata katkı sunup sanayileşmenin önünü de açacaktır. Bu projeler, Türkiye'ye ekonomik olduğu kadar siyasi üstünlük sağlayacak, böylelikle, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler arasında Türk Dünyası 2040 Vizyonu doğrultusunda yürütülen ekonomik, sosyal, kültürel ve bilimsel alanlardaki iş birliğinin derinleştirilmesine ve geliştirilmesine de destek olacaktır. Değerli milletvekilleri, Türkiye, dünyada hızlı ve konforlu ulaşılan ülkelerin başında gelmektedir. Türkiye'nin uluslararası ticarette ön alması için bugüne kadar ulaştırma ve lojistik alanında önemli adımlar atılmıştır; metro hatları, limanlar, hava alanları ve demir yolu projeleriyle kent içi ulaşım ve ulusal taşımacılık güçlendirilmiştir. Milletimizin hizmetine sunulan her bir köprü, otoyol, hızlı tren, havaalanı ve limanlar rakamlarla ifade edilen ekonomik etkisinin çok ötesinde önemli bir sosyal fayda sağlamaktadır. Marmaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı; Yavuz Sultan Selim, Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüleri; Kömürhan Köprüsü, İzmir, İstanbul ve Kuzey Marmara Otoyolu, Yusufeli Viyadüğü, Zigana Tüneli gibi gurur verici dev projeler bu amaca hizmet etmektedir. Türkiye, kalkınma hedefleri ve milletimizin refah beklentileri doğrultusunda ve stratejik önceliklerine göre ulaştırma yatırımlarını yapmaya kuşkusuz devam edecektir. Bunların yanı sıra, sektörün devam eden yatırımları yapılabilirlik, sürdürülebilirlik, erişilebilirlik, güvenlik ve verimlilik odağında gözden geçirilerek mevcut altyapının etkinliği artırılmalıdır. Ulaştırma altyapısının aynı zamanda ileri teknolojiyi kullanan, çevreye duyarlı, rekabeti tesis edecek ve sanayiyi yönlendirecek bir yapıda olması gerekmektedir. Üretim maliyetlerini ve rekabet gücünü doğrudan etkileyen, bu yönüyle halkın refah düzeyine yansıyan ulaştırmanın zaman ve maliyet avantajı sağlaması büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, ihracat odaklı bir lojistik ve ulaştırma altyapısının oluşturulması Türk sanayisinin uluslararası rekabet gücünde önemli paya sahip olan ulaştırma girdi maliyetlerinin azalmasına ve yatırım, üretim, ihracat zincirinin sağlıklı bir şekilde kurulmasına yardımcı olacaktır. Kara yolunun esneklik avantajından, deniz ve demir yolunun hacim ve maliyet avantajından, hava yolunun ise sürat avantajından en iyi şekilde yararlanıldığı kombine taşımacılığın yaygınlaştırılması, rekabet avantajı yakalayabilmenin temel unsuru olacaktır. Bu kapsamda, kombine taşımacılık imkânlarının geliştirilerek yük ve yolcu taşımacılığında demir yolunun payının artırılması; OSB'ler, limanlar ve maden ocakları gibi önemli yük merkezlerinin demir yolu bağlantılarının sağlanması önceliklendirilmelidir. Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; uzun dönemli planlarda dengeli bir modal dağılım hedeflense de artan ulaşım talebi, mevcut ulaştırma sistemimizin kara yolu odaklı olarak büyümesine sebep olmuştur. Bölünmüş yol projeleri trafik güvenliğini artırmakta, taşıt işletme giderlerinde tasarruf sağlayarak ekonomiye katkıda bulunmakta; yolların fiziki ve geometrik standartlarının yükseltilmesiyle seyahat konforu artmakta, seyahat süresi kısalmakta ve kazalar azalmaktadır. Ulaştırma sektörünün artan ticari hacmiyle birlikte enerji ihtiyacı da artış göstermiştir. Nihai enerji tüketiminin yaklaşık dörtte 1'i ulaşım sektöründe, bu tüketimin de yaklaşık yüzde 95'i kara yolu ulaştırmasında gerçekleşmektedir. Trafikten kaynaklanan hava kirliliği, gürültü ve benzer unsurlar kara yolu ulaştırmasının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, maliyet unsuru da dikkate alınarak kara yolu taşımacılığına olan yüksek talebin demir yoluna kaydırılarak daha dengeli ve verimli bir ulaştırma sisteminin oluşturulması Türkiye'nin öncelikli hedeflerinden olmalıdır. Türkiye'nin, başta büyük kentlerde olmak üzere, önemli sorunlarından biri de kent içi ulaşımda yaşanan sıkışıklıktır. Kent içi ulaşımda projelendirme, finansman, uygulama ve işletmeye ilişkin standartlar geliştirilmeli, insan odaklılık öne çıkarılmalıdır. Toplu taşıma ve raylı sistemlerin artırılmasının yanında motorsuz ulaşım türlerinin geliştirilerek kent içi ulaşımda yaşanan trafik sıkışıklığının ve buna bağlı olarak ortaya çıkan çevre ve gürültü kirliliğinin ve zaman kaybının da azaltılabilmesi mümkün olacaktır. Bu çerçevede, seçim bölgem İstanbul'da İstanbulluların yaşamını kolaylaştıran önemli hizmetler ve yatırımlar yaptınız, yapmaya da devam ediyorsunuz. İstanbul ulaşımının ana omurgası Marmaray, Avrasya Tüneli, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metrosu, Başakşehir-Çam ve Sakura-Kayaşehir Metrosu; Bakırköy, Bahçelievler, Güngören ve Bağcıları birbirine bağlayan Bakırköy-Kirazlı Metrosu, Küçükçekmece-Halkalı-Arnavutköy Havalimanı Metrosu, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistemi ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu bunların başlıcalarıdır. Dünyanın en büyük Türk kenti İstanbul'a hak ettiği değeri verdiğiniz ve İstanbulluların hayat kalitesinin artırılmasına destek olduğunuz için şahsınızda tüm Bakanlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki mevcut demir yolu ve hızlı tren ağı -sunumunuzda da belirttiğiniz gibi- giderek artmaktadır. Bunla birlikte, yurt içi yük ve yolcu taşımacılığında Türkiye'nin demir yolu ağının payı hâlen AB ortalamasının altındadır. Bu durum, kara yolu yük taşımacılığına olan yüksek talebin demir yoluna kaydırılarak daha dengeli ve verimli bir ulaştırma sisteminin oluşturulması ihtiyacının devam ettiğini göstermektedir. Bu yöndeki gayretlerinizi dikkatle takip ediyoruz. Yüksek hızlı tren projelerinin tamamlanmasıyla demir yolunun yolcu taşımacılığından aldığı pay artacak, yerli ve millî imkânlarla üretilmekte olan millî elektrikli tren setleri ve elektrikli ana hat lokomotiflerinin hizmete alınmasıyla yük ve yolcu taşımacılığı daha etkin ve verimli hâle getirilecektir. Ulaştırmada, özellikle lojistik sektöründe deniz taşımacılığı ağırlıklı paya sahiptir. Bu da deniz yolu sektörünün küresel ticarette stratejik bir konuma getirmektedir. Deniz yolu ulaştırmasının faaliyet alanı uluslararası bir özellik de taşımaktadır. Deniz taşımacılığının bittiği ve kara taşımacılığının başladığı kesişim noktası olan limanlar, ulaştırma kapasitesinin tanımlanmasında önemli bir yer tutmaktadır. Liman altyapıları ve terminal imkânlarıyla birlikte deniz taşıma filo kapasitesi de artırılarak limanların coğrafi tekel konumunu dikkate alan etkin bir düzenleme ve denetleme sistemi oluşturulmalıdır. Denizciliğin, ulaştırma dışında da artan önemli ve stratejik dış politika boyutu dikkate alınarak Türkiye'nin kalkınma hedefleri ve stratejik öncelikleri doğrultusunda kurumsal kapasitesi güçlendirilmelidir. Ekonomik aktivitede ve gündelik hayatta zaman önemli ve değerli bir unsurdur. İnsan ve emtianın güvenli ve hızlı bir şekilde akışının sağlanması açısından hava taşımacılığı, ülkeler için önemli sosyoekonomik ve kültürel faydalar barındırmaktadır. Türkiye, hava ulaşımında öne çıkan bir ülkedir; 70'e yakın ülkeye sadece dört saatlik bir uçuşla gidilebilecek bir noktada bulunan ülkemiz, dünya ekonomik merkezleri ile ham madde kaynakları arasındaki güzergâh üzerinde bir kavşak konumundadır. EUROCONTROL tarafından 14 Kasım tarihinde yayınlanan rapora göre Türkiye, 58 havalimanıyla birlikte günlük ortalama 2.815 uçuşla Avrupa'da en yoğun trafik hacmine sahip ülkeler arasında 6'ncı sırada yer almaktadır. İstanbul Havalimanı'mız, Londra, Amsterdam ve Paris gibi Avrupa başkentlerindeki havalimanlarını geride bırakarak zirveye yerleşmiştir. Yolcu taşımacılığı yanında, tarihsel gelişim süreci açısından diğer taşımacılık türlerine göre daha yeni olmasına rağmen, hava yolu kargo taşımacılığı, son yıllarda kullanım oranı giderek artan bir taşımacılık şekli olmuştur. Bu çerçevede, hava kargo taşımacılığının geliştirilmesi için özendirici tedbirler alınmalı, dış ticarete konu ürünlerin taşınmasında yerli hava kargo filosunun payının artırılması ve bölgemizde yer alan ülkelerin pazarından daha çok istifade edilmesine dönük bir strateji takip edilmelidir diye düşünüyoruz. Ayrıca, havacılık mevzuatı, operasyonel gereklilikler ve küresel gelişmeler dikkate alınarak güncellenmeli ve Türk havacılık sektörünün ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik hedefine ulaşması sağlanmalıdır. Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; posta sektöründe sürdürülebilir büyümeye ve istihdama katkı sağlanması, vatandaşlarımıza hızlı, kaliteli, erişilebilir ve güvenilir posta hizmeti sunulması temel amaçtır. Posta sektöründeki haberleşmeye yönelik gönderilerin rolü giderek azalırken posta hizmetleri önemli bir ticaret altyapısı hâline dönüşmüştür. Kurye, kargo ve lojistik sektörleri arasındaki sınırlar belirsizleşirken e-ticaretteki artış sektörün büyümesine önemli katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda, posta sektörünün değişen teknoloji ve piyasa koşulları dikkate alınarak görev ve sorumlulukları ile kapsam ve finansmanının gözden geçirilmesi, gelişen e-ticaret koşullarına uyumlu ilave mevzuat çalışmalarının yapılması daha hızlı, kaliteli, güvenilir, çağdaş ve sürdürülebilir hizmet sunulmasını mümkün kılabilecektir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yerli katma değerin artırılması için standart düzeydeki belli destekler yerine kritik teknolojileri doğrudan destekleyen ve zorunlu kılan mevzuatın, aynı zamanda da bunlara ilişkin bilgi ve iletişim ürünlerinde yerli katkıyı bütçe aşamasından itibaren garantiye alacak bir yapısal dönüşümün önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, 5G gibi sonraki sürüm teknolojilere geçişte uçtan uca şebeke maliyetinde çoğunluğu oluşturan bileşenlerin yerli olması kriteri de dikkate alınmalıdır. Yüksek kapasiteli ticarette ve benzeri birçok alanda elektronik yaşama geçilmiştir. Toplumsal alanın her yerinde dijitalleşmenin bu kadar ön aldığı bir süreçte ortaya çıkan en önemli sorun da bilgi güvenliği olmaktadır. Bu kapsamda, kişisel, kurumsal ve ulusal bilgilerin güvenliğinin sağlanmasında tüm tarafların sorumluluk içinde hareket ederek etkin bir denetim sistemi oluşturulması, hukuk normlarının teknolojideki hızlı dönüşüme ayak uydurabilecek şekilde koordine olması güvenlik algısını güçlendirecektir. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında teknoloji kapasitesi yüksek bir altyapıyla birlikte bilgi teknolojilerinde eğitilmiş insan gücü yetiştirilmesine de önem verilmelidir. Bilgi güvenliği konusunun esasen dijital dayanıklılık kapsamı içerisinde ele alınması gerekir. Dijital olarak savaş, afet, elektrik kesintisi ve benzeri konularda hazır olmak dijital dayanıklılık kapsamındadır. Bu konuda geçtiğimiz hafta Almanya-Finlandiya ve İsveç-Litvanya arasındaki deniz altı hatlardaki sorunu hatta sabotajı hatırlatmak isterim. Bu anlamda, ülkemizin yurt dışı internet bağlantılarının da çeşitlendirilmesi önem taşımaktadır. Büyük ağırlıkla batı yönünde, Trakya ve Akdeniz üzerinden uzanan Türkiye'nin sınır aşan internet hatlarının çeşitlendirilmesi hem Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerle ortak dijital gelişmenin temeli olacak hem de beklenmeyen durumlarda doğu yönünde de uzanan alternatifi sağlamış olacaktır. Yapay zekâ konusu da büyük bir dönüşümle hayatımıza girmiştir. Yapay zekânın özellikle devlet hizmetlerinde büyük katkısı olabileceği de açıktır. Bu nedenle "türkiye.gov.tr" üzerinden verilen servisler başta olmak üzere servis arka planlarında yapay zekâ kullanımı artırılmalıdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün gelişimi, bu sektörün gayrisafi yurt içi hasılaya yapacağı doğrudan katkının yanı sıra sektörlerin gelişimi için de stratejik önemdedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aksu, buyurun lütfen. İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Bu kapsamda, haberleşme uyduları gibi kritik öneme sahip teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilebilmesi millî güvenliğimiz açısından da büyük önem arz etmektedir. Türkiye, uzaydaki varlığını giderek artırmaktadır. Türkiye'nin uzaydaki istikbali için büyük önem taşıyan TÜRKSAT 6A'nın uzaya fırlatılması milletimiz açısından gurur verici olmuştur. Bununla birlikte, uzayın imkânlarından daha fazla yararlanacak atılımların yapılması da gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye'nin lider ülke olma hedefleriyle uyumlu stratejik öncelikleri doğrultusunda bilgi teknolojileri ve iletişim alanında yapılacak yatırımlarla Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın altyapısının adım adım inşa edileceğine inanıyoruz. Bu düşüncelerle, Bakanlık ve kurum bütçelerinin millî kalkınmamıza katkı sağlamasını, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.