KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle sözlerime başlamadan önce, bugün 25 Kasım, cennetmekân Başbuğ Alparslan Türkeş'in 107'nci doğum yıl dönümü; kendisini rahmetle, saygıyla anıyorum. Şimdi, Sayın Bakan, ben geçen yıl Komisyon üyesi değildim Grup Başkan Vekilliği görevimden dolayı, dolayısıyla sizinle ilk bütçemiz bu. Fakat gördüğüm kadarıyla siz de Ulaştırma Bakanlarının geleneğini bozmamışsınız, böyle her şeyi "yirmi iki yıllı torba" şeklinde veriyorsunuz. Dolayısıyla geçen yıldan bu yana ne yapıldı, nasıl bir gelişme kaydettiniz, ne yaptınız, onları göremiyoruz esas itibarıyla çünkü yirmi iki yıl olarak veriyorsunuz. Neyse, güzel... Şöyle bir şey söylediniz, rakamın doğruluğunu, yanlışlığını tartışmıyorum: Yirmi iki yıl içerisinde güncel değerlerle... (Uğultular) OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Sayın Usta, bir saniye lütfen. Değerli arkadaşlar, değerli Komisyon üyeleri; lütfen sükûneti sağlayalım, hatibi duyamıyoruz. Evet, buyurunuz. ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Şimdi, "280,6 milyar dolar yatırım yapıldı." dediniz; rakamın doğruluğunu, yanlışlığını tartışmıyorum, nasıl hesap edildiğini de tartışmıyorum. Şimdi, bu güzel bir şey fakat soru şu Sayın Bakan: Bunu kimin parasıyla yaptınız? Birinci sorunun alt sorusu, bir: Devletin... Yani bir bütçemiz vardı, bütçe fazlamız vardı, onunla mı yaptık? Oraya bakıyorsunuz, bütçe açıkları -geçmişteki bütün yıllarda da öyle, bu yıl, 2025 yılında da öyle- bırakın Ulaştırma Bakanlığı yatırımlarını, bizim toplam yatırımlarımızın çok çok üzerinde. Dolayısıyla, hani "Yatırım için borçlanılır." -iktisatçılar bilir onu- düsturundan hareketle, aslında, bütçe açısından baktığımızda, yaptığınız bütün yatırımlar devlet açısından borçlanarak yapılmış, bu bir borç; bu bir. Tabii, borcun karşılığında faiz ödüyorsunuz, ciddi bir şekilde faiz ödüyorsunuz, o kırılganlık yaratıyor, onun diğer hususlarına gelmiyorum. İkincisi: Şimdi, ülkenin geneli açısından bu yatırım nasıl yapıldı? Yani sadece -bütçe- devlet olarak düşünmeyelim, ülkenin geneli açısından baktığımızda, biz cari açık veren bir ülkeyiz dolayısıyla aslında baktığınızda bu yatırımlar, hem sizinki hem de diğer yatırımlar, hatta yatırımların çok çok fazlası dış kaynakla yapıldı. Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Siz "280 milyar dolar" dediniz, bu dönemde, aynı dönemde Türkiye nominal dolarla 620 milyar dolar cari açık verdi, dış kaynak kullandı. Yani kullandığımız dış kaynağın bir kısmıyla işte sizin yatırımlar yapılmış. Dolayısıyla, buradan şuraya gelmek istiyorum... Ha, tabii, bu para niye geliyor? Yabancı parasını bedavaya verir mi? Ya borç olarak geliyor, faizini alıyor, gidiyor... Bakın, sadece 2023 yılında bu ülke 18 milyar dolar dış borç faizi ödedi, 18 milyar dolar arkadaşlar dış borç faizi. Öyle para kullanmak güzel de kullandığınız paranın hakikaten sonucuna bakmak lazım yani ülkeyi nasıl bir yükümlülük altına soktuğuna bakmak lazım. Bu para niye geliyor? Borç olarak geliyor, faiziyle alıyor gidiyor faizini. Gayrimenkulleri satıyorsunuz, taşını toprağını sattı bu ülke, 2006'dan bu yana Türkiye 70 milyar dolar yabancılara gayrimenkul sattı; bildiğimiz rakam. Onun dışında, şirketlerinizi devralıyorlar, hisse senetlerini, işte, sigorta sektörünün yüzde 70'ini, 80'ini, bankalarınız gidiyor kelepir fiyatlara, fabrikalarınız gidiyor. Dolayısıyla bu şekilde gelen paraları nasıl kullandığımıza çok dikkat etmemiz lazım, kılı kırk yarmamız lazım. Kılı kırk yarıyor musunuz? Yarmıyorsunuz. Sizin için demiyorum, şahsi algılamayın, ben Hükûmetin genel politikaları açısından bunu söylüyorum. Ulaştırma Bakanlığı da sicili en bozuk olan Bakanlık, en kötü Bakanlık, parayı en kötü kullanan -şimdi, bir tane bir soygunun anatomisini anlatacağım- yani yolsuzluğun, hırsızlığın en fazla olduğu bakanlıklardan bir tanesi Ulaştırma Bakanlığı. Bunu delillendireceğim, benim söylediğim rakamlar karşısında bir rakam söyleyebilirseniz ben sözlerimin hepsini geri alacağım ama tabii rakamların doğru olması kaydıyla. Şimdi, meseleyi şahsi olarak algılamayın... Ha, kamu-özel iş birliği projelerinin bir geneline bakalım Sayın Bakan. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanlığı döneminde, Cumhurbaşkanlığını döneminde hep ne dedi bize? Dedi ki: "Kardeşim, bu kamu-özel iş birliği projeleriyle cebimizden beş kuruş çıkmayacak; şunları yapacağız, bunları yapacağız." Bakın, sadece sizin Bakanlığınızın -Karayolları Genel Müdürlüğü ile şeylerin rakamlarını söyleyeceğim, herkes de biliyor zaten- 2017-2024 döneminde kamu-özel iş birliği projelerinin garantisi kapsamında 11,8 milyar dolar ödeme yapılmış 2024'ün, bu yılın sonuna kadar, 11,8 miyar dolar. Üç yıllık bütçe var önümüzde, görüyoruz, önümüzdeki üç yıl boyunca 7,6 milyar dolar daha yapılacak. Toplam sadece Ulaştırma Bakanlığının "Hiç, beş kuruş para çıkmayacak cebimizden." dediği kamu-özel iş birliği projelerinin sadece garantileri için ödenecek para 19,3 milyar dolar. Dolayısıyla onun da bir palavra olduğu, beş kuruş çıkmayacağının da bir palavra olduğu ortada. Şimdi, bir defa şu var: Bu kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili vatandaşı aydınlatmıyorsunuz, ortada rakam yok. İşte, rakamı, biz sıkıştırıyoruz bir yerde bir soru önergesiyle, azıcık oradan bulunuyor, azıcık buradan bulunuyor, akademisyenler çalışıyor, şirkette çalışanlardan, görevi bırakanlardan sonradan alınan bilgiler var, devlette çalışanlardan alınan bilgilerle en son bir noktaya kadar geliniyor ve bunun üzerinde insanlar aslında analiz yapıyor. Ama ben şunu söyleyebilirim: Osmangazi projesiyle ilgili, "Asrın soygunu." dediğimiz Osmangazi projesiyle ilgili aslında vereceğimiz rakamlara tamamen sonuna kadar güveniyoruz çünkü hakikaten çok uğraştık, çok çalıştık. Şimdi, bu projenin yedi yılı yapım, on beş yılı işletme, yirmi iki yıllık bir proje -çok detayına girmeyeceğim, vaktim sınırlı- yanlış hatırlamıyorsam 2016 yılının Temmuz ayında açılıyor. Değerli arkadaşlar, 1 köprü, 4 tane de yol projesi bu. 5 ayrı etap değil mi Sayın Bakan, yanlış hatırlamıyorsam, 1 köprü, 4 yol. Şimdi, bunun her birinin geçiş ücretleri, garantileri, fiyatları, şunları bunları ayrı olduğu için bunları ayrı ayrı analiz edebiliriz. Biz daha çok köprü üzerinde duracağız çünkü köprüye bakarak yol tarafı çok masum, orada çok fazla bir sıkıntı gözükmüyor, köprüyü görünce zaten diğerini şey yapamıyorsunuz. Bir defa, arkadaşlar, defalarca sözleşme yapılmış, ihale işi bitmiş, defalarca zeyilname düzenlenerek sözleşmenin dışına çıkartılarak aslında işe, ihaleye fesat karıştırılmış. Net bu, bir defa yani defalarca bu yapılmış. Mesela, bunlardan bir tanesinde şöyle bir değişiklik yapılıyor, deniliyor ki: "Bu etaplardan -1 köprü, 4 tane de yol etabından- hangisi önce yapılırsa o işletme süresine eklenir." Şimdi, toplam proje maliyeti açısından baktığımızda, projenin köprü kısmının yatırım maliyeti yaklaşık yüzde 18-20 civarında ama verilen garantiler açısından, gelir açısından payı yüzde 80. Akıllı bir firma ne yapar? Yatırımdaki payı düşük olan, maliyeti düşük olan ama gelirdeki payı yüksek olandan başlar. Dolayısıyla köprüyü önce yapıyor, köprü üç yıl sekiz ay önce açılıyor; "yolsuz köprü" diyorum o yüzden ben buna -tırnak içerisinde- "yolsuz" tamam mı? ORHAN YEGİN (Ankara) - Öncelik... ERHAN USTA (Samsun) - Orhan, bir kesme. Ve işletme süresi olan on beş yıla, üç yıl sekiz ay ekleniyor, on sekiz yıl sekiz aya çıkarılıyor. Bakın, sadece üç yıl sekiz ayda yatırım maliyeti -diğer maliyetleri de var elbette- 1,2 milyar dolar olan Osmangazi Köprüsü'ne üç yıl sekiz ayda ekstradan firmanın cebine koyduğumuz para 2,1 milyar dolar arkadaş. Böyle soygun dünyanın neresinde var, bana birisi bunu söylesin. Bakın, yatırım maliyeti 1,2 milyar dolar... Elbette işletme giderleri olacak, elbette ağır bakım onarım giderleri olacak, elbette finansman giderleri olacak -bakın bunların hepsini uluslararası standartlarda aldık- bütün parayı kredi olarak kullanmış olsa, işte dünyanın ağır bakım giderlerini yapmış olsa -dünyada bellidir bu, otobanların işte maliyetleri şunlar bunlar- onların hepsini yaptığımızda değerli arkadaşlar, bu projenin toplam maliyeti yani bütün işletme süresince yatırım maliyeti 2,8 milyar dolar, güncel; ABD dolarıyla etkileniyor çünkü bu. Ama garanti edilen gelir... Bakın, gelirin nereden geldiğinin bir önemi yok, vatandaş mı ödüyor, hazine mi ödüyor, o ikinci bir olay. Bu ihaleyle garanti edilen gelir 14 milyar dolar arkadaşlar. Bana birisi söylesin ya, 2,8 milyar doları yatıracaksınız, hatta yatırmayacaksınız, cebinizden beş kuruş da kullanmayabilirsiniz çünkü bütün finansman giderlerini de maliyetin içerisine ekledik yani borçla alacaksınız, sadece organizasyonu yapacaksınız, sadece iktidara yakın olacaksınız, 2,8 milyar dolar maliyet karşısında 14 milyar dolar gelir elde edeceksiniz. İşte o yüzden biz buna "asrın soygunu" diyoruz. Şimdi, sizden önceki Bakanların hiçbirisi buna karşı bir cevap veremedi. Ben bunu Adil Bey'e de söyledim, Fuat Oktay'a da söyledim, onlar sadece bize "Geçiş, garanti 40 bini karşıladık." diyor. 40 bin tabii karşılanır arkadaşlar. Bakın, ben günlük 40 bin araç şeyi var ya onun karşılamadığını falan iddia etmiyorum ki. Karşılanır. Niye karşılanır bu köprüde? Çünkü 555 lira geçiş ücreti otomobil için. Biz firmaya ne ödüyoruz? Kaç lira ödüyoruz firmaya? 1.858 lira. Yani 555 lirasını geçen ödüyor, 1.308 lirasını da Tunceli'deki vatandaş ödüyor; Hakkâri'de, Samsun'da, Sivas'ta köprüyü hiç görmemiş vatandaş ödüyor arkadaşlar. O yüzden garanti... Şimdi Sayın Bakan da muhtemelen diyecek ki: "Garantileri, geçiş sayılarını karşıladı." Sayıları elbette karşılar. Ya, kaç kişinin geçtiğinin bir önemi yok. ORHAN YEGİN (Ankara) - Var. ERHAN USTA (Samsun) - Kişi geçtikçe... Ya, kişi geçmese tamamını ödeyecektik, Allah'a çok şükür, 555 lirasını alıyoruz Orhan, tamam mı? Bunu ben sana bir ara anlatırım Econ 101 seviyesinde, tamam mı? Bakın, arkadaşlar, 555 lira alınıyor. Şimdi, üzerindeki kısmının bir önemi yok ama 555 liraya kadar olan, daha doğrusu 40 bine kadar olandan 555 lirası vatandaştan, üzerine 1.308 lirası hazineden karşılanıyor. Ya, hiç hesap bilmeye gerek yok, hiçbir detayını bilmeyin, bir proje ekonomik olsa, bir proje fizibil olsa, bir ihale doğru yapılmış olsa aslında müteahhite vereceğiniz paranın tamamını... Çünkü bu zaman tasarrufu getiriyor, bir sürü... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Sayın Usta, tamamlayın lütfen. ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim. Bunu övüyoruz değil mi? "Bize bir sürü tasarruf sağlıyor." falan diyoruz. Normal şartlarda müteahhite verdiğimiz paranın tamamını aslında bizim vatandaştan alabilmemiz lazım ama ancak yüzde 30'unu vatandaştan alıyorsunuz, yüzde 70'i hazineden veriliyor. Tamam mı değerli arkadaşlar? Dolayısıyla, bakın, şu 2,1 milyar dolara dönüyorum tekrar. Şunu iddia ettik, biz dedik ki: "Bakın, üç yıl sekiz ay ilave ekstra bir işletme süresi verdiniz. Buradan 2,1 milyar dolar ekstra cebine para koydunuz." Bu, ihalede yapılan, sözleşmede yapılan sonraki değişikliklerle yapıldı. Şimdi, biz bunu geçen yıl gündeme getirdiğimizde diyor ki Sayın Oktay: "Erken açılan gün sayısı 1.354 ve hiç araç geçmese yani sıfır araç geçse bile ancak bu rakama ulaşılabilir." Ya, biz de bunu söylüyoruz zaten. Şimdi, bu 2,1 milyar doların tamamını hazinenin ödemesi gerekmiyor. Atıyorum, bunun 500 milyon doları vatandaştan alınıyor, geçenden ama kalanı buradan alınıyor. Bakın, itiraftır bu, yani hiç araç geçmesi yani ekstra... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Tamamlayın siz, buyurun. ERHAN USTA (Samsun) - Açmıyor musunuz? OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Yok, açmıyoruz. Açmadan tamamlayın, buyurun. ERHAN USTA (Samsun) - Ne diyorduk; 2,1 milyar dolar, bakın, bu, burada, şimdi bunun eğer aksini söyleyecekse de Sayın Bakan bize söylesin. Ha, bu arada söyleyeyim, Sayın Bakan 2018 yılında Karayolları Genel Müdürü oldu, sonra Bakan oldu. İşin içerisinde imzası falan yok, ben şahsi olarak kendisini suçlamak için falan söylemiyorum. Ama o bize kurumsal bir şey anlattı, yirmi iki yılı anlattı, ben de size bu yirmi iki yılda yapılan büyük soygunu anlatıyorum, anlatabildim mi, o yüzden bugünün mevzusu olmuştu. Aslında bunu konuşmayacaktım, bir sürü önerilerim vardı, "Şunlar yapılsın, bunlar yapılsın." diyecektik, Samsun'a ilişkin söyleyeceğim şeyler vardı ama siz "Bu kadar yatırım yaptık." deyip bunları böyle renkli renkli bize anlatınca insan dayanamıyor, bu soygunu anlatmadan yapamıyor. Biz bu soygunu anlatacağız. Ben daha önceki Ulaştırma Bakanlarına ve Fuat Oktay'a -Fuat Oktay niye? Planlamadan Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu için- hep şunu söyledim, dedim ki: "Siz, bunun karşısında bize adamakıllı bir hesap ortaya koymadığınız sürece biz bunu her yerde anlatacağız." Size de bu vesileyle anlatmış olduk, bu vesileyle milletimizi de tekrar aydınlatmış olduk. Teşekkür ediyorum. Bütçenizin her şeye rağmen hayırlı olmasını diliyorum. Sağ olun.