Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Komisyonun çalışma takvimine, Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine ve Komisyona davet edilecek kişi ve kurumların tespitine ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 27 .11.2024 |
ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Başkanım, öncelikle ben de herkesi selamlıyorum.
Şimdi, aslında kayıtlara girmeyen ilk toplantıda biz gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikledik diye düşünüyorum. O gün bizim bir önerimiz vardı; tamamen iktidar vekillerinden oluşan başkan, başkan vekili ve sözcünün oluşmamasını önermiştik ama tabii, sayısal çoğunluk en büyük demokrasi olarak algılandığı için burada ve bu şekilde de Başkan da AK PARTİ'den, Vekil de ve Sözcü de AK PARTİ'den seçildi. Bu da bizde bir kaygı yarattı, o gün de bunu dile getirdik. Şimdi, bizim ikinci kaygımızı yok etmezseniz bu sistemin kökten yanlış gideceğine inanıyorum, ikinci düğme daha da sakat iliklenmiş olacak. Bu da nedir? Bizim size verdiğimiz, görüşmeyi talep ettiğimiz isimler mutlaka çağrılmalıdır. Eğer bunlar çağırılmazsa, çağırılmayacaksa ya da böyle bir karara bağlanmazsa, ön yargının derinleşmesiyle, siyasi fikir olarak çok ayrıştığımız ama vicdani olarak ortaklaşmamız gereken bu Komisyona ikinci bir gölgeyi düşürürüz. O açıdan ben bunu mutlaka ciddiye alınmasını düşünüyorum. Bununla ilgili nasıl bir yöntem izleyeceksiniz onu bilmiyorum, mutlaka bir geri dönüş yapacaksınız.
Şimdi, başka bir konu: Bakın, az önce söyledi Sayın Vekilim, dedi ki: "Yenidoğan yatak sayıları özel sektörde çok fazla." Ben bir soru sorayım: Türkiye'de özel hastanelerde psikiyatri yatak oranı ne kadardır, devletlerde ne kadardır? Hocam, bilirsiniz. Çoğu özel hastane psikiyatri tedavisini yapmak istemez. Neden? Çünkü para girdisi çok güzel değildir. Ben bir kadın doğumcu olarak yıllardır doğum yaptırıyorum, şu an devletin ödediği sezaryen parası 4.300 lira arkadaşlar, SUT fiyatı 4.300 lira. Peki, 4.300 lira ödeyen devlet... Bakın, İstanbul'da, düzenli gelen ilanlardan bir tanesinde -bu, yeni, güncel bu arada, onu da belirteyim, kayıtlara geçsin istiyorum- yazıyor, diyor ki: "Hastane ruhsatı; 88 yataklı, 31 uzman kadro..." Kaç para? 6 milyon dolar. Arkadaşlar, sezaryene 4.300 lira ödeyen bir sistemde 6 milyon dolar vererek hastane nasıl açılır? Bu sistemin sakat noktası buradır yani sağlığı parasallaştıran bu sistemdir. Evet, şerefsiz bir çete var, doğru, yani düşünsene, bebeklerin arasında bile ayrım yapıyor, "Suriyeli bebek gönderme, Türk bebek gönder." diyor. Aslında bebeğin Suriyeli ya da Türk olması onun umurunda değil çünkü yabancı uyruklulara para ödemiyor devlet ama Türk olursa yenidoğan yoğun bakımlarda para ödeniyor.
Denetim... Arkadaşlar, denetim çok komik yapılıyor yani Sağlık Bakanlığı bence gerçek işini yapmıyor. En basit, kendi branşımla ilgili söyleyeyim. Bir tıp merkezimiz var, denetim için geliyorlar arkadaşlar -istedikleri şey- "Stetoskop var mı?" diyor. Ben otuz yıl önce kullanıyordum stetoskopu; kulağınızı dayarsınız, bebeğin kalp atışı var mı diye bakarsanız. Şimdi, 100 bin dolarlarla ölçülen ultrasonumuz var, denetlemede soruyor "Stetoskobunuz var mı?" diye yani aklımızla dalga geçilmesin. Tabii ki parası olan, 6 milyon doları veren hekimler mi sanıyorsunuz siz? Büyük iş adamları ya da diğer ihalelerde olduğu gibi, 5'li çetelerin oluşturduğu zincir hastaneleri hâline geliyor. O açıdan, bu listelerin içerisinde özel hastanelerin ya da OHSAD Başkanının ya da eski Sağlık Bakanı ve hastanesi olan Sayın Müezzinoğlu'nun çağırılması gerekir. Avcılar Hospital'in içinde, altta yüzme havuzunun olduğunu bilir misiniz? Yıllar öncesinden olan bir şeydi ve faturalar, paket ödenmemişken ödenen faturalar bir incelensin bakalım, bu devlet ne kadar soyulmuş bir görelim; bu sadece yenidoğan çetesiyle ilişkili değil. Sağlık baştan itibaren parasallaştırıldı ve AK PARTİ iktidarının geldiği günden bu yana, "Muayenehaneciliği bitiriyoruz." diyerek, aslında küçük noktaları kapatıp büyük sermayedarlara peşkeş çekilmiş durumdadır. Yani bugün özel hastane gerçeğini biz görüyoruz, kapatırsanız insanların mağdur olacağını da biliyoruz. 19 tane hastane kapatıldı, 500 hekim çalışıyor, 5 bin personel çalışıyor yani bu Komisyon bunu araştırırken bu insanların işsiz kalması ya da bunun kamulaştırılması ya da bu insanların devlette kadroya alınmasıyla ilgili bir kaygı duymuyoruz; güzel. Ama bunlar ne olacak?
Diğer bir nokta: Artık "Biz savcı değiliz." cümlesini rica ediyorum Komisyondan duymayalım, savcı olmadığımızı biz de biliyoruz ama kusura bakmayın, bu ülkede nice savcılar gördük emirle karar veren, nice hâkimler gördük. Hepimiz görmedik mi bunu? Buranın vicdanlaşmanın en geniş tabana yayılması gereken bir komisyon olduğuna inanıyorum. Bebeklerimizle uğraşıyoruz yani annelerin gözyaşında boğulacak bir çete var. Bizler eğer bunu aydınlatamazsak... Tabii ki savcı değiliz, hâkim değiliz, polis değiliz, dedektif değiliz ama vekiliz, hepimiz de çok ciddi yetkilere sahibiz. Biz iyi niyetli olmak istiyoruz, iyi niyetli olunduğuna da herkesin inanmasını istiyoruz ve Komisyonun tamamının da böyle olmasını istiyoruz. Ben o açıdan kaygı duymak istemiyorum ve bununla ilgili bizim sözcümüzün sunduğu bu listenin mutlaka çağırılması gerektiğine inanıyorum.
Onun haricinde, işte "Habersiz baskın olur mu, haberli baskın olur mu..." Arkadaşlar, sağlık müdürlükleri arar... Siz 112'lere yemek verirseniz -herkesi zan altında bırakmak istemiyorum- aranız iyiyse belli hastanelere daha çok sevk olur. Bakın, o, dosyada var yine, "Sevk oranları arasında bu hastanelere fark gözetilmemiştir." diyor ama bir hile yapıyor, yenidoğanların sevk oranlarını araştıracak bir rakam vermemişler, total sevklere bakıyorlar; böyle değil. Bizim işimizi ciddi yapacağımıza inanıyorum ve birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu Komisyon bence tarihe geçecek bir komisyon, belki sağlık sisteminin en büyük sakatlıklarını vuracak bir sistem ama biz bunları konuşurken, daha şimdiden yine aile hekimleriyle ilgili yapboz tahtasına dönen bir sistem devam etmeye başlıyor. Yani aslında sistem baştan yanlış yapıldığı için bizler ara noktaları bulup çözmeye çalışıyoruz, aile hekimlerini acil nöbetlerine koyarak bu sistemi çözmeye çalışıyoruz. Neden devlet hastanesinde bu kadar az yenidoğan yatağımız var diye sorgulamıyoruz da özel hastanede var, neden? Yani Sağlık Bakanlığının bu konuda hiç suçu yok mu? Bu kadar milyon dolar verenler nasıl para kazanacak? Tabii ki böyle, devleti, vatandaşı soyarak para kazanacak. Bunun altyapısını oluşturan da bu sistemin kendisidir. Biz tek tek hekimleri ya da hemşireleri ya da bu işin içine giren bir iki hastane sahibini yargılayarak ya da suçlayarak bu işin içinden çıkamayacağımızı bilmek zorundayız. Bu sistem baştan yanlıştır çünkü insanı merkeze koymayan, parayı merkeze koyan bir sistem mevcuttur. O açıdan, bunları yaparken, madem savcı değiliz, bu ülkenin, bu sistemin sakatlıklarını bulacağız, hepsini gerçekten konuşmamız gerekir yani atama döneminde yapılanlar, özel hastane ruhsatlarında dönen yolsuzluklar ya da reçete yolsuzlukları; ne varsa hepsini çıkarmak için el birliğiyle çalışmak zorundayız. Bu açıdan bu listenin kabulünü istiyoruz.