KOMİSYON KONUŞMASI

BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz, kıymetli bürokratlarımız; hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sayın Bakanım, ben bugün, burada, toplumumuz için çok ciddi kaygılar uyandıran birkaç problemden bahsedeceğim, adaletin tecelli etmemesiyle ilgili veya suçluların çok rahat bir şekilde sokaklarda dolaşmasıyla ilgili konuşacağım, hatta birkaç örnekten bahsedeceğim. Aslında benim vereceğim örneği Sera Hanım da verdi; 2 eşini öldüren, sonra serbest kalan ve diğer eşini de öldüren bir kişi hapisten kaçıyor, Yalova'da yakalanıyor. Yani adam rahat rahat, elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Geçtiğimiz ay benim seçim bölgem Tuzla'da 19 yaşında bir psikopat, çok ses çıkarıyor diye "Eymen" adlı bir çocuğumuzu yere, bildiğiniz böyle betona çarpıyor, çocuk on beş dakika boyunca ölmüş gibi orada yerde kalıyor, suratının yan tarafı tamamen yok. Ben aileyi ziyaret ettim Tuzla'da. Savcı aynı gün, o psikopatı serbest bırakıyor. Tekrar, sosyal medyada büyük bir infial oluşunca bu konuyla alakalı savcı, arkadaşı tekrar tutukluyor. Olayın ardından yakalanması bir şey ifade etmiyor, bu sefer başkaları devreye giriyor, işte, adaleti engellemeye çalışıyorlar, başkaları duruma müdahale ediyor. Tabii, bu tip durumlarda adaletin sağlanmasında sosyal medyanın niye bir rolü var? Yani niye insanlar böyle infial hâline gelince savcılar aksiyon alıyor? Bunun sebebini bilmek istiyoruz. Tabii, adaletin tecellisi için insanların sesini duyurma çabalarına, toplumsal baskıya bir ihtiyaç mı var? Niye bunları biz göze alıyoruz, niye bunları dinliyoruz? Bence bu utanç verici bir durum. Sadece kadınlar ve çocuklar için değil, işte, toplumun her kesimi için ortak bir kaosa dönüştü bu olay, maalesef verdiğim örnekler ülkemizin gerçekleri. Her geçen gün çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, insanlar öldürülüyor ve Türkiye'de bunun sorumluları maalesef yakalanamıyor, yakalandığı zaman serbest bırakılıyor. Bu vahşete engel olamıyoruz. Bence en kötü tarafı da bu işin Sayın Bakanım, toplum tarafından bunun kanıksanmış olması, artık benimsenmeye başlandı. Her gün bir olay yaşanıyor Türkiye'de, her gün sosyal medyada bir olayı takip ediyoruz; televizyon kanalları, haber siteleri, bir öldürülme olayı, bir cinnet olayı... Geçen hafta Esenyurt'ta yaşanan vahşeti hatırlıyoruz hepimiz. Buna engel olunamıyor. Düşünün, bir yabancı gelse, bizim ülkemize veya dışarıdan, bir haber sitemize girse, bizdeki her günkü aksiyonu görse, büyük ihtimalle hakikaten Netflix gibi bir platformu iptal eder. Türkiye'de, aksiyon, heyecan, vahşet, her şey var. Bunun için film seyretmeye gerek yok Türkiye'de, maalesef durumlar bu kadar kötü ve reaksiyon azalıyor. Bu sessizlik canımızı sıkıyor ve suçluların cesaretini artırıyor maalesef. Türkiye ve özellikle İstanbul, suç çetelerinin bir merkezi hâline geldi. Sırp çetesinin mafya başı burada öldürülüyor veya birçok AVM'nin restoranlarında, ünlü restoranlarında, mafya babaları, suç örgütlerinin liderleri, onların adamları mesken tutmuş oraları ve insanlar, hakikaten bu konuda çok büyük kaygı yaşıyor; bunu biz de yaşıyoruz ve görüyoruz. Suç işleyenlerin korkusuzluğu aslında tam da bundan kaynaklanıyor. Ceza almayacağını veya çok az alacağını bildiği için her türlü cinayeti veya vahşeti sergiliyorlar. Polisin yakaladığı suçlu, adliyeden elini kolunu sallayarak çıkıyor. Biz bunu artık görmek istemiyoruz. Üstelik, artık bu durumlar şov hâline de geldi. Yani adamlar adliyeden çıkarken bunu artık, Instagram'da, birçok sosyal medyada yayınlıyorlar yani rezalet bir durum söz konusu çünkü cüzi bir cezayla hayatına devam edeceğini düşünüyor.

Sayın Bakanımız, işin özeti, suçlular en ağır şekilde cezasını çekmeli. Adaletin sadece mahkemelerde değil, toplumsal yaşamın her alanında tesis edilmesi için, sizlerin en maksimum seviyede çalışmanız gerektiğini düşünüyorum. Cezaevlerinin doluluk oranı yüzde 120'nin üzerinde. Acaba bu sebepten dolayı mı bu kadar insan adliyeden serbest bırakılıyor diyorum. Yatacak yer mi yok veya ne bileyim, cezaevlerimizin kapasitesi mi yetersiz? Bunu da düşünmüyor değilim ama adalete olan güvensizlik, maalesef çok ileri boyutları aşmış durumda.

Sayın Bakanım, adaletin her alanda tesis edilmesi gerektiğini defaatle söyledim. Hâkimlerimizin iş yükünün artmış olmasına değinmek istiyorum. Danıştay ve Yargıtaydaki dosyaların, bölge adliye mahkemelerinin kurulmasıyla azalması olumlu bir gelişme görülse de bu kez de bölge adliye ve bölge idari mahkemenin iş yükü katlanmış. Buna da bir çare bulunmasını istiyorum. Vatandaş adalete...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)