Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .11.2024 |
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce "Adalet mülkün temelidir." sözünü hatırlatmak istiyorum çünkü ülkemizde adalet son yıllarda derin yaralar aldı ve hukukun üstünlüğü ilkesi son derece zedelenmiş durumda.
Anayasa’nın 9'uncu maddesi der ki: "Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır." Sizce şu an mahkemeler Türk milleti adına bu yetkiyi tarafsız ve bağımsız olarak kullanabiliyorlar mı yoksa hâkimlerimiz iktidarınızın siyasi baskısı altında eziliyor mu? Maalesef eziliyorlar ve siyasi baskınız o kadar arttı ki artık hâkimlerimiz mobbingle karşılaşır hâle geldiler. Bugün Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken bu salonda gözlerimizin önünde çürüyen bir adalet sistemini konuşmak zorundayız. Kaynaklarınızdan edindiğimiz bilgilere göre 2023 yılında ülkemizde yaklaşık 12,1 milyon şüpheli hakkında soruşturma başlatılmış ve bunların 483.011'i yabancı uyruklu.
Sayın Bakan, 2023 Şubat ayından 2024 Şubat ayına kadar Türkiye'de 20 bin çocuk istismarı davası olduğu ve 7 bin çocuğun ise doğum yapmak zorunda kaldığı biliniyor. Sadece bu yıl 411 kadın katledildi. Hukuk sistemimizdeki yetersizlikler, suçluların hak ettikleri cezayı almadan serbest kalması, suçluların ön kapıdan girip arka kapıdan çıkmaları toplumun adalete olan güvenini sarsıyor.
Sayın Bakan, sizin koltuğunda oturduğunuz Bakanlığın adı "Adalet" ve bu ülkenin en önemli bakanlıklarından biri; lütfen, artık elinizi taşın altına koymanız gerekiyor. Asıl endişe verici olan şudur: Artık suç oranlarına paralel olarak cezasızlık algısının da güçleniyor olmasıdır. "Cezasızlık suçun anasıdır." sözü boşuna söylenmemiştir. Cezaların caydırıcı etkenlerinin azalması ve suç işleyenlerin sokaklarda dolaşması maalesef ki milletimiz için büyük bir endişe unsuru.
Seçim bölgem Aydın'da depremde dayanıksızlığı tespit edilmiş, projesi yapılmış, ödeneği hazır olan bir adalet sarayı projemiz var ancak beş yıldır hâlen yeri tespit edilip de parası hazır, projesi hazır olan bir binanın yapımına başlanılamadı. Lütfen, buna bir an önce bir çözüm bulmamız gerekiyor.
ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Hangi adalet sarayı?
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Aydın Adalet Sarayı.
ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Ha, Aydın.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Evet, Aydın Adalet Sarayı.
Şimdi, ayrıca, Aydın, suç oranında maalesef, üzülerek söylüyorum, 1'inci sırada. Lütfen, artık suçla mücadelede daha caydırıcı cezalar uygulanması lazım.
Meclise, içinde yargıdan ve suçla mücadeleden başka her şeyin olduğu yargı paketleri getiriyorsunuz, yakın zamanda dokuzuncusunu getirdiniz ama maalesef zihniyet değişmediği sürece 9 değil 90 tane yargı paketi getirseniz de sonuç yine aynı olacaktır. Adalet sadece cezalandırmak değil aynı zamanda, toplumsal barışı sağlamak, insanların haklarını korumak ve insan onurunu yüceltmektir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığı kaynaklarının suçun önlenmesine, rehabilitasyonuna ve toplumsal adaletin sağlanmasına yönelik projelere de ayrılmasında fayda görüyorum.
Bir de bir konuyu dile getirmek istiyorum. Bu ara buluculukla ilgili geçmişte beş yıllık avukatlar ara bulucu oluyorlardı, sonra buna bir sınav getirdiniz, insanlar sınavla ara bulucu olmaya başladılar. Tabii, bu sınavlar zorlaştı, hatta bundan 2 önceki ara buluculuk sınavında Arabuluculuk Daire Başkanınız, öğrencileri sınava tabi tutan Daire Başkanınız dahi sınavı geçememişti. Ancak şimdi son pakette tekrar ara buluculuk sınavını kaldırdınız, yirmi yıllık avukatları ara bulucu yapıyorsunuz; yani artık işi deneme tahtasına döndürdük. Peki, sınavı geçip ara bulucu olan insanların suçu neydi yoksa şimdiki daha mı doğru? Tekrar sınava mı döneceğiz? Yani aynı iktidar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)