KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KARAOBA (Uşak) - Şimdi, arkadaşlar da söyledi, bu maddeyi çok önemsiyoruz biz de, aile hekimlerimizin çoğu da birkaç gündür bizi sürekli arıyorlar. Özellikle -biz yıllardır söylüyoruz her platformda- nitelikli, erişilebilir, ücretsiz sağlık hizmeti derken, artık yenidoğan çetesinde de gördüğümüz gibi bu ülkede sağlığın parasallaştırılmasının dayatıldığı nokta aile hekimlerine kadar indirildi. Bugün biz "koruyucu hizmet" diyoruz, onlar para kazanacak noktalar söylüyor. Sayın Bakan Yardımcısının da az önce kişisel verilerle ilgili tavrı, her şeyi maddiyat üzerinden götürdüğünün bir göstergesi.

Sayın Bakanın iki üç gün önce aile hekimlerinin sorunlarıyla ilgili bir platformda konuşmaları vardı, ben buradan da kendisine sormak istiyorum: Burada diyor ki: "Yüksek sesle konuşmamamızın sebebi, bize Maliye diyor ki 'Aile hekimlerine 150 bin lira veriyorsunuz, çok para veriyorsunuz. Bakın, bunu dile getirirseniz ikinci, üçüncü basamak da bu paraları ister.'" Sonra birkaç soru sorulması üzerine yine devam ediyor, diyor ki: "Grev yaptınız da ne oldu? Sağlık sisteminde hiç aksama olmadı."

Değerli arkadaşlarım, bu ülkenin eğitim süresi en çok olan, uzun eğitim süresi olan, Türkiye'de birçok kişinin çocuklarını doktor yapmak istediği bir ortamda hekimleri bu kadar itibarsızlaştırmak, hele aile hekimleri üzerinden -bu sistemi- sanki onlar çalışmıyormuş "Ne yaptınız da sistemi tıkayabildiniz mi?" gibi bir noktadan, kendi özlük haklarını aramaya çalışan bu arkadaşlara bu tavrı ben -kayıtlara geçsin diye diyorum- kınıyorum. Yani sonuçta hak aramak, demokratik ülkelerin hepsinde olacak bir şey ve hekimlerimiz de bunu en fazlasıyla hak etmektedirler. Yani Covid döneminde hepsinin başı üzerine yemin ettiği insanlar, öyle bir noktaya geldik ki tamamen potansiyel suçlu, tamamen hırsız, mesai saati dışında sadece para kazanma hırsı gözlerini bürümüş gibi topluma lanse edilmesinden, bu aile hekimlerinin üzerinden bu kadar oyun oynanmasından memnun değiliz.

Artık lügatımıza hacamat da girdi. Sayın Bakan Yardımcısına da sormak istiyorum: Mesela, bir çocuk muayenesinin SUT fiyatı 119 lirayken hacamat uygulamasının fiyatı ne kadardır? Yani, bir bebeğimizin muayenesi ne kadar, hacamatla tedavi ne kadar oluyor? Bunlara da kayda geçsin diye cevap verirse bu konuda çok sevinirim.

Başlı başına tamamen hatalı, kırk saati taban olarak belirleyip üst saati belirlemeyen, yine dediğim gibi, tamamen parasallaştıran bu sistemi biz doğru bulmuyoruz ve bunun bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Gönül isterdi ki burada sağlıkta şiddet konuşulsun, hekim göçleri konuşulsun. Yani bugün okumuş insanlarımız -Tabip Odası da birazdan dile getirecektir- 3.500'e yakın temiz kâğıdı isteyen hekimimiz var. Bunlar ülkenin en büyük katma değeri, en zor yetişen kesim ve en kolay kaybettiğimiz kesim hâline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı sadece bu parayla uğraşacağına bunlarla da ilgili mutlaka araştırmalar yapsın. Hekim göçünün ve sağlıkta şiddetin mutlaka merkeze alınması gerekir.

Grev temel bir haktır. Yani burada Sayın Orhan Bey de söyledi, Grup Başkan Vekili Leyla Hanım da söyledi, diyor ki: "İkinci ve üçüncü derecede hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak için biz bunu yapıyoruz." diyor.

Bakın, bu sistemle bunu çözme şansınız yok. Siz, sadece "Aile hekimleri daha mı fazla para kazanır?" diye kaygı duyup oradan bakıyorsunuz.

O açıdan, bu 5'inci maddenin tamamen geri çekilmesini talep ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.