KOMİSYON KONUŞMASI

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, daha önce görüştüğümüz şeyden bahsetmek istiyorum yani katkı payları 2'den 20 liraya çıkarılıyor. Dar gelirli vatandaşlar özellikle bu konuda hizmet alımında çok daha zor duruma düşecekler. Ayrıca, bunun Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle artırılması da çok doğru değil çünkü şöyle bir şey var: Sağlıkta eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, biliyorsunuz, acil servislerde reçete yazıldığı zaman hasta bir muayene ve katkı ödemiyor, dolayısıyla gündüz hastaneye gitmeyen kişiler gece acilden hizmet alma yoluna gideceklerdir; bu, ek masrafı ödememek için ekstra bir şey olacaktır. Sağlık hizmetleri herkesin eşit yararlanması gereken bir şeydir, paraya tahvil edilebilecek bir şey değildir. Sağlık hizmetlerine erişim zorlaşacak ve hukuka aykırı bir durum oluşacaktır.

Aile hekimliği merkezlerine geldiğimiz zaman, bilimsellikten uzak birtakım uygulamalar görüyoruz. Ben kalp damar cerrahıyım. Hastaların bacağında 3 santim büyüklüğünde varisler var, koskocaman, hasta bir geliyor, boydan boya tıkanmış bir damar. "Ne oldu?" "Ben sülük bağlattım." Yani böyle şeylerle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla, bunlar tamamlayıcı tıp, alternatif tıp değil, bunlar kesinlikle uygulanmasının önüne geçilmesi gereken şeyler çünkü bilimsel bir dayanağı yok. Evet, "bilimsel dayanak" gibi birtakım yayınlar çıkabilir ama bunların tıpta yeri yok çünkü siz oradaki... Bazen plastik cerrahide sülük kullanılıyor gerçekten, onların enzimlerinden küçük yaraların iyileşmesi için kullanılıyor ama büyük damarlarda vatandaş bunu bildiği için sürekli bunlara gitmek zorunda kalıyor ve dolayısıyla tedavileri gecikiyor. Mesela "risk sonrası verilen raporlar" demiş, "özel raporlar" demiş. Mesela, bu raporlar ne olacak yani hangi raporları içeriyor bu? Gelir getirici bir şey gibi düşünülüyor ama bu raporların ne olduğunun açıklanması gerekiyor. Bu düzenlemeler sağlık hizmetlerine erişimi daha da zorlaştıracaktır, çalışanların meslek onurunu kesinlikle etkileyecek bir durumdur bu.

Bir de döner sermayenin dağıtılmasıyla ilgili bir yönetmelikten bahsediliyor yani Bakanlık inisiyatifine bırakılıyor. Burada, döner sermaye kanunla düzenlenir yani Anayasa Mahkemesi daha önce bunu söylemiş, kanunla düzenlenir, bunun Bakanlık yetkisine bırakılarak, keyfine göre kime, nasıl dağıtılacağının önünün bir defa kapatılması lazım, standart bir şablonunun olması gerekiyor bunların.

Bunun dışında, biliyorsunuz, sağlık emekçileri sefalet ücretiyle yaşıyor yani aile hekimleri 2-6 Aralık arasında yeniden bir eyleme gidecekler. Burada, biz, her ne kadar "Aile hekimleri işi bırakıyor, sağlığın gidişatını engellemiyor." diyorsak da onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam şartları oluşturmak istiyorlar. Şimdi, siz aile sağlığı merkezine gidiyorsunuz "Benim bilgisayarım bozuldu, bilgisayarımı kendim tamir etmek zorunda kalıyorum, bana ödenek vermiyorlar." deniliyor. Bunların hepsi aile hekimleri üzerindeki yükü artırmakta, dolayısıyla bunun geri çekilerek, muhalefeti de göz önüne alarak, sivil toplumu da göz önüne alarak yeniden düzenlenmesini öneriyorum.

Teşekkür ederim.