Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) İletişim Başkanlığı d) Diyanet İşleri Başkanlığı e) Devlet Arşivleri Başkanlığı f) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı g) Savunma Sanayii Başkanlığı ğ) Strateji ve Bütçe Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .11.2024 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bütçemiz tam 16 milyar 928 milyon 146 bin lira. Bu rakam, sadece bir bütçenin değil aynı zamanda AK PARTİ iktidarının lüks, israf ve milletten kopuk yönetim anlayışının bir özeti, hatta itirafıdır. Ne yazık ki sarayın ışıkları parladıkça milletin gözlerindeki umut ışığı sönüyor. Milyonlarca insanımız asgari ücretle açlık sınırı altında geçinmeye çalışırken, gençler iş bulamıyorken, borç içinde yüzüyorken Cumhurbaşkanının yani AK PARTİ'sinin yönetim sarayı kendisi için milyarlarca liralık bütçe istiyor. Bu para nereye harcanacak? Lüks araçlarda mı, israf kokan protokol organizasyonlarında mı, yoksa yurt dışı gezilerinde mi? Türkiye'nin dört bir yanında insanlarımız kara kışı nasıl geçireceğini düşünürken bu bütçe teklifi AK PARTİ'sinin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Yirmi iki yıldır bu iktidarın lüks ve şatafat tutkusuna defalarca tanıklık ettik. Saraylara harcanan milyarlar, lüks araç filoları, uçaklar, yazlık-kışlık köşkler, koruma orduları... "Bu millet yıllarca bu saray kaç odalı, günlük maliyeti nedir, bu kadar lükse neden ihtiyaç var?" diye sordu, soruların bir kısmı cevapsız kaldı, itirazlar duymazdan gelindi. Bizler sorduk "Millet açken, işsizken gözlerinin içine baka baka lüks içinde yaşamanız doğru mu?" diye aldığımız cevap ise "İtibardan tasarruf olmaz." oldu. Bu sözün arkasına sığınılarak, devlet yönetimi milletin taleplerinden uzak, israf ve lükse bezenmiş bir saray rejimine dönüştü.
Arkadaşlar, soruyorum sizlere: Bu milletin itibarı sarayların büyüklüğüyle mi ya da uçak sayısıyla ölçülüyor? Unutulmamalıdır ki bir milletin gerçek itibarı, vatandaşlarının refah seviyesiyle ölçülür. Eğer insanlar evine ekmek götüremiyorsa, faturalarını ödeyemiyorsa siz saraylarda otursanız ne olur, uçaklarla gezseniz ne olur?
Bugün burada eleştirdiğimiz sadece bir kurumun bütçesi değil, aynı zamanda bu bütçenin temsil ettiği zihniyettir. Bu zihniyet kendi sarayında refah içinde yaşarken vatandaşlarını açlığa mahkûm eden zihniyettir. Bu zihniyet kendi yanlışlarını asla kabul etmeyen, kimseyi dinlemeyen zihniyettir. AK PARTİ'si iktidarının artık milletle hiçbir bağı kalmamıştır. Sokağa çıkıp marketlere girin, pazarlara gidin, insanlar size neler söylüyor, kulaklarınızı açın, dinleyin. İnsanlar artık "Çocuklarımıza süt alamıyoruz." diyorlar, "Et zaten hayal oldu." diyorlar ama siz bu insanların dertlerini bırakın çözmeyi, seslerini duymuyorsunuz bile çünkü saraylarınızın duvarları o kadar kalın ki milletin sesi size ulaşmıyor. Bu bütçede israfın izleri o kadar açık ki kamuda tasarruf çağrıları yapılırken Cumhurbaşkanının bütçesi her yıl katbekat daha da büyüyor. Nerede tasarruf? Kamu kaynakları bir avuç insanın lüksü için harcanıyor, vatandaşın eline ise yokluktan başka hiçbir şey geçmiyor. Soruyorum sizlere: Cumhurbaşkanının bu kadar büyük bir bütçeye neden ihtiyacı var? Bu para nerede kullanılacak? Millete hesap vermek zorundasınız çünkü bu para milletin alın terinden geçiyor. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında insanlar ısınmak için battaniyeye sarılırken, insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamazken sizin bu lüks harcamalarınıza nasıl tahammül edebiliriz, birisi çıkıp söylesin lütfen. Türkiye'nin ekonomik gerçekler ortadadır; enflasyon almış başını gitmiş, insanlar temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor ama siz bu ekonomik tabloya rağmen lüks ve israf içinde yaşamaya devam ediyorsunuz. Milletten sürekli fedakârlık istiyorsunuz, fedakârlık bekliyorsunuz, "Tasarruf edin." diyorsunuz ama tasarrufu önce kendi harcamalarınızda yapmanız gerektiğini bile görmüyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu bütçe teklifi adaletsiz bir düzenin sembolüdür. Bu bütçe milletten ne kadar koptuğunuzun, lükse ve israfa ne kadar düşkün olduğunuzun açık bir kanıtıdır. Türk milleti sizden adalet ve hesap verebilirlik bekliyor. Buradan iktidara sesleniyorum: Bugün size bu bütçeyi buraya getirme yetkisi veren millet yarın sizi bu bütçenin hesabını vermek zorunda bırakır. Milletimizin israfı bitirecek, adaleti sağlayacak bir yönetime acil olarak ihtiyacı vardır.
Unutmayın ki Türk milletinin sabrı sınırsız değildir diyor, Komisyonu saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, son olarak, uhdenizde bulunan Ziraat Bankası mücbir sebeplerle işten ayrılan çalışanlarına hak ettiklerini verme noktasında farklı bir kimliğe bürünüyor. Yıllarca bankaya emek vermiş, alın teri dökmüş insanlar aile birleşimi ya da sağlık sorunları nedeniyle işten ayrıldıklarında haklarını almak için mahkemelerde süründürülüyor. Bankanın avukatları sürekli mazeretler sunarak davaları yıllarca uzatıyor, mahkemenin istediği evraklar eksik gönderiliyor, süreçler uzun yıllara yayılıyor ama konu ismi şaibelere karışmış kişilere gelince onları sessiz sedasız emekli edip maaşa bağlıyorsunuz, hırsızlığı ödüllendirip emeği cezalandırıyorsunuz. Bu nasıl bir anlayıştır? Ziraat Bankası çiftçiye kredi verirken kırk dereden su getiriyor, teminatlar istiyor, yüksek faizle borçlandırıyor ama konu şaibeli işlere karışanlara gelince...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)