Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) İletişim Başkanlığı d) Diyanet İşleri Başkanlığı e) Devlet Arşivleri Başkanlığı f) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı g) Savunma Sanayii Başkanlığı ğ) Strateji ve Bütçe Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .11.2024 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcısı, paramızda değer kaybının olması açısından ilginç bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Tabii, paradaki değer için hep euro ile dolarla karşılaştırma yapıyoruz. Benim seçim bölgem Artvin de hemen sınıra yakın, Sarp Sınır Kapısı'nın olduğu bir güzel ilimiz. Biz Sarp Sınır Kapısı açıldıktan sonra... Gürcistan da bizim en sorunsuz komşularımızdan bir tanesi, hatta en sorunsuz komşumuz diyebiliriz. Daha önceden, 2006 yılında, çok değil, bundan on yedi, on sekiz sene önce Gürcistan'da 1 yurttaşımız para bozdururken 100 lira verdiği zaman 140 lari alıyordu. Bugün ise, aradan yıllar geçtikten sonra, 100 lira veriyoruz 7,86 lari alıyoruz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, yani Türk lirasının -parasının- erimesinde bundan daha çarpıcı örnek olmaz. Bu konuda Sayın Nebati de dâhil birçok bakana sorular sordum ama ne yazık ki istikrarlı yanıtlar alamadık. Bunun sonucu ne oluyor? Bakın, daha önceden kapı açıldığı zaman Gürcistan yurttaşları genelde çay toplamaya ve fındık toplamaya ilişkin olarak bizim ülkemize geliyorlardı ve orada bir anlamda -ucuz iş gücü demeyelim ama- ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle, bizim paramızın da 2006 yılında onların parası karşısında değerli olması karşılığında çok ciddi bir şekilde iş gücü sağlıyorlardı yani daha doğrusu, fındık toplamada, çay toplamada Gürcü kardeşlerimizin çalışmalarından büyük oranda yararlanıyorduk. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, tam tersine döndü bu iş; şu anda Allah'ın kulu o kapıdan bu tarafa gelmiyor. Ne yapıyoruz? Neyle karşılaşıyoruz? Onu da söyleyeyim. Gürcistan'ın biliyorsunuz -4 milyona yakın bir ülke nüfusu olan- 3 milyon 750 bin civarında nüfusu var. Gürcistan'da şu anda enflasyon yüzde 1 rakamlarında. Parlamenter sistemle yürütülen bir ülke. Bizim de çok sevdiğimiz bir komşumuz ama şu anda tam tersi oluyor. Şu aşamada Gürcistan'dan bizim tarafa doğru bir akın var ama şöyle bir akın var yani çalışmaya gelmiyorlar, çalışmanın dışında başka bir şeye geliyorlar. Neye geliyorlar? Türkiye'deki mal şeyleri... Paranın değer kazanması karşısında marketlerden müthiş bir alışveriş furyası var. Özellikle mesela oraya en yakın olan "Kemalpaşa" diye bir ilçemiz var. Kemalpaşa'nın nüfusu 6 bin. 6 bin nüfuslu bu ilçede -çok küçük bir nüfus olmasına rağmen- "uluslararası market" dediğimiz şu üç harflilerden her birinden dörder beşer tane var yani 6 bin nüfuslu bir ilçede 20 tane marketin olduğunu düşünün. O marketlerin önünde kuyruklar oluyor sabahın köründe. Gürcü kardeşlerimiz geliyorlar, paletlerle Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, normal torbalarla filan değil yani onu görmeden onu anlayamazsınız. Geliyorlar paletlerle, kuyruklara girerek belki kilolarca, belki yüzlerce kiloluk şeyleri alıyorlar, araçlarına dolduruyorlar ve götürüyorlar. Bunu biz... Tabii, Trakya'da da anlatıyorlar, Bulgaristan levası karşısında da böyle bir durum var ama, ben Artvin'de yaşadığım bu dramatik örneği sizinle paylaşmak istedim. Bir anlamda göç tersine dönüyor. Paranın bu şekildeki bir değer kaybını -bir kere daha söylüyorum- 100 lira verip de 140 lari alınan paranın karşısında bugün 100 lira verip de 8 lari alınan bir Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız. Bu normal bir erime değil, erime olsa bunu başka türlü anlatırız. Düşündüm ki böyle bir şey nasıl olabilir diye, 4 milyon nüfuslu -küçük görmüyorum- bir ülke nasıl yıllar içerisinde parasının değerini istikrarlı bir şekilde artırabilir diye. Ülkenin yönetim sistemine baktığımız zaman, parlamenter sistemle yönetilen, kuvvetler ayrılığı ilkesinin gerçekten kendine özgü olarak uygulandığı, denge denetim mekanizmalarının, hukuk güvenliği ilkesinin olduğu bir ülke gerçeğiyle karşı karşıya. Gürcistan, AB üyeliği anlamında da çok ciddi birtakım destekler yaptı. Bunu neden sağlıyoruz? Bakın, en çarpıcı olması açısından; 2009 yılında yani ilk 200 lira çıktığı zaman Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, 200 liranın karşılığı 132 dolar, 2023'te 10 dolar, 2024'te 6 dolar. OECD ülkelerinde gıda enflasyonuna bakıyoruz Türkiye açısından nasıl bir tablo var diye, Türkiye yüzde 43,7'yle bir anlamda 1'inciliği elde sağlıyor. Türkiye'nin büyük ekonomiler arasındaki mutluluk sıralamasına bakıyoruz, sondan 3'üncü sırada; bizim geçtiğimiz bir Güney Kore var, bir de Hindistan var. Bu konuda, ekonomiyle alakalı tehlike çanlarının çaldığını göstermesi açısından bu dramatik örneği sizlerle paylaşmak istedim.
Paramızın pul olmaması için üzerinize düşeni yapmanızı istirham ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.