KOMİSYON KONUŞMASI

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı bütçesini ve bütçesinin milletimize yansımalarını değerlendirmek için söz almış bulunuyorum ancak bütçeyi tartışmadan önce bu bütçeyi şekillendiren siyasi rejimi ve onun milletimize yüklediği ağır ekonomik tabloyu ele almak zorundayız çünkü bugün ülkemiz bu rejimin yarattığı ekonomik enkazın altında ezilmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yani tek adam rejimi vatandaşlarımıza hızlı karar alma ve güçlü yönetim vaatleriyle sunulmuştu ancak bugün görüyoruz ki bu sistem ne hızlı karar alabilmekte ne de milletimizin devasa sorunlarına çözüm üretebilmektedir. Aksine, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz bu sistemin doğrudan bir sonucudur. Kaynaklar vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına değil sarayın savurganlığına yönlendirilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bugün, ülkemizde milyonlarca vatandaşımız geçim derdiyle boğuşmaktadır; çarşıda, pazarda fiyatlar cep yakmaktadır. Emekliler, asgari ücretliler ve gençler umutlarını kaybetmektedir çünkü AK PARTİ Hükûmeti milletin gerçek sorunlarını çözmek yerine kendi lüks ve şatafatını koruma derdine düşmüştür, vatandaşlarımızın sırtına yüklenen vergilerle sarayda ihtişam içinde yaşarken vatandaşlarımız sofrasına ekmek koyamaz hâle gelmiştir. Her fırsatta "Milletin hizmetkârıyız." diyenler bugün milletin sırtında büyük bir yük hâline gelmiştir. Israrla sürdürülen bu yanlış politikalar vatandaşın umutlarını tüketirken sarayın ışıklarını daha da parlak tutmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sarayında kullanılan her bir bardak halkın sofrasındaki ekmekten eksilmektedir. Sarayın ışıkları sokaktaki vatandaşın elektriğine zam olarak dönmektedir. Sarayın pahalı araçlarından bir ordu oluşmuşken çiftçinin traktörüne mazot alamaması ülkenin ekonomik sıkıntılarının bir yansımasıdır. İşte, tek adam rejiminin özeti budur. Lüks ve şatafat saraya, yoksulluk ve çaresizlik halka düşmektedir. Bugün Cumhurbaşkanlığı bütçesine baktığımızda görüyoruz ki sarayın israfını finanse eden bu düzen, sosyal adaleti yok eden bir rejim hâline gelmiştir. Bugün Türkiye'de vatandaşlarımızın büyük bir kısmı temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hâle gelmiştir; gıda fiyatları artmış, enerji maliyetleri yükselmiş, gelir dağılımı adaletsizliği derinleşmiştir. Oysa biz İYİ Parti olarak başka bir Türkiye'nin mümkün olduğuna inanıyoruz. Adaletin, liyakatin ve şeffaflığın hâkim olduğu bir yönetim anlayışıyla bu ülkenin potansiyelini ortaya çıkarabiliriz. Vatandaşlarımızın vergileriyle oluşturulan bu bütçe vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir. Bunun için sarayın harcamaları denetlenebilir hâle gelmeli ve şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bu bütçe, gençlerimize istihdam, emeklilerimize insanca bir yaşam, dar gelirli ailelere destek için kullanılmalıdır. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına ve iktidar mensuplarına sesleniyorum: Vatandaşlarımız eziyet çekmeyi değil huzurlu ve adil bir geleceği hak etmektedir. Milletimiz ekonomide adaleti, yönetimde şeffaflığı ve kamu kaynaklarının etkin kullanımını bekliyor ancak ne yazık ki tek adam rejimi bu beklentilere yanıt vermekten âcizdir.

Cumhurbaşkanlığı bütçesini konuşurken bu sistemin halka maliyetini bir kez daha gözler önüne sermek zorundayız. Sarayın ışıkları altında yaşayanlar halkın karanlıkta kalmasına neden olmamalıdırlar. İsrafa son verilmeden vatandaşın refahı sağlanamaz. Biz İYİ Parti olarak milletimizin hakkını ve hukukunu savunmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki bu sistem sürdürülemez ve inanıyoruz ki vatandaşlarımız bu adaletsiz sistemi değiştirmek için gereken kararı verecektir. Çünkü israfın değil gerçek refahı hedefleyen bir yönetim anlayışının vatandaşlarımızı daha iyi bir geleceğe taşıyacağını belirtiyor, heyeti saygıyla selamlıyorum.