| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli katılımcılar...
Sayın Bakan, biraz önce, geçen haftalarda Meclisten geçen torba yasadan bahsettiniz. Şimdi ben de onunla ilgili tekrar şunu söylemek istiyorum: Onu, yarı zamanlı çalışmayı kadın kamu emekçileri açısından bir devrim olarak nitelendirdiniz ama aslında işin esasına baktığımızda, mevcut düzenleme de göz önünde bulundurulduğunda tam tersine mevcut haklardan daha geriye gider bir durum var. "Nasıl?" derseniz şimdi, mevcut düzenlemede analık izninden sonra altı aylık bir süt izni hakkı var ve üç saatlik, kadının kullanımına bırakılmış saatler itibarıyla. Şimdi, getirilen yarı zamanlı çalışmayla ilgili olarak da süt izni kullanılmadığı zaman bunun iki aya düştüğünü görüyoruz. Şimdi yarı zamanlı dediğiniz saat zaten ne oluyor? Yani dört saat. O da yasada içeriğine baktığımızda kimin inisiyatifinde olduğu belli değil kadının, o saatlerin kullanımıyla ilgili olarak takdir hakkının. Aslında iki aya düşmüş olan bir süreç var.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Kalanını kullanıyor.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Hangi kalanını?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu birbirine geçişkenli bir şey yani alternatifli, onu da kullanabilir, onu da kullanabilir. Şöyle, onu da tercih edebilir ama iki ay yarı zamanlı kullanır, geri kalan dört ayını süt izni olarak kullanmaya devam eder. Yani buradaki hak iki aylık, dört aylık ve altı aylık o hakkın onda baki olmasıdır. İsterse onu kullanmaz, isterse süt iznini kullanır ama iki ay yarı zamanlı şey yapabilme hakkı var, ardından da geri kalan dört ayı kullanabiliyor. Yani böyle bir hak kaybı yok. Tam tersi...
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ha, ben metinden öyle anladım. Süt iznini kullanmazsa yarı zamanlı çalışmayı kullanır ve iki ay...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yok, yok, geçişkenli ve alternatifli. Anlamsız olur o zaman yani.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Evet, çok. Bana da öyle geldiği için onu tekrar burada dile getirmek istedim.
Şimdi, biraz önce kendiniz de söylediniz aslında bu geçici işçiyle ilgili... "Holdingler bunu zaten yapıyor. Biz bunu yasallaştırıyoruz ve millîleştiriyoruz." dediniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yapan bir iki tane var, iyi sayıda var yani.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Şimdi, eğer bir yerde emek sömürüsü varsa, kanun dolanılıyorsa bence iktidarın görevi o sömürüyü engelleyecek tedbirleri almaktır. Yani bu şekilde, evet, maalesef bizim ülkemizde yasalar dolanılıyor. Bunu Mecliste biz bile yapıyoruz, yani Mecliste bir kürsü konuşmasında da söylemiştim. Yasalar maalesef bunun önünü açıyor. Bazen antidemokratik olduğu için, bazen başka nedenlerle, bazen daha fazla kâr için insanları hep yasaları dolanmaya iten bir sistem var. Hani biz bile Mecliste konuşma yapmak için, usulen bir önerge verip dile getirmek istediğimiz konuyu dile getiriyoruz; aslında söz istediğimiz konuyla ilgili konuşmuyoruz falan. Tabii o, İç Tüzük'ün antidemokratik olmasından kaynaklanıyor ama yasalarla ilgili de dediğiniz gibi daha fazla kâr hırsı veya başka nedenler yasaların dolanılmasına sebebiyet veriyor.
Şimdi, böyle bir gerçeklik varken her ne kadar, birtakım kısıtlamalar getirildi, bu her alanda uygulanmayacak dense de buradaki bu kısıtlamaların bir şekilde dolanılmayacağını düşünüyor musunuz işverenler tarafından? Bir şekilde şekli şemali uydurularak, kılıfına, yasal çerçeveye sığdırılarak bu "geçici işçi" kavramının aslında kalıcılaştırılacağı kaygısı taşımıyor musunuz diye soruyorum.
Bir de şunu söylemek istiyorum, o da çok yanlış bir şey: Emeğin sömürüsünün millîsi, gayri millîsi olmaz. Emek sömürüsü emek sömürüsüdür. Yani "Onlar sömürüyor, biz de sömürelim; en azından bizimki millî." gibi bir bakış açısı da doğru değil. Ben de aynı şekilde bu yasa tasarısının muhataplarıyla daha ayrıntılı bir şekilde bu söylediğimiz kaygıların da, çekincelerin de göz önünde bulundurularak tartışılması gerektiğini düşünüyorum, arkadaşlarımı destekliyorum bu anlamda. Sizlerin de bu kaygıları taşıyacağınızı umut ediyorum, bekliyorum.
Teşekkür ediyorum.