KOMİSYON KONUŞMASI

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sizin telefonlarınıza ne zaman baktığınızı ben merak ediyorum. Sayın İrfan Karatutlu vekilim mesaj yazmış fakat mesaja yirmi gün sonra dönmüşsünüz. Ben de size 17 Ekim Perşembe akşamı 20.30 sularında arkadaşlarımızdan bir şekilde telefonunuzu bularak ulaşmaya çalıştım; ulaşma sebebim yenidoğan bir bebeğimiz, Çorlu'daki bebeğimizin hayatta kalabilmesi için sizden destek istemek için aramıştım. Özel kaleminizi aradık, her tarafı aradık, sizin telefonunuzu da 20.30 sularında kaç defa çaldırdım ama açmak zahmetinde bulunmadınız. O bebeğimizin makatı kapalı, böbreğinin bir tanesi yok, kalp kapakçıkları arızalı; bu çocuğumuz hayata tutunmak için mücadele verirken siz acaba ne yaptınız, ben merak ediyorum. Bundan sonra lütfen telefonunuza bakın. Bizim telefonumuzu kim arıyorsa -kim arıyorsa diyorum- hepsine tek tek bakıyoruz ve dönüyoruz.

Sayın Bakan, sağlık sisteminiz çökmüş. Bebek çetesinin ortaya çıkması ranta dayalı sistemin, sağlık sistemini nasıl yok ettiğini en acı şekilde bize gösterdi. Bebeklerimizin, adına doktor ya da sağlık görevlisi denilmeyecek çetelerce bazı özel hastaneler kullanılarak nasıl hunharca öldürdüğünü, Bakanlık denetiminin sınıfta kaldığını hep birlikte gördük. Sayın milletvekili arkadaşım bağırıyor "Dört ayda Bakan mı istifa eder?" diye ama siz o hastaneler çalışırken İstanbul İl Sağlık Müdürüydünüz, demek ki sizin borcunuz daha büyük, sorumluluğunuz büyük.

Yine, genç cumhuriyetimizin 1928'de kurduğu Hıfzıssıhha Enstitüsü 1930'lu yıllardan itibaren aşı üretmiş, ülkemizin enfeksiyonla mücadelesinde çığırlar açmıştı. Tifüs, dizanteri, çiçek, tetanos, kızamık, karma aşılar, boğmaca, akrep ve yılan sokmalarına, gazlı kangrene ait serumlara kadar inanılmaz aşılar üretilmişti ama maalesef AK PARTİ ne yaptı? Vizyonsuz AK PARTİ, 2011 yılında bunu kapattı. Covid döneminden sonra birden aklınız başınıza geldi, bunu tekrar açtınız. Refik Saydam Enstitüsünü Hıfzısıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma Merkezine çevirdiniz ve Esenboğa Havalimanı yakınına bir yer yapmaya başlamıştınız. Ama ne oldu bilmem, birden sizin aklınıza orayı aktarma geldi, Hıfzıssıhhanın olduğu yerden taşınıp Bilkent'te ücretli olan şu andaki Şehir Hastanesinin oradaki misafirhaneye Hıfzıssıhhayı taşıdınız. Hıfzıssıhhanın yerini ne yapmak istediniz bilir misiniz? Medipol Üniversitesine peşkeş çekilecekti ama o araziyi bağışlayan duyarlı vatandaşımız birden ortaya çıktı ve buranın sağlık birimi olarak kalmasıyla ilgili oradaki anlaşmadaki, sözleşmedeki şarttan dolayı veremediniz. Şimdi, Bilkent Şehir Hastanesine para ödüyorsunuz. Hıfzıssıhha Enstitüsünün olduğu yerden alelacele çıktınız, gittiniz Bilkent Şehir Hastanesine, Esenboğa'daki yeriniz daha bitmeden neden gittiniz ben merak ediyorum; bunu açıklamanızı sizden bekliyoruz Sayın Bakan çünkü siz şu anda CCN Holdinge para ödüyorsunuz. Ya, kendi yeriniz ücretsiz dururken şimdi gidip Bilkent Şehir Hastanesindeki o yere neden para ödediğinizi merak ediyorum, bu kadar zengin misiniz, onu da anlamak istiyorum.

Yine, bakınız, kontrolsüz göçle beraber Türkiye'de birçok hastalık ortaya çıktı; kızamık, sıtma, uyuz, çiçek hastası sayıları gittikçe artıyor. Yine, AIDS'le ilgili vakaların arttığını hep beraber görüyoruz ama siz uyuyorsunuz ve geldiğiniz noktada da hiçbir şey olmamış gibi kulağınızın üzerine yatmışsınız. Türkiye'de HIV pozitif 200 çocuk hastamızın olduğunu, İstanbul Çapada tedavi olduğunu duyuyoruz. Maalesef, geçtiğimiz gün, İzmir'de 1 çocuğumuz öldü ama herkes çok rahat bir şekilde kafasını kuma gömmüş, hiçbir şeyi kabul etmiyor kendileri.

Yine, bakınız, ülkemizde aşı karşıtlarıyla beraber yurt dışından gelen göçmenler, gelişigüzel gelen göçmenlerle beraber birçok lokantalarda veya sağlık ve hijyen alanlarında çalışıyorlar; bunlar birçok hastalığı da vatandaşlarımıza bulaştırıyor. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz, merak ediyorum.

Yine, kendi ilim Tekirdağ'a baktığımız zaman, hekim açığımız var ve maalesef hekim, uzman hekim açığımız var, radyoloji uzmanı açığımız var; var oğlu var, var, var; ama burada her bütçe görüşmesinde bunu dile getiriyoruz fakat kimse bizi dinlemiyor.

(Uğultular)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Uğultuyu bitirelim, hatibi dinleyelim.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Çorlu Devlet Hastanesini eğitim araştırma hastanesi yapın diyoruz ama yok. Yine, askerî hastaneleri açın diyoruz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde askerî hastaneyi açtınız ama ülkemizde açmıyorsunuz; bir an evvel bunu açın diyoruz.

Yine, Türkovac aşısı ne oldu? Covid döneminde birden Covid Türkovac aşısı gündemdeydi, o da askıda kaldı.

Yine, bakınız, diyabetik hastalarımız var; bunlarla ilgili, sensörle ilgili...

Yine, SMA hastalarıyla ilgili, DMD hastalarıyla ilgili bir çalışma yapacak mısınız, bu çocukları sağlık kapsamına alacak mısınız diye size soruyorum.

Yine, fizyoterapistler var, bunlarla ilgili özel yönetmelik çıkarmayı düşünüyor musunuz? Fizyoterapistlerimizin muayenehane açmaları gerekiyor ama siz hâlâ yönetmelik çıkarmıyorsunuz. Yönetmeliği ne zaman çıkaracaksınız Sayın Bakan?