Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .11.2024 |
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve kıymetli basın emekçilerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hepimiz biliyoruz ki sağlık hizmetlerine ulaşmak, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın her insanın en temel haklarından biridir. Ancak bugünün Türkiyesinde halkımız en temel hakkı olan sağlığa erişim hakkından mahrum bırakılarak âdeta piyasanın insafına terk edilmektedir. Sağlık Bakanlığının özellikle üretmediği halkçı politikaların eksikliği nedeniyle vatandaşlarımız kamu hastanelerinde yeterli hizmete erişemediği için özel hastanelere yönlendirilmektedir. AKP'yle birlikte vatandaşlara sunulan bu sağlık politikasının temeli "Paran kadar sağlık, paran yoksa ölüm." anlayışı olmuştur. OECD ülkelerinde sağlık harcamalarının gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 8 ila 12 arasında değişirken bu oran Türkiye'de yalnızca yüzde 4'tür. Sağlık harcamalarının bütçedeki düşük payı ilaçlara ve sağlık hizmetlerine erişim kısıtlamaları gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Seçim bölgem ve memleketim olan Amasya merkezde ve pek çok ilçemizde sağlık alanında çok ciddi sorunlar mevcut. TÜİK verilerine göre Amasya, çevre illere göre 100 bin kişi başına düşen hastane yatak sayısında bölgenin en geri kalmış ili konumunda. Hastanelerin fiziki kapasitesi ve doktor kadroları hastaların taleplerini karşılamaktan çok uzak. Pek çok branşta uzman doktor eksikliği nedeniyle hemşehrilerimiz komşu illere tedavi olmaya gönderilmektedir. Amasya halkı size ne yaptı da çevrenin en geri kalmış sağlık hizmetini Amasya'ya reva görüyorsunuz? Gece gündüz çalışan, hayatlarını bu mesleğe adayan doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız emeğinin karşılığını alamamaktadır. Şiddet tehdidi altında hiçbir mantığa sığmayan performans temelli ücretlendirmeyle büyük bir özveriyle çalışan sağlık emekçilerimiz artık sizin yönetim anlayışınızdan bıkmış durumda. Kendini değerli hissetmeyen genç doktorlarımız bir bir yurt dışına gidiyorken devlet hastanesinde çalışan doktorlarımız ise özel hastaneye geçmek için gün sayıyor. 2025 Türkiyesinde Aile Sağlığı Merkezi grup elemanları artık kadrosuz şekilde, özlük haklarından yoksun bırakılarak çalışmak istemiyorlar. On binlerce fizyoterapist, hemşire ve paramedik Sağlık Bakanlığından bir atanma müjdesi bekliyor. Artık sağlık çalışanlarının sesini duyun. Sağlık çalışanlarına ayrılmayan devasa bütçelerle yapılan şehir hastaneleri "kamu-özel iş birliği" adı altında yandaş müteahhitlerin cebini doldurmaya devam ediyor. Hasta garantili bu projeler halka hizmetten çok şirketleri zenginleştirmek için bir araç olarak kullanılıyor. Sözüm ona yaptığınız modern hastanelerin içinde doktor yok, hemşire yok, yeterli ekipman yok. Cumhurbaşkanının "Cebimizden 5 kuruş çıkmayacak." dediği şehir hastaneleri için 2017-2024 döneminde bütçeden aktarılan toplam kaynak 150 milyar lirayı geçmiş durumda. Kamu kaynaklarını müteahhit çetelere peşkeş çekmeyi yeter artık, bırakın.
Ortaya çıkarılan yenidoğan çetesi skandalı sağlık alanındaki denetimlerin ne denli ciddiyetsiz yapıldığını gözler önüne sermiştir. Sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan AKP bu işin baş sorumlusudur. SGK'yi dolandırmak ve daha fazla kâr amacıyla masum bebeklerimizin ölümüne sebebiyet veren bu çete bir an evvel cezalandırılmalıdır. Ancak yalnızca çete üyeleri değil, sorumluluklarını yerine getirmeyen sağlık yöneticileri de hesap vermelidir.
Sayın Bakan, 2016 yılından itibaren tam sekiz sene İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yaptınız, şu anda Sağlık Bakanı olarak karşımızdasınız. Bu görevlerinize istinaden size sormak istiyorum: Yenidoğan çetesi skandalında baş sorumlu siz değil misiniz? Neden gerekli denetimleri yapmadınız? Neden yıllarca böyle bir olayın yaşanmasına göz yumdunuz ve bunca skandal ortaya çıkmışken neden o koltukta oturmaya devam ediyorsunuz? Siz birinci elden bu olayın sorumlularından birisiniz, derhâl istifa etmeniz gerekir. Sizin anlayacağınız dilden söylemem gerekirse derhâl affınızı istemelisiniz. Buradan açıkça ifade ediyorum: Sağlık lüks değildir, sağlık en temel haktır. Ama AKP Hükûmetinin politikaları halkın bu en temel hakkını bile gasbetmiştir. Sağlık sistemimizi bu çürümüş yapıdan kurtarmanın yolu şeffaf, hesap verebilir, vatandaş odaklı bir sağlık politikası inşa etmektir. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında sermayeden ya da özel hastanelerden yana değil; halkımızın mağduriyetlerini çözen, halktan yana, tüm vatandaşlarımıza eşit, ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti verecek bir yönetimi el birliğiyle inşa edeceğiz diyor, hepinize saygılar sunuyorum.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Elli yıl sonra ancak...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum değerli milletvekilleri.
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Siz şu koltuğa oturun isterseniz, herkese cevap veriyorsunuz.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Oraya oturmak için herhâlde konuşuyor bu kadar.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Niye, cevap vermek yasak mı?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri...
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Yani yerli yersiz söz kesiyorsunuz.
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Bakanım, koltuğunuzda gözü var arkadaşın. İsterseniz çıkışta bir çay, kahve için, yol yordam gösterin.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - O ne demek ya, hemen savunmaya geçmeyin. Ne yapıyorsunuz öyle, nasıl bir şey ya? Kimin kimin koltuğunda gözü var? Yani illaki bir cevap verdi diye birilerinin koltuğunda gözü mü oluyor?
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Ya ne alakası var, her şeye cevap veriyor Sayın Ök.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri...
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Size söylemedim, sizin de var herhâlde.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, ben size bir şey söylemedim...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli hazırun, bekleyelim, ne yapalım? 20 kişi daha bekliyor.
MURAT ÇAN (Samsun) - Bence orayı susturun.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hayallerinizi yıktıysak özür dileriz...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, değerli hekimlerimiz...
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Muhalefete hazırlanıyorlar, muhalefete.
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - 2 Bakan adayı daha var...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tabii, tabii öyle(!) Bu ne ya!
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Bizim sizin gibi birbirimizin koltuğunda gözümüz yok, bizi kendinizle karıştırmayın.
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Oradan görünmüyorsunuz, ön tarafa gelin, buradan konuşun Hanımefendi.