Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2731) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 04 .12.2024 |
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, sendika temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biz yine konuşacağız da günün sonunda çok bir şey değişeceğini zannetmiyoruz, sadece tutanaklara geçsin diye bunları ifade ediyoruz. Memlekette gerçekten yığınla sorun var; bunun dışında AKP'nin kendine rejim hâline getirdiği bir kayyum politikası var sekiz yıldır. Bir ayağımız yerelde çünkü en son, bu mübarek cuma günü, cuma akşamı Van ilinin Bahçesaray ilçesine kayyum atandı. Bir ayağımız yerelde, bir ayağımız burada çalışmaları sürdürüyoruz. Alelacele, yangından mal kaçırırcasına bu tarz çalışmaların gerçekten doğru olmadığını ben de bir kez daha ifade ediyorum.
Şimdi, biz her defasında buna torba yasa değil, çorba yasa diyoruz. Bir de araya alakalı alakasız bir sürü şey yerleştirip getiriyorsunuz. Hani şey misali, bir çorba yapıyoruz, işte bir tutam enerji ekleyelim, biraz da sanayi, teknoloji sosundan koyalım, tadı daha iyi olur mantığıyla hareket ediyorsunuz. Neyse, biz yine genel politikamızı burada ifade edelim, tutanaklara geçsin.
Şimdi, ilgili madde şunu söylüyor, diyor ki: "Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir."
Şimdi, Anayasa'ya göre, yürürlükteki kanunlarda açıkça düzenlenmiş bulunan konularda kararnameyle düzenleme yapılamayacağı söyleniyor. Yine, Anayasa'da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin çıkarılamayacağı da ifade ediliyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarılması konusunda mevzuat son derece açık ve belirli olmasına rağmen geçmiş dönemdeki uygulamalarda buna uyulmadığı; başka bir şekilde söylemek gerekirse, kanunla düzenlenmesi gereken konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarıldığı görülüyor maalesef. Bu durumda yapılan düzenlemeler Anayasa Mahkemesi önüne getirildiğinde iptal kararları verilmekte ancak bu kez, siyasal iktidar Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapamadığını torba kanun marifetiyle yapmaya ve hukukun bir kez daha etrafından dolanmaya devam ediyor.
AKP iktidarı 2010'lu yıllardan başlayarak torba yasa yapmayı gelenek hâline getirdi. Sistematik ve düzenli bir hâlde geçirmek istediğiniz teklifleri komisyonlardan hızlıca geçiriyorsunuz ve Genel Kurulda bunu kanunlaştırıyorsunuz. Yapılan bu ivedi kanunlar sonrasında birçok düzenlemeye ihtiyaç duyulmakta ve yapılan kanunlarda eksiklikler de ortaya çıkmaktadır. Sonrasında mevzuatta oluşan bu eksiklikler ise yine torba yasalar marifetiyle sizler tarafından giderilmeye çalışılıyor.
Yine, yasalar, komisyon aşamasında yeterince izahat içermeyen metinlerle, genellikle yapılmayan ve vekillerle paylaşılmayan etki analizleriyle, ivedi ve çoğunlukla usulüne uygun sayılmayacak görüşme yöntemleriyle yasalaştırılıyor maalesef. Bu yasa yapma yöntemi hukuk devletini de tartışılır bir hâle getirmekte. Torba yasalarla Meclis gündemine getirilen kanun teklifleriyle onlarca farklı yasada yer alan birçok farklı konuyu aynı düzenlemeyle çalışıyorsunuz; bu da yasama bütünlüğünü bozarak milletvekillerinin kanunu denetleme olanağını da maalesef yok ediyor. Meclis sadece bu yasaların onay mercisine dönüştürülmüş, yasaların gündeme gelmesi ve onaylanması konusunda şekil şartı dışında hiçbir fonksiyonunu bırakmadınız. O sebeple, 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarsızlaştırılması süreci de başlamış ve bu hızla da devam ediyor. Sarayda hazırlanan torba yasalar kanun teklifinin altında imzası olan milletvekili tarafından önce komisyonlara, ardından da hiçbir değişikliğe uğramadan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunularak sadece gerekli teknik prosedürler yerine getiriliyor. Gelinen son noktada, yasama sürecinde bir araç rolü biçilen Meclis âdeta idari onay ofisi hâline dönüştürülmüş durumda sizler tarafından. Demokratik sistemlerde yasama süreçlerinde sadece Parlamentonun etkili olduğu bir süreç yerine sivil toplumun, özellikle de meslek örgütlerinin görüşlerinin dinlendiği, muhatapların itiraz ve önerilerinin dikkate alındığı, kısacası bütün kamuoyunun yasama sürecinde etkin ve katılımcı olduğu bir mekanizmanın olması elzem. Oysa torba yasalarda kamuoyunun yasama sürecine katılma imkânı da maalesef çok mümkün olmuyor, sadece belli çıkar gruplarının istekleri doğrultusunda, sarayda şekillenen yasal metinler araçsallaştırılmış idari onay ofisi olan Meclise getirilerek prosedür tamamlanıyor. Torba yasalar yasama etiğini ayaklar altına alıyor, birçok konuda birbiriyle ilgisiz nitelikteki düzenlemeler aynı torba yasanın içerisine atılıyor. Bu durum "Hiç kimse pek çok farklı alanda düzenleme getiren bir yasal düzenleme için tek bir görüş bildirmeye zorlanamaz." şeklindeki evrensel hukuk ilkesine de aykırılık teşkil etmekte. Yine, torba yasalar yasama, yasalaştırma etkinliğinin işlev ve işleyiş tekniğini de tersyüz etmektedir. Bir başlık altında birçok konuda birbirleriyle ilgisiz nitelikteki düzenlemeler aynı torba yasanın içerisine atılmakta "torba" mı, "çorba" mı dense daha doğru olacağı bilinmeyen bu durum yasanın öngörülebilir, anlaşılabilir olma niteliğiyle de maalesef bağdaşmıyor. Hukuksal sorumluluk karşısında kanunu bilmemek mazeret olmayacağına göre sayın vekiller, ancak konunun birincil düzeyindeki muhataplarının bile bilmekte zorluk çektiği bir kanun metninin genel sistematik içerisinde nasıl bir değişime neden olduğunu vatandaşın bilme ihtimali de maalesef zor. Bu karmaşık yasa yapma tekniği aynı zamanda yasama niteliğini de düşürmekte, halkın temsilcilerinin halkın sorunlarına çözüm bulabilmesini de engelleyen sonuçlar ortaya çıkarmakta. Torba yasa tekniği garabetinden en kısa süre içerisinde vazgeçmeniz gerekiyor, bunu size şiddetle öneriyoruz. AKP iktidarının deyim yerindeyse olağan hâle getirdiği yasa yapma biçimi ihlali, torba yasalarda görüşülen kanun maddelerinin gerekli şartları sağlamaması ve dolayısıyla müzakere edilemeyen, tartışılmayan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine veya uygulamada yaşanan sorunlar nedeniyle aynı konuların düzeltilmek üzere tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesine neden oluyor.
İlgili torba yasada da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilerek geri gönderilmiş 13 tane madde bulunuyor. Torba yasa yönetimine, yöntemine ilişkin daha önce defalarca yaptığımız eleştiri ve uyarıların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını da görüyoruz. Kanun teklifinin 5, 6, 8, 9, 10, 11, 14, 16, 18, 19, 22, 23 ve 24'üncü maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilerek geri gönderilmiş olup Anayasa Mahkemesine siyaseten meydan okurcasına aynı maddeler AKP'nin torba yasa pratiğiyle muhalefete ve TBMM'ye dayatılmakta.
Yine, iktidarın son yıllarda benimsediği bu çalışma yöntemi, daha doğrusu bu çalışma dayatması hem yasama kalitesini düşürüyor hem de gereksiz mesai ve meşguliyete sebep oluyor. Toplumun aciliyet gerektiren birçok sorunu varken iktidarın bunlara duyarsız kalıp aynı yasaları tekrar tekrar Meclis gündemine getirmesi, toplumsal sorunlara da ne kadar duyarlılık gösterdiğini ve yapılan işin de ne kadar ciddiyetle ele alındığını göstermesi açısından da çarpıcı bir nokta. Mevcut torba yasanın yarısının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması da yapılan mesainin angaryaya dönüştüğünün açık bir göstergesidir.
Teşekkür ederim.