Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2731) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 04 .12.2024 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok teşekkür ederim.
Öncelikle, tabii, hem sözcümüzün hem diğer arkadaşların yapmış olduğu eleştiriye aynen katılıyorum. Maalesef, Plan ve Bütçe Komisyonu mağdur ediliyor. Hakikaten belki mahkemeye versek sizi Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine
ağır iş yaptırmaktan bundan hüküm bile giyebilirsiniz; bu, doğru bir uygulama değil, onu ifade etmek istiyorum.
Şimdi birçok mesele var Türkiye'de, birçok mesele de gündeme gelmiyor. Örneğin, yanı başınızda, burada stenograf arkadaşlar var, yasama uzmanları var, onların bile sorunlarını çözmüyorsunuz. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dolayısıyla yaşanan maaş farklılıkları var; bu bir mağduriyet yaratmakta, aynı işi yapıp farklı maaş almaktalar ama bunu görmezden geliyorsunuz.
Şimdi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kamu çalışanları açısından iş güvencesi sağlamaktaydı, maalesef kanun hükmünde kararnamelerle birçok kamu emekçisi işlerinden edildi, işlerine son verildi. Özellikle, kanun hükmünde kararnamelerle işlerine son verilen kamu emekçilerinden davaları kazananlar bile işlerine iade edilmiyor; bu, çok büyük mağduriyet yani mahkemenin bir kararı yok, bir mahkûmiyet kararı yok, beraat ediyor ama maalesef bu insanlar mesleklerine iade edilmiyorlar. 657 sayılı Kanun'un sağladığı en önemli şey iş güvencesi, dolayısıyla iş güvencesi de askıya alınmış oluyor. Burada birçok insanın, özellikle 15 Temmuz sonrasında biraz da darbeyi fırsata çevirerek AK PARTİ'ye muhalif olan insanların da çeşitli suçlamalarla mesleklerine son verildi; bunu gündeme getirmek istiyorum, dikkatinizi çekmek istiyorum. Hiçbir örgütle ya da hiçbir terör örgütüyle ilişkisi olmayan insanlar tamamen dedikodularla, birilerinin muhbirliğiyle, ihbarıyla mesleklerinden edildiler ve hiçbir gelişme yok.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir önemli meselemiz var, biliyorsunuz asgari ücret görüşülmeye başlanacak. Avrupa'da tüm çalışanlar arasında maaşlar içerisinde en yüksek asgari ücrete yakın oran Türkiye'de, yaklaşık 60'a yakın çalışanımız asgari ücret seviyesinde maaş almakta. Bu, Avrupa ortalamasında kimi ülkelerde yüzde 3, kimi ülkelerde yüzde 7 ama ülkemizde çok yüksek. Bu asgari ücretle ilgili düzenlemenin çok ciddiyetle yapılması lazım çünkü bu olağan ücret olmuş durumda, en düşük memur maaşını da etkiliyor, işçi maaşını da etkiliyor; bunun bir düzenlenmesi lazım. Bir örnek vermek istiyorum: 2002 yılında en düşük memur maaşı 392 TL, en düşük ortalama memur maaşı 578 TL, fark yüzde 47 iken şimdi Ocak 2024'te en düşük memur maaşı 32.860 TL, en düşük ortalama memur maaşı ise 37.332 TL, aradaki fark yüzde 13'e düşmüş durumda, dolayısıyla bu asgari ücretin düzenlenmesi gerekiyor. Bu konuyla ilgili partimizin çok ciddi önerisi var; 1 kişi çalıştırana farklı destek, 50 kişi çalıştırana farklı destek gibi önerilerimiz var, mutlaka bunların da duyulması lazım.
Şimdi, biz burada her seferinde size tabii ki bürokratlara değil ama AK PARTİ Grubuna verilen sözleri hatırlatıyoruz. Şimdi burada bir siyasi üçkâğıt var. Niye üçkâğıt var? Seçimden önce milletten oy almak için söz vermiştiniz. Ne demiş Sayın Bakan Işıkhan? Demiş ki: "15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren 3600 ek gösterge düzenlemesiyle çalışan emekli, 5,3 milyonluk kamu personeli ve bunların hak sahiplerinin ek göstergelerinin yeniden düzenlenmesini sağladık. Bununla beraber 1'inci dereceye yükselen memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlemesini Hükûmet olarak en kısa süre hayata geçireceğiz." Maalesef burada 3600 yok. 2023 seçimleri öncesinde söz verdiğiniz 150 bin taşeron kadrosu duruyor, emekli memurlara seyyanen zam duruyor.
Bir günle, on yedi, yirmi dört yıl fazla çalışmak zorunda kalan kademeli emeklilik mağdurları var, bunun ismi ne? Eskiden biliyorsunuz "kader mahkûmu" vardı, şimdi "kıdem mahkûmu" var, kıdem mahkûmu; bunu da yaratan sizsiniz.
Siz ortağınızı bile isyan ettirdiniz, Sayın Bahçeli bile isyan etti. Ne dedi Sayın Bahçeli? "Seyyanen zam tüm emeklilere verilmelidir." diye grup toplantısında konuştu, söyledi ama maalesef yine bir gelişme yok.
Şimdi, asgari ücret olağan ücret durumuna geldi diyoruz. Bunun aynısı diğer memur maaşlarında söz konusu, maalesef, memur maaşlarımız da kötü durumda. En düşük memur maaşı 22 bine çıkarken katsayıda düzenleme yapacağınıza "seyyanen zam" diye bir şey çıkardınız, memur emeklilerini mağdur ettiniz. Şimdi bir örnek vereceğim değerli arkadaşlar; 1'in 4'ü çalışan bir memurun maaşı 47.500 TL, emekli olduğunda 9.486 TL ek ödeme, 14.500 TL seyyanen ödeme alamayacak, 47.500 lira alan memur 22 bin liraya düşecek, bu çok ciddi bir problem. Dün DİSK GENEL-İŞ Başkanı Remzi Çalışkan'ı Sincan Cezaevinde ziyarete gittim. O da her zaman uyguladığınız bir gizli tanık müessesesiyle cezaevine atılmış durumda, büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya ama burada söylemek istediğim şey şu: Orada infaz koruma memurlarıyla görüştüm, oradaki memurlarla görüştüm; bunların emekli olmaya hiç niyetleri yok, emekli olamayacaklar çünkü emekli maaşları neredeyse yarı yarıya düşüyor, hayat standartları da yarı yarıya düşüyor ve insanlar emekli olmak istemiyorlar. Emekli olmayınca ne oluyor? Kamuya yeni istihdam imkânı maalesef azalıyor, burada buna da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu seyyanen zam meselesi önemli. Maalesef seyyanen zammın taban aylığına -emekli memurlar alamıyor biliyorsunuz-yansıtılmaması... 14.500 lira seyyanen zammın taban aylığına yansıtılması ve emekli memurların bundan faydalanması gerekirken bununla ilgili bir düzenleme getirmiyorsunuz. Biraz önce kıdem mahkûmlarını ifade ettim, bu insanlar da dernekler kurmuşlar, örgütlenmişler, konuşuyorlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, aslında buradaki torba kanun da Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bize getirdiği durum. Türkiye maalesef Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yönetiliyor. Geçtiğimiz günlerde, biliyorsunuz, belediyelere Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarıldı, belediye şirketlerinden bu SGK ve diğer borçları almakla ilgili genelge çıkarıldı. Bu, hukuksuz bir şey. Tabii, burada amaç aslında Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri çalıştırmamak. Hep diyordunuz ya "sandık, sandık, sandık" diye, seçim sonuçlarına asıl kaybedince saygı duymak lazım. Şimdi, birçok AK PARTİ belediyesinin geçtiğimiz dönemlerdeki borçları şimdi Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden tahsil edilmeye çalışılıyor, bunu vurgulamak istiyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - 210 milyon borç 9 milyar olmuş Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, Ankara Belediyesinde sizinkiler borçlanmış, biliyorsunuz, onu istifa ettirdiniz ya.
ORHAN YEGİN (Ankara) - 210 milyon borç 9 milyar olmuş beş senede ya.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hani istifa ettirdiniz ya, hatırlıyor musunuz? Hani, şimdi, "Rahmetli Kadir Topbaş." diyorsunuz ya, onu da istifa ettirdiniz; onların gerekçeleri inşallah bir gün ortaya çıkar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak ne diyorum, 210 milyon lira beş sene sonra 8,8 milyar olmuş.
("Metal yorgunluğu var." sesi)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu "metal yorgunluğu" değil, başka bir şeyler var da söyleyemiyorlar. Artık hırsızlık mı var, FETÖ mü var, onu siz daha iyi bilirsiniz yakinen tanıdığınız için. Melih Gökçek'in hangi şeyi var; hırsız mıydı, FETÖ'cü müydü, onu siz daha iyi bilirsiniz, biz o konuda çok yorum yapmayalım ama tabii ikisi de olabilir, bu da ayrı bir tartışma konusu.
Şimdi, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi aslında pasivize edilmeye çalışılıyor. Maalesef...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sen "Hiçbir ödeme yapmayalım, bütün paraları konserlere verelim." diyorsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Neyse... Ya, sizinkilere de bak, sizinkilere bir bak bakalım.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bizimkiler proje üretiyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, çok proje... Proje üretseydiniz seçilirdiniz. Bak, birçok yerde, Türkiye'nin yüzde 65'ini AK PARTİ'ye muhalif belediyeler yönetiyor, buna biraz saygı duyun, deyin ki "Eyvallah." Bakın, daha önce denediniz, İstanbul'da seçimleri kaybettiniz. Halk ne yapıyor? Tokat manyağı yaptı, böyle tokatlıyor her seçimde. Onun için, biraz seçimlerin sonuçlarına saygı duyun.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yirmi iki yıldır size yaptığı gibi mi?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Buradaki uygulamaya da saygı duyun. Sizin borçlandığınız borçları bizden istemeyin yani bu bir hukuksuzluk...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yirmi iki yıldır size öyle yapıyor demek ki, genel seçimlerde yirmi iki yıldır böyle yapıyor herhâlde.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne yapıyor? Bak, Denizli'de Bülent Nuri Çavuşoğlu var, Sayın Nilgün Ök'ün bulunduğu siyasi partiyi o da biraz hafiften hırpaladı, onu da söyleyelim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Malatya da seni böyle bir...
VELİ AĞBABA (Malatya) - E, ne yapalım? Biz halkın kararına saygı duyuyoruz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Malatya sana ne yaptı?
VELİ AĞBABA (Malatya) - E ben saygı duyuyorum, başım gözüm üstüne.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sana gelince başım gözüm üstüne de bize gelince niye tokat?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama ben gidip Malatya Belediyesine giden paraları kesmeye çalışmıyorum, bilakis burada gördüğünüz gibi Malatya'nın hakkını, hukukunu savunmaya çalışıyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz de vatandaşın hakkını savunuyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, farklı partiden de olsa, AK PARTİ'den de olsa Malatyalı belediyenin hakkını, hukukunu savunmaya çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde siz de şahitsiniz, orada bir MHP belediyesi var, Kuluncak Belediyesi, başarılı olması için burada her tür desteği veriyoruz ya da AK PARTİ belediyelerine her türlü desteği veriyoruz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Çalıştırdığınız adamın sigortasını ödeceyeceksiniz kardeşim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama siz ne yapıyorsunuz?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Çalıştırdığın adamın sigortasını vereceksin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz bizim belediyelerin yaptığı hizmetleri engellemeye çalışıyorsunuz. Ya, kreş yasaklanır mı Allah'tan korkmazlar; kreş, kreş?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yasaklama yok, orada algı yapıyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, kreş yasaklanır mı?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yasaklama yok orada.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi "Kaç kreşin var? Kaç halı sahan var?" diye soruyorlarmış. Yani, bununla mücadele edemezsiniz, bakın, sandığa saygı duymak lazım, sandığın sonuçlarına saygı duymak lazım.
Şimdi, diğer maddelerle ilgili görüşlerimi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, teşekkür ederim. Selamlıyorum...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Plan ve Bütçe Komisyonu yaklaşık otuz dokuz gün... Son olarak onu da söyleyeyim, bakın, burada, yine Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu alkışlamak lazım; 7 Komisyon üyesi arkadaşımızın 7'si burada, AK PARTİ üyeleri maalesef -en çok sizin şikâyetçi olduğunuz anlaşılıyor- 3 üyeyle katılıyorsunuz, 3 üye var.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, 2 de orada var, 5.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kaç üyeniz var?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - 6.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Toplam kaç üyeniz var?
ORHAN YEGİN (Ankara) - 15
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kaç?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yüzde 50'den fazlası...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sizi saymıyoruz, sizi saymayalım, rica ederim.
Bakın, sizi de takdir ediyoruz, tam kadro gelmişsiniz ama bu AK PARTİ, kendi verdiği kanun teklifine bile sahip çıkmıyor, kendi verdiği kanun teklifine bile Sayın Başkan, sahip çıkmıyor. Niye? Onlar da tepkilerini size -eylem yapamıyorlar biliyorsunuz malum- bu durumda böyle dile getiriyorlar.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Aşağıda yoklama istiyorsunuz, millet oraya gidiyor, çarpıtma olayı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Birazdan Orhan Yegin de gidebilir, haberiniz olsun.
Ben tekrar teşekkür ediyorum.
Diğer konularda konuşmaya devam edeceğim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Yani sivil itaatsizlik mi yapıyorlar, ne diyorsunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Öyle yapıyorlar ama...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Oylamada görürüz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - İnşallah sizin de haklarınızı savunacağız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi ben aşağıda biraz...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan "sivil itaatsizlik" diye bir kavram kullandı, haberiniz olsun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, siz iki işi bir arada yapamıyorsunuz, biz elli işi bir arada yapıyoruz hem Genel Kurul hem Komisyon hem ziyaretçiler...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Maşallah, maşallah(!)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Aşağıyı, Genel Kurulu anladığım kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisi biraz kalabalık tutuyor. Arkadaşları da aşağı gitmişler.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partisi çalışkan bir grup, her yerde Meclisi çalıştırmaya çalışıyoruz, böyle bir özelliğimiz var.