| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2731) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 04 .12.2024 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ersan Bey, teşekkür ediyorum teklifiniz ve sunumunuz için.
Kanun teklifini temelde 2 bölümde mütalaa edebiliriz. Bir tanesi -burada, çokça gündeme geldiği gibi- Anayasa Mahkemesinin yargı denetimi sonucunda iptal ettiği kararnamelerin kanuna dercedilmesine ilişkin düzenlemeler. İkincisi de ilk defa getirilen, yapılan birtakım düzenlemeler. Öncelikle şunu ifade etmek isteriz: Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz münferit düzenlemeler yerine Türkiye'de kapsamlı bir personel rejimi reformunun hayata geçirilmesinden yanayız çünkü yapılan her düzenleme beraberinde birtakım mağduriyetleri veya beklentileri getirebiliyor. O sebeple, bu meselenin masaya yatırılıp enine boyuna, kapsamlı bir şekilde, bütün kurumlarla beraber yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Tabii, eskiden bu yetkiler işte Maliye Bakanlığındaydı, daha sonra Çalışma Bakanlığına verildi ama nihai olarak Cumhurbaşkanlığında, İdari İşler Başkanlığında, Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılan görevler. Dolayısıyla bunların bir an evvel artık bu meseleye odaklanması gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii, 666, Sayın Usta o çalışmalara da katıldığı için meseleyi çok iyi biliyor. Söylediği şeylerde haklılık payı olanlar var ama toptan da "Doğru değil." demek de doğru değil bize göre. Evet, kariyerle ilgili çok ciddi sıkıntılar meydana getirdi, biz de o düşüncedeyiz ama şu da var: Hep söylüyoruz, ünvana bağlı, statüye bağlı veya çalıştığı kuruma bağlı olarak aynı işi yaptığı hâlde farklı ücret ödenmesi de hakkaniyete uygun bir şey değil. Yani şoför; bir şoförden beklediğiniz nedir? İyi şekilde şoförlüğünü yapmak, işte, talimatlara uymak, vesaire ama bu A kurumunda 10 lira, B kurumunda 15 lira, C kurumunda 20 lira alıyorsa aynı işi yaptığı hâlde, bu da doğru değil, hakkaniyete uygun değil ama orada başka...
ERHAN USTA (Samsun) - Aynı kurumda biri 10, biri 20 lira...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Şimdi, şöyle, kariyer meselesi önemli. Türkiye'de mutlaka bu kapsamda, bu bağlamda kariyer sisteminin yeniden ele alınması lazım. Her kurumda bu sistem olmalı mı, olmamalı mı? Bütün bunların yeniden müzakere edilmesi lazım. Her yapılan görev önemlidir, kutsaldır, bu ne olursa olsun yani sokağı süpüren vatandaşımızın yaptığı iş de çok kutsaldır, değerlidir; bomba uzmanıdır, bombayı imha ediyordur, onun yaptığı iş çok daha önemlidir yani alınan ücret tek başına belli kriterlere, eğitim düzeyine, vesaireye bağlanamaz, birçok faktör bunda etkilidir ama onları... Geçmişte de bizim sistemimizde bunlar var; yapılan işe göre farklı ücret uygulamaları getirilebilir ve böylesi bir farklılaştırma yapılabilir ama neticede, hakkaniyete uygun bir hukuki statüsü ile bir mali statünün kamu çalışanları açısından mutlaka tesis edilmesi lazım. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak buna ilişkin hazırlıklarımız da var, çalışmalarımız da var, verdiğimiz kanun teklifleri de var ama bunun sizlerin öncülüğünde gündeme gelmesinde yarar var diye düşünüyoruz.
Şimdi, ikinci olarak; bu Devlet Denetleme Kurulu konuşuldu. Aslında Anayasa'da tarif edilen... Anayasa’nın 108'inci maddesinde bu vakıf ve derneklere ilişkin denetim yetkisi olmadığından bahsedildi ama bu, zaten 108'inci maddede gayet sarih bir şekilde belirtilmiş. Yani buradaki mesele, iptal konusu... Anayasa’nın 108'inci maddesinin son fıkrasında "Devlet Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir." deniyor. Yani yapılan düzenleme kapsamına görev tanımları girmediği için veya öyle bir gerekçeyle Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. Bir de Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümünde dernekler ve vakıflar sayıldığı için onlarla bağlantı kurarak bunu iptal etmiş. Dolayısıyla, yapılan düzenlemenin kanunla yapılmasının, Anayasa'ya tekrar aykırı olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz.
Bir başka mesele de -yine, Erhan Bey gündeme getirdi- bu görevden uzaklaştırma yetkisinin verilmesi meselesi. Aslında Devlet Memurları Kanunu'nun 137'nci ve 138'inci maddelerinde bu zaten tanımlanmış. Orada yetkili makamlar, merciler de tarif edilmiş. Geçmişte bunu Başbakanlık Teftiş Kurulu yapıyordu yani 3056 sayılı Kanun vardı, Başbakanlık Kanunu, orada bu yetki verilmişti yani kategorik olarak bu yetki bakanlıklara, genel müdürlüklere 137'de verilmiş olsa da kategorik olarak başbakanlığa verilemez, Cumhurbaşkanlığına verilemez anlamına gelmez. Bir de biliyorsunuz, evleviyet kuralı var yani daha alt bir birime verdiğin yetkiyi bir üst birime de verebilirsin. Dolayısıyla, burada yapılan kanunla bu yetki verildiği için 3056 benzeri bir yapı ihdas ediliyor benim gördüğüm kadarıyla. Dolayısıyla, bunun da Anayasa'ya bir aykırılığı yok, kanunla yapılıyorsa olabilir diye düşünüyoruz.
Evet, kanun teklifinde neler yapılıyor? Kamuda biz kanunla sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Bunlara -normal- 64'üncü maddede var olan bir hüküm var yani sekiz yıl disiplin cezası almadan çalışanlara ilave bir kademe veriliyor ama bu, sözleşmeliden kadroya geçirdiklerimizin de bu hükümden yararlanması için oraya bir hüküm koyuyoruz. Burada tabii, aklıma gelen şu var: mesela, kendi isteğiyle sözleşmeli çalışıyorken, kendisi bir başka sınava girerek memuriyete intisap etmişse, onlar bu haktan yararlanamayacak gibi bir anlam çıkıyor. Yani belki bu yönüyle de buna bakılabilir, ilerleyen zamanda böylesi bir düzenleme olabilir.
657'nin 77'nci maddesi yurt dışı kuruluşlarda, uluslararası kuruluşlarda çalışanlara yirmi yıla kadar aylıksız izin verilmesini düzenliyor. Burada "Yeni gelişmelere bağlı olarak." diyor gerekçede, Cumhurbaşkanının belirleyeceği bazı kurumlar da buralara ilave ediliyor. Burada da kuruluş tanımı var, bu kuruluş tanımı içerisine neler girer diye baktığımızda işte, bizim idare hukukumuzda ya da işte, Anayasa'da tanımlanmış olan belli kuruluş tanımları var. Onlar; bakanlık bağlı kuruluşları, ilgili kuruluşları, ilişkili kuruluşları, kamu iktisadi kuruluşları, kamu kurumu niteliğinde olmayan meslek kuruluşları; bunlar tanımlanıyor ama bunların dışında bir de Sayıştayın, Sayıştay Kanunu'nun 4'üncü maddesinin sanırım (ı) bendi mi, hangisi olduğunu şu anda hatırlayamıyorum ama orada Sayıştay denetiminin kapsamına giren kurumlar, kuruluşlar sayılıyor, orada da bu ifade var. Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın belirleyeceği kuruluşların en geniş anlamda bu Sayıştay Kanunu'ndaki kuruluşlar kapsamında olması beklenir diye değerlendiriyorum.
Evet, müşavir, araştırmacı meselesi var. Bunlar da kamuda belli görevlerden alındıktan sonra atanılan kadrolar. 65 yaşına kadar bu kadrolarda genellikle -işte, doğru değil bu, çok yanlış, ben de yıllarca müşavirlik yapmış birisi olarak bunu söyleyebilirim- atıl kalınıyor, bunlara iş de verilmiyor. Dolayısıyla, şimdi yapılmaya çalışılan, bunlar eğer, özel sektörde fayda sağlayacak bir iş yapacaklarsa ayrılsınlar, istifa etsinler; istedikleri zaman da geri dönsünler. Yani "Ben bir daha ayrılırsam geri dönemem." diye o kadroyu 65 yaşına kadar işgal etmesinler, yeter ki giden gitsin; özel sektöre giden de mutlaka orada bir yer tutar ve bir daha geri dönmeyi düşünmez diye düşünülmüş, denemekte fayda var.
77'nci maddeye bağlı olarak...
ERHAN USTA (Samsun) - İsmail Bey, mevcut işlerine geri dönmesine imkân tanıyor mu bu madde, tanıyor herhâlde değil mi?
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - 92...
ERHAN USTA (Samsun) - Yok, hayır, şu ana kadar bitmiş, olanların mevcut işi bitmiş olanların...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Yok, hayır, hayır; buni ilk defa yapıyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) - Ha, bundan sonra...
ERSAN AKSU (Samsun) - Bundan sonrası, bundan sonra.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Geçici madde yok ki.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Bu, şöyle..
ERSAN AKSU (Samsun) - Bundan öncekilere bu kapsamdayken...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, bundan önceki... Şu anda emekli oldum, ben müşavirdim emekli oldum, diyelim...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Yok, hayır, görevdeyken o. Şu anda görevdeyken, bu kadroları işgal ediyorken ayrılanlara sadece bu hak tanınıyor. 92'nci madde, biliyorsunuz, aslında devlet memurlarından ayrılanların tekrar geriye dönmesine 2 defadan fazla olmamak kaydıyla imkân veren bir madde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ama orada bir şey var, bir şart var, o da kadro şartı. Kurumlara, onlara, belli bir inisiyatif vermişler, şimdi, onu kaldırıyor yani işin özü bu. Aslında kural olarak zaten geri dönme imkânı var. Memuriyeti bir şekilde ihraz etmişse kişi ayrılsa da dönebilir. Ne zaman? İşte, bir yıl geçtikten sonra, işte, istifası kabul edilmişse altı ay sonra, istifası kabul edilmemiş ve müstafi sayılmamışsa bir yıl sonra dönebiliyor ama kadro şartıyla dönebiliyor, sadece o şart kalkmış oluyor şimdi.
Bir başka mesele, bu deminki söylediğimiz yurt dışı kuruluşlarda 77'nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak 108'de bunların eşlerine de aylıksız izne ayrılma imkânı getiriliyor. Aslında 108'de bu kuruluşların neler olduğuna dair de bir şey var, ipucu var, burada sayılıyor 108'de. 77'de sayılmamış ama Cumhurbaşkanının belirleyeceği kuruluş, ilave olarak, 108'de sayılmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Dolayısıyla Sayın Başkanın sabrını daha fazla zorlamayayım, maddeler geldiğinde bunları zaten müzakere edeceğiz.
Ben teklifin hayırlı olmasını diliyorum.