KOMİSYON KONUŞMASI

KÜRŞAD ZORLU (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, böyle bir giriş yapmak istemezdim ama Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında hepimiz Türk milletinin yetkilendirdiği, seçtiği milletvekilleriyiz, dolayısıyla başta terörle mücadelenin konuşulduğu böyle bir komisyon toplantısında, verdiğimiz mücadelenin bir ayağının da kavramlar dünyasındaki mücadele olduğunun altını çizmek istiyorum. Bakınız, Suriye'nin kuzeyi denilen bölge, zaman zaman konuşmacılar tarafından "Kuzeydoğu Suriye" "Kuzey Suriye" gibi adlandırılmakta. Oysaki literatürde, resmî ve kabul görmüş uluslararası literatürde bu coğrafi terimler yoktur. Örneğin, bir Rojava yoktur. Biz bugün Türkiye sınırları içerisinde Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi; bu bölgelerimizin isimlerini kullanarak bir coğrafi tanımlama ve işaret yapmaktayız ama bu, bizim kanunlarımızda, mevcut uluslararası literatürde kabul görmüş meşru tanımlama biçimlerimizdir. Bir defa bu tanımlamalar ve bu söylemler üzerinden ortak bir terör mutabakatı, mücadele mutabakatı, bir millî birlik oluşturmak da mümkün değildir. Bunun altını bir kez daha huzurlarınızda çizmek istiyorum.

Tabii, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz şu anda Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde, yerlerinde farklı gerekçelerle askerî unsurlarımızı bulundurmakta. Bu vesileyle, orada görev yapan tüm askerlerimizi şahsınızda saygıyla buradan selamlıyorum.

Ve şüphesiz, Türkiye'nin yakın geçmişinde yaşadığı tecrübeler ve yakın gelecekte inşa etmek istediği birtakım ihtimalleri dikkate alarak Suriye'deki gelişmeler üzerinde Sayın Bakanımıza bir hususu hatırlatıp birkaç soru sormak istiyorum. O da terörle mücadele yani 3 harekât bölgemizde yer alan askerî varlığımızın durumuyla eş zamanlı olarak Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sığınmacı sorunudur çünkü bu 2 sorun bugün iç içe geçmiş pozisyondadır. Milletimiz büyük ölçüde sığınmacıların geri dönüşünün artık zamanının geldiğini bizlere işaret etmekte. Şu an içinde bulunduğumuz koşullar, elimizdeki veriler, bu demografik değişimin hızlandığı bir evrede bizlerin de sığınmacı sorununu artık geri dönüş olarak kabul etmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Ben de bu konuda Avrupa Birliğine eğer öykünüyorsak, buradaki müktesebatı incelediğimde, Avrupa Birliği ülkelerinin geçici koruma yönergelerinde bir yıllık bir sınırlama getirdiğini ve ek altışar aylık süreyle iki yıla kadar ancak uzatabildiklerini fark ettim. Dolayısıyla, bizden sığınmacıları en fazla yüksek oranda ülkemizde bulundurmamız için bize destek ve yardım sağlayan bir birliğin daha ötesinde mi biz bir konuma ve imkâna sahibiz ki bu geçici korumayı sınırlandırmadan ucu açık bir biçimde toplumumuzun karşısına sunuyoruz. Ben bir kanun teklifi verdim. Burada, yasal süreyi bir yıldan üç yıla kadar tamamlayabilecek ve olası bir göç hareketliliğinde sığınmacıların ancak sınırlarımızdaki bölgelerde ve mümkünse ilk altı aylık dönemde kamplarda yaşayabileceğine yönelik bir sınırlama getirdim. Bu, tabii, Türkiye'nin sığınmacı sorununa olan yaklaşımını, ciddiyetini ve kararlılığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, bu geri dönüşlerin eş zamanlı olarak mevcut harekât bölgemizde son dönemde özellikle aldığımız bazı bilgilere göre aylık oranda ciddi geri dönüşlerin bu bölgelere, güvenli bölgelere yapılmakta olduğu yönündedir. Sayın Bakanım, şu ana kadar, bir yıl içerisinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol ettiği bölgelere ne kadar sığınmacı geri dönüşü sağlanmıştır ve şu anda mevcut kapasite nedir? Çünkü en azından Suriye'deki özellikle Esad'la görüşmeler ve bunların meydana getirebileceği neticeleri dikkate aldığımızda kısa vadede bu harekât bölgelerimizde daha ne kadar sığınmacıyı geri gönderebiliriz? Bu da bence Türk milletinin merak ettiği ve cidden takip edeceği hususlardan bir tanesidir.

Son olarak, 2 toplumsal kesimimizin sorunlarını dile getirmek istiyorum; biraz önce bir konuşmacı ifade etti, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayanlar. Gerçekten bu arkadaşlarımızın sorunlarına eğilmemiz lazım. 23 bin personel, ben bununla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ve Bakanlığınıza birer soru önergesi vermiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KÜRŞAD ZORLU (Ankara) - Sayın Başkanım, hemen tamamlıyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayın.

Buyurun.

KÜRŞAD ZORLU (Ankara) - Aile Bakanlığının bize verdiği cevap bir kanun değişikliği yapılması yönündedir dolayısıyla buna öncülük edeceğinizi öngörüyorum, bekliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.