KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyorum. Ayrıca, istatistik bültenlerinizi detaylı şekilde her ay yayınlama konusunda gösterdiğiniz şeffaf yönetim anlayışınızdan dolayı tebrik ediyorum.

Ülkemizde TÜİK gelir dağılımı ile yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre 2022 yılını referans alan 2023 yılı yoksulluk ve gelir dağılımı göstergeleri şu şekildedir: Yoksulluk oranı eş değer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre 2023 yılında 0,9 puan azalarak yüzde 13,5 olmuştur. Medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise 2023 yılında 0,3 puan azalarak yüzde 21,3 olarak gerçekleşmiştir. Medyan gelirin yüzde 60'ına göre yoksulluk oranının 2024 yılında yüzde 21,2'ye ineceği tahmin edilmekte, 2025 yılında yüzde 21,1 olması programlanmıştır.

Sürekli yoksulluk oranı eş değer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Sürekli yoksulluk oranı 2023 yılında 1 puan azalarak yüzde 13'e inmiştir.

Maddi ve sosyal yoksunluk oranı; otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi, faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme, eskimiş giysilerin yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıklarıyla toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olmak üzere 13 maddenin en az 7'sini karşılayamayanların oranı olarak tanımlanmaktadır.

Maddi ve sosyal yoksunluk oranı 2023 yılında 2,2 puan azalarak yüzde 14,4 olarak tahmin edilmiştir. 2020 yılında yüzde 33'e yükselen yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranı ise 2023 yılında yüzde 30,7'ye kadar inmiştir. Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanlar; göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olanları ifade etmektedir.

Ülkemizde enflasyon yüksek seviyelere çıkmış, hayat pahalılığı, başta dar ve sabit gelirliler olmak üzere her insanımızı vurmuştur. Yüksek enflasyon ekonomiler için ciddi bir sorundur ve gelir dağılımını da bozmaktadır. Ülkemizde Gini katsayısı 2022 yılında 0,415'e, 2023 yılında 0,420'ye çıkmıştır. Toplumun en yüksek gelire sahip yüzde 20'sinin elde ettiği payın en düşük gelire sahip yüzde 20'sinin elde ettiği paya oranı 2022 ve 2023 yıllarında 7,9 olmuştur. Gelirden en fazla pay alan yüzde 10'un elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 10'un elde ettiği gelire oranı aynı yıllar itibarıyla 14,2'den 14,5'e yükselmiştir. Gelirden en fazla pay alan yüzde 5'in elde ettiği gelirin en az pay alan yüzde 5'in elde ettiği gelire oranı ise 25,9'dan 23,9'a inmiştir. Gelir dağılımı göstergelerinde özellikle de Gini katsayısında son iki yılda bozulma görülmektedir. Enflasyonla mücadele kararlı bir biçimde sürdürülmekte olup fiyat istikrarı mutlaka sağlanacaktır. Fiyat istikrarıyla refahın kalıcı hâle geleceğine, başta emekliler, çalışanlar, esnaf ve çiftçimizle birlikte toplumun her kesiminin hak ettiği payı alacağına inanıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Bankasının geçen ay açıkladığı Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu'nda dünyanın 8,5'i olan 692 milyon kişinin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı ve kişi başına günlük gelirinin 2,15 dolardan az olduğu belirtilmektedir. Dünya nüfusunun yüzde 44'ünün ise günde 6,85 dolardan daha düşük bir gelirle yaşadığı ve bunun üst orta gelirli ülkeler için yoksulluk sınırı olduğu kaydedilmiştir. Raporda mevcut ilerleme hızıyla aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmanın onlarca yıl, insanların gelirinin günlük 6,85 doların üzerine çıkarılmasının ise bir asırdan fazla süreceğine işaret edilmiştir.

Dünya Bankasına göre üst orta gelirli ülkeler arasında yer alan Türkiye, yüksek gelirli ülkeler ligine geçişin eşiğindedir. Dünya Bankası internet sitesinde Türkiye ekonomisiyle ilgili 25 Ekim 2024 tarihli değerlendirmede Türkiye'de 2007 yılında yüzde 20'nin üzerinde olan yoksulluk oranının 2021 yılı itibarıyla yarı yarıya düşerek yüzde 10'un altına indiği, ekonomik yavaşlamaya rağmen yoksulluğun kısa vadede daha yavaş bir şekilde azalmasının ve 2024 yılında yüzde 6,3'e düşmesinin öngörüldüğü ifade edilmektedir.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2023-2024 Raporu'na göre de Türkiye İnsani Gelişme Endeksi'nde 193 ülke arasında bir önceki yıla göre 3 basamak yükselip 45'inci sırada yer almıştır. Türkiye üst üste 4'üncü kez en yüksek kategori olan çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almıştır.

Sürekli açlık edebiyatı yapanlar bu raporları görmezler ya da görmezden gelirler. Ülkemizde elbette yoksul insanlarımız vardır. Kimsenin aç ve açıkta kalmaması için etkin çalışmalar yürütülmektedir. Türkiye en kuşatıcı sosyal yardım ve destek sistemine sahip ülkelerden biridir. Cumhurbaşkanlığı 2025 Yıllık Programı'na göre 2023 yılında kamu kuruluşlarının sosyal yardım harcamaları tutarı bir önceki yıla göre yüzde 101 artarak 287 milyar liraya yükselmiştir. Sosyal yardımların gayrisafi yurt içi hasılaya oranı da 0,13 puan artışla yüzde 1,08 olmuştur. Sosyal yardımlardan faydalanan aile sayısı 2023 yılında yüzde 12,9 artışla 4 milyon 989 bin 456'ya yükselmiştir. 3294 sayılı Kanun uyarınca gelir testine göre hane içindeki kişi başına düşen geliri aylık net asgari ücretin 1/3'ünden az olan kişilerden fakir ve muhtaç durumda bulunanlar sosyal yardımlardan yararlanabilmektedir. Bu gelirin altında geliri bulunmakla birlikte, yardım alamayan aileler olabileceği gibi, geliri bu seviyenin altında kalan ailelerin hepsi aynı tutarda yardım alabilmektedir.

Parti olarak bir proje hâline getirdiğimiz asgari refah seviyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve belirlenen gelir seviyesine erişene kadar ailelere asgari gelir desteği verilmesi uygulamasının hayata geçirilmesi görüşündeyiz. Bu uygulama "vatandaşlık temel geliri" "garanti edilmiş gelir" gibi farklı isimlerle birçok ülkede bulunmaktadır. Mevcut sistemin asgari gelir desteği uygulamasına dönüştürülmesi hâlinde asgari gelir seviyesiyle hane halkı geliri arasındaki fark kadar tutar vatandaşlarımızın banka hesaplarına her ay düzenli olarak yatırılacaktır. Böylelikle hakkaniyete uygun, hak temelli bir sisteme geçilecektir. Seçim beyannamelerimizde de asgari gelir desteği, ev kadınlarına emeklilik hakkı ve işsiz her aileden bir kişiye iş bulunması doğrultusundaki vaatlerimiz yer almıştır. Ayrıca, şehitlerimizin anne ve babalarının aylıklarının artırılması, şehit çocuklarının hepsine iş imkânı verilmesi, gazilerimize de ÖTV'siz araç alma imkânı sağlanması ve terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen mevzuata göre malul sayılmamaları nedeniyle aylık bağlanamamış kahramanlarımıza onurla taşıyacakları gazilik ünvanı ve haklar verilmesi görüşündeyiz. Kamu idarelerinde istihdam edilen şehit yakınları ile gazi ve gazi yakınları için en uygun çalışma koşullarının sağlanması, hizmetli kadrolarına atananların büro hizmetlerinde görevlendirilmesine azami özen gösterilmesi hususunda 2018 yılında Başbakanlık genelgesi yayımlanmıştır. Bu genelgeye uyulmadığına dair maalesef şikâyetler bulunmaktadır. Konu yeniden ele alınmalı, hizmetli olarak çalışanlar bir üst kadroya atanmalı, gerekirse kanuni düzenleme yapılmalıdır.

Bakanlık ve kurumlarımızın 2025 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.