Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 27 .11.2024 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakan, Bakanlığınızın ismi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. Dolayısıyla, önce aileyi ve sonrasında da toplumda desteğe ihtiyacı olan tüm kesimleri ilgilendiren bir Bakanlıksınız. Bugün yapmış olduğunuz sunumdaki önceliğiniz güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye'yle başladınız. Güzel bir tanımlamayla başlamışsınız, güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye.
Peki, ben size soruyorum: Yirmi iki yıllık AKP iktidarında güçlü aile yapısı bıraktınız mı? Ve bunun devamında güçlü bir toplum kaldı mı? Bunun devamında sosyal dokusu, yapısı korunmuş bir Türkiye kaldı mı Sayın Bakan?
Şimdi, son yirmi-yirmi bir yıllık istatistik verilerine baktığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor: Ortalama olarak evlenme oranı 2001'den bugüne yüzde 20 oranında azalmış, boşanma oranı yine 2001'li, 2002'li yıllardan bu tarafa yüzde 47 artmış. Şimdi, Sayın Bakan, bu verilere baktığınızda güçlü aileden nasıl bahsedebiliyoruz? AKP iktidarı bu ülkede güçlü aile mefhumunu maalesef yok etti, açık söylüyorum. Uyguladığınız politikalarla, uyguladığınız kararlarla, ekonomik kararlarla, işte, birtakım farklı uygulamalarla maalesef ülke bu hâle geldi.
Şimdi, gençlerimiz evlenemiyor. Özellikle son dönemde ekonomik nedenlerle evlenemeyen genç sayısı fazlalaştı, gelecekle ilgili düzenini kuramadığı için evlenemeyen gençlerin sayısı yine aynı şekilde ve bu nedenle de ülkede evlilik sayısı azaldı ve gerçekten de yarattığınız atmosferle artık boşanmalar patladı. İşte, ortaya koyduk, yirmi yılda yüzde 47 artmış ve buna etki eden çok faktör var ve ben bunun temel sebebinin -tekrar söylüyorum- iktidarın uyguladığı politikalar olduğunu iddia ediyorum.
Şimdi, Sayın Bakan, size şunu sormak istiyorum: Özellikle, televizyonda sabah programlarını hiç izliyor musunuz?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - İzlemiyorum, zamanım yok.
CAVİT ARI (Antalya) - İzlemeye çünkü cesaret edemiyorsunuz, tahmin ederim. Zaman değil, sizin o programları izlemeye herhâlde vicdanınız el vermiyor diye tahmin ediyorum. Eğer izleseniz aileden sorumlu bir Bakan olarak, o sabah programlarında konuşulanların, anlatılanların, o Anadolu'nun farklı farklı yerlerinden çıkartılan insanların bu toplumun temeliyle ilgili ne kadar böyle olumsuz konuşmalar yaptığını ve o zeminin de özellikle hazırlandığını görürsünüz ama onlar engellenmiyor; düşüncesini, özgürlüğünü sokakta anlatmaya çalışanların önüne hemen polisiye tedbirleriyle geçen iktidar, toplumu çökertmeye dönük o programları bir kez dahi olsa önlemeye niyet etmiyor, bakın, niyet. İsteseydiniz bugüne kadar 100 kere, bin kere o programlar engellenebilirdi; işinize gelmiyor çünkü, açık söylüyorum, işinize gelmiyor; gayrimeşruluğu önlemek, ahlaksızlığı engellemek, o çürümüşlüğü engellemek -açık söylüyorum- işinize gelmiyor ve bunun sonunda da işte, kimin eli kimin cebinde. Ya, insan biraz bu programların bu kadar ısrarla sürdürülmesinden utanır. Televizyonda herhangi bir muhalif haber çıktığında -buraya geldi RTÜK Başkanı, ona da söyledik- milyonlarla ölçülür cezaları kesen RTÜK, bu ahlaksız programlara ses çıkarmıyor. RTÜK buna ses çıkarmıyor, Aile Bakan olarak siz de ses çıkarmıyorsunuz; çok yazık.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Çıkarıyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Çıkarıyorsanız o zaman tedbir alın Sayın Bakan. Hangi tedbiri aldınız, hangi önleyici tedbiri aldınız?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Anlatacağım.
CAVİT ARI (Antalya) - İşinize gelmiyor bunlar çünkü, bu toplumun dağılması, parçalanması sistemli bir projedir, ben size söyleyeyim, sistemli bir projedir.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, sukûneti tesis edelim. Sayın Arı hem soruyor hem cevabını veriyor zaten.
CAVİT ARI (Antalya) - Bakın, sizin kendi kitapçığınızda, şu 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nızda çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan aile oranının son 2022-2023 yılı verilerini vermişsiniz, her geçen gün çekirdek ailenin dağılmasıyla ilgili veriler olduğu açıkça ortada. Çekirdek ailelerden oluşan hane halkı oranında bir önceki yıla göre azalma, geniş ailelerden oluşan hane halkı oranı yine aynı şekilde, tek kişilik hane halkı oranı artma eğiliminde. Yani bireyler yalnızlaştırılmaya çalışılan bir anlayış içerisinde ve yine, sadece baba veya annesiyle yaşayan çocuklar için -yani boşanmış ya da parçalanmış aileler- işte, yüzde 10,6'ya tekabül eden veriler var. Yani toplumun, maalesef, böyle yalnızlaştırılan, ayrıştırılan, parçalanan bir sürece doğru bilinçli bir şekilde itildiğini ifade ediyorum, çıkarılan kanunların da zaten birçoğu bunu destekler mahiyette.
Onun ötesinde, doğurganlık hızımızdan bahsedildi. Sizin verdiğiniz veriye göre, efendim, 1,51 doğum oranından bahsedildi. Yabancıların yani göçmenlerin doğurganlık oranlarını da eğer burada söylerseniz -dışarıdan gelenleri kastediyorum, Suriyeli, Afgan- hızın orada ne kadar arttığını görebilirsiniz.
Sayın Bakan, her geçen gün vatandaşlarımızın yaşlılık oranının arttığını söylediniz, evet, biz de farkındayız ancak resmî olarak 169 huzurevine devlet olarak sahip olduğumuzu ve 14.662 kişinin orada kaldığını; 270 özel huzurevinde 13.508 yaşlımızın barındığını ifade etmişsiniz. Ülkemizdeki bu nüfusu dikkate aldığımızda bunların yeterli olmadığını geçen yıllarda da söylemiştik, bu yıl da yine aynı şekilde söylüyoruz çünkü baktığımızda sayılar gerçekten düşük. Hani, günlük kalıp gidenler veya ailesinde desteklenenleri de buna dâhil etsek bile sayının çok düşük olduğunu görebiliriz. O nedenle, ileri yaş nüfusunun çok fazla olduğunu düşünürsek bundan sonraki süreç için, bununla ilgili bir planlamanın acilen yapılmaya ihtiyacı olduğunu söylemek istiyorum. Bu sürecin bu anlamda doğru yönetilmesi gerektiğini anlatmak istiyorum çünkü devlet ve özel sektöre birlikte baktığımızda ortalama neredeyse 30 bin kişinin bu imkânlardan yararlandığını görebiliriz. Dolayısıyla bu sayı çok azdır, gerçekten ileriye dönük iyi bir planlamaya ihtiyaç olduğunu söylemek istiyorum.
Onun ötesinde de ihtiyacı olan kişilere sosyal yardımların çok artarak devam ettiğini söylemenin ne kadar doğru olduğu konusunda gerçek anlamda bir tartışma var. Sayının artması mı, yoksa sayının azalması mı öncelenmeli? Yani ihtiyaç sahibi insan sayısını azaltmanın iktidarın öncelik politikası olması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. İşte, bütün uygulamalar... İhtiyaç sahibi insan sayısını artırarak iktidarın devlet imkânlarıyla yardımda bulunduğu kişilerin sayısını artırma politikası var, bu da maalesef yanlış bir politikadır. İşte, insanları iktidara muhtaç bir sürece doğru götürme politikası maalesef ülkemizi bugünlere getirmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Son olarak şunu söyleyeyim: Bakın, belediyeleri alamayan iktidar, 411 belediyeyi 31 Mart akşamı kazanmamızı hâlâ hazmetmiş değil ve bu sebeple de belediyelerin hizmetlerini engelleyebilmek adına her gün yeni uygulamalar çıkarmakta. Geçmiş dönemde AKP'li belediye başkanlarının yapmış olduğu borçları bile Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden tahsil etmeye devam etti. Son olarak da bugün çıkan, yine belediyelerin şirketlerinin borcunun belediye gelirlerinden kesilmesiyle ilgili bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesini gördük. Bu uygulamaların hepsi belediyeleri cezalandıralım derken aslında o bölgedeki vatandaşlarımızın cezalandırılması anlamına gelmektedir. Bu uygulamalar da doğru uygulamalar değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)