Komisyon Adı | : | (10/1806,1813,1827,1828,1829,1830) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Profesör Doktor Betül Ulukol ve Doçent Doktor Nilüfer Koçtürk’ün yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 11 .12.2024 |
NAZIM ELMAS (Giresun) - Çok teşekkür ederim.
Öncelikle, sunumlarını yapan değerli hocalarımıza bu güzel bilgiler için çok çok teşekkür ediyoruz. Güzel bir araştırma konusu, epey emek verilmiş, o bakımdan, teşekkürlerimizi arz ederim.
Milletvekili arkadaşlarımızın konuyla ilgili söyledikleri benim de söyleyeceklerimin bir kısmıydı, onlara katılıyorum. Tabii, hayat değişiyor, sosyal hayat değişiyor, insanların yirmi sene önceki, otuz sene önceki hayata bakışları ile bugünkü hayata bakışları arasında elbette ki fark var. Bugün insan hayatını etkileyen çok daha farklı yeni faktörler devreye giriyor, "dijital alan" dediğimiz bir alan da söz konusu. Ben Dijital Mecralarda da aynı zamanda Başkan Vekiliyim, değerli hocalarımıza onunla ilgili, dijital alanla ilgili bir teknik soruyu da burada sormak istiyorum izinleriyle.
Şimdi, bütün bu noktalardan baktığımızda her günün yeni yeni problemleri ortaya çıkıyor. Bizim belki toplum olarak eğitim alanında kendimizi biraz daha güncellememiz ve hızla güncellememiz gerektiği anlaşılıyor.
Şimdi, 97'yi aşkın eğitim fakültesi var Türkiye'de, 1 milyon 200 bin öğretmen var sahada çalışan; o zaman, eğer bu 20 tane madde ki değerli hocamın bahsettiği 5237 sayılı Kanun'daki 20 ayrı madde -başlık hâline getirmişler; alt alta sıraladığımda 20 tane madde var- bugün problemlerin çözümüne bir yerinden katkı yapmıyor ve hâlâ biz yeni maddeler -elbette ki gerekecek- koymak veya bunları biraz daha zorlaştırmak gibi bir alana doğru kendimizi yönlendiriyorsak o zaman başka bir alanda da çözüm aramamız gerekir diye düşünüyorum.
Biz her okula elbette ki psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmeni vermeyebiliriz ama her okulda bizim öğretmenlerimiz var; bu demektir ki şu anda Millî Eğitim Bakanlığının müfredatının da bu manada belki Komisyonumuzun teklifleriyle zenginleştirilmesi, yenilenmesi, bu konudaki taleplerin müfredata yerleştirilmesi noktasında bir ihtiyaç hasıl oluyor ve müfredatın güncellenmesi veya eğitim fakültesindeki öğretim elemanlarının oradaki müfredata yetişecek öğretmen adayları üzerinden yeniden bir ekleme yapmaları gerekiyor. Bu noktalar üzerinde de durmamızda fayda var.
Aslında şu ortaya çıkıyor ki problemler olmuş, tespitler yapılmış, teşhisler yapılmış ama bizim bunun sebepleri üzerinde durarak işi kökten halletmenin çözümüne de bir yerde yönelmemizde fayda var. Bir yerde Millî Eğitim Bakanlığı var, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı var, çocukların istismarıyla alakalı tedbirleri alması gereken veya onların yaptığı çalışmalarla bu şikâyetleri en aza indireceğimiz kurumlarımız var; öyleyse, belki yeni bir bakanlık kurmak, yeni bir kurum oluşturmak ve yeni bir bütçe oluşturmak yerine ki Millî Eğitim Bakanlığının bütçesi oldukça fazla, öyleyse bizim "Millî Eğitim Bakanlığının yaptığı eğitim faaliyetlerine günümüzün ihtiyaçlarına göre şunların, şunların, şunların da eklenmesi gerekir." gibi bir Komisyon kararını alabilmemiz lazım. Aynı şekilde, 1 milyon 200 bin öğretmenin her biri öğretmenliğe hazırlanırken çocuk psikolojisini alıyorlar, insan psikolojisini alıyorlar, başka ne eksik var, onu da ekleyerek bu alandaki belki güncellenmesi gereken tarafları da güncellemek üzere bir çalışmayı yapmamızda fayda var yani Komisyon belki biraz da bu noktalara odaklanırsa iyi olur gibi geliyor.
Değerli hocalarıma sorum şuydu: Özellikle sosyal medya çocuğun duygusal istismarıyla alakalı bir problem teşkil ediyor mu; ediyorsa, sosyal medyayla alakalı dünyanın değişik ülkelerinde birtakım kısıtlamalar var, çocuk ve sosyal medya kısıtlamaları ve bizim ülkemizdeki sosyal medya ve çocuk kısıtlamasına ki bunun için belki şu anda yeterli araştırma yapılmamıştır ama bir yaş sınırlaması getirmek nasıl olur, hangi yaşlar uygun olur?
Çok teşekkür ediyorum, sağ olun ve katkı yaptığınız için de ayrıca tekrar teşekkürler.