| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü c) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu d) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu e) Nükleer Düzenleme Kurumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .11.2024 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakanlık ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, Sayın basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında yaşanan önce pandemi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı başta Avrupa'da olmak üzere dünyayı enerji krizine sokmuştur. Enerji krizi enerji fiyatlarını çok yüksek seviyelere taşımış, enerji yoğun sektörlerde tesis kapanmalarına bile yol açmıştır. 2023 yılından itibaren enerji fiyatlarında bir düşüş olmakla birlikte, pandemi öncesi fiyatlara göre hâlâ yüksektir. Özellikle Avrupa'da enerji krizinin yaşandığı dönemde Türkiye arz ve tedarik konusunda sorun yaşamamış, süreç başarılı bir şekilde yönetilmiştir.
Türkiye, nüfusun artması, hayat standartlarının yükselmesi, sanayileşme ve yeni teknolojilere yönelim nedeniyle giderek daha fazla enerji tüketmektedir. Ülkemizin enerji politikasının temel önceliği enerji talebindeki artışın güvenli bir biçimde karşılanmasıdır. Coğrafi konumu nedeniyle enerji kaynaklarının çeşitlilik gösterdiği bir bölgede bulunsa da Türkiye'nin birincil enerji kaynakları miktar olarak ihtiyacını karşılamakta çok yetersiz kalmaktadır, bu sebeple de bir enerji ithalatçısı olan Türkiye enerjide dışa bağımlıdır.
Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı da azaltmak amacıyla başlattığı millî enerji atılımıyla kurulu enerji gücünde 114.600 megavata kadar ulaşmıştır; kurulu gücümüzün yerlilik oranı yüzde 70 seviyesindedir. Ülkemizde elektrik arz güvenliğinin sağlanması ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin artırılması hedefleri kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik teşvik mekanizmaları geliştirilmiş ve devreye alınmıştır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten santrallere verilen teşviklerle beraber Türkiye'nin toplam kurulu gücünde çok önemli oranda artış sağlanmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten santrallerin kurulu güçteki payı yüzde 60 seviyesine yükselmiştir. Türkiye, toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da 5'inci, dünyada ise 11'inci konumda bulunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi daha da artırılmalı, yenilenebilir enerji üretiminin şebekeye güvenli bir şekilde entegrasyonunun sağlanması amacıyla gerekli planlama ve yatırımlar sürdürülmelidir.
Teknoloji konusunda da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Yerli ve millî enerji atılımı kapsamında Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası Ankara'da kurulmuş, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santrali Konya Karapınar GES devreye alınmıştır. Türkiye güneş santrali ekipmanında yüzde 75, rüzgâr santralleri, kule, kanat ve jeneratörlerinde yüzde 70'in üzerinde yerlileşme oranına ulaşmıştır.
Sürdürülebilir enerjinin enerji geleceğine katkısı nedeniyle hidrojen öncelikli alanlardan biri hâline getirilmiştir. On İkinci Kalkınma Planı'nda da hidrojen enerjisi önemli ve öncelikli olarak yer almıştır. Ayrıca "sıfır emisyon" hedefimiz doğrultusunda hidrojen enerjisi önem arz etmektedir. Hidrojen teknolojilerinin yerli olarak geliştirilmesine yönelik etkin destek programları uygulamaya konulmalı, sektörün gelişmesi için altyapısı hızla oluşturulmalıdır.
Ülkemizin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 4 reaktörün inşasına hızla devam edilmektedir. Nükleer santrallerin doğru güvenlik protokolleri uygulandığında ve doğru işletildiklerinde çevreye ve insana zarar vermedikleri birçok gelişmiş ülkedeki örneklerinden de anlaşılmaktadır. Kurulacak olan nükleer santraller sayesinde enerji ithalatında önemli bir tasarruf sağlanacaktır. Türkiye'nin nükleer enerji konusunda teknoloji ve "know-how" üreten ve yeni teknolojiler geliştiren ülkeler sınıfına girmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, nükleer enerji konusunda geliştirilecek teknolojinin önümüzdeki süreçte Türkiye'ye nükleer denizaltılar, uçak gemileri, süper hızlı trenler gibi alanlarda da önemli avantajlar sağlayabileceği değerlendirilmektedir.
Türkiye "Fatih" "Yavuz" "Kanuni" "Abdülhamit Han" "Barbaros Hayrettin" ve "Oruç Reis" isimli sondaj ve sismik araştırma gemileriyle güçlü bir filoya sahip hâle gelmiştir. Karadeniz'de keşfettiğimiz 710 milyar metreküp doğal gaz rezervlerimizden günlük 7 milyon metreküp olan üretimin yeni platformla birlikte günlük 20 milyon metreküpe, sonraki süreçte de 40 milyon metreküpe kadar çıkarılacağı açıklanmıştır. Yine, Gabar Dağı'nda keşfedilen petrol rezervinden hâlen günlük 57 bin varil olan üretimin 100 bin varile çıkarılacağı da açıklanmıştır; üretilen petrol yıllık ihtiyacımızın yüzde 10'unu karşılayacaktır.
Türkiye, enerji arz kaynaklarını da hızla çeşitlendirmektedir. Bu kapsamda Bakü-Ceyhan, TANAP, Türk Akımı, Mavi Akım Boru Hatları, limanlarımızdaki enerji terminalleri, Anadolu ve Trakya Gaz Depolama Tesisleri'yle Türkiye enerjinin merkezi ve ticaret üssü olma yolunda hızla ilerlemektedir, enerjide bütün yollar Türkiye'ye çıkmaktadır. Ülkemizin uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri olacağı günler de çok uzakta değildir. Hiç şüphe yok ki bu gelişmeler sonucu sağlanan kaynaklar vatandaşımızın refahına da çok fazla yansıyacaktır.
Sayın Bakanım, bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Haklı olarak sevindiğimiz, geleceğimiz açısından milletimizi umutlandırdığımız keşfettiğimiz doğal gaz ve petrol rezervlerindeki üretimin yıllık anlamda ne kadar olduğunun -günlük veriyoruz da yıllık anlamda ne kadar olduğu- ve bununla ne kadar enerji ithalatının önlendiğinin açık bir şekilde ifade edilmesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ben, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırladığı tablolardan şu tespitleri yaptım: Enerji ithalatımız 2022 yılında 96,5 milyar dolar, 2023 yılında 69,1 milyar dolar düzeyinde. 2024 yılının dokuz ayında ise enerji ithalatımız önceki yılın aynı dönemine göre 3,7 milyar dolar azalarak 48,1 milyar dolar olmuştur. Buna karşılık, aynı dönemler itibarıyla enerji ihracatımız 1,2 milyar dolar artışla 12,7 milyar dolar olmuştur. Yani rakamlarda bir düşüş var, tabii fiyat da düştü, onun da etkisi var ama doğal gazdan, kendi ürettiğimiz doğal gazdan, kendi ürettiğimiz petrolden, kendi geliştirdiğimiz yatırımlardan elde ettiğimiz yenilenebilir enerji nedeniyle yaptığımız tasarrufu yıllık bazda net olarak göstermek gerçekten çok yararlı olacak. Yani doğal gaz üretimi yıllık ne kadardır, doğal gaz ithalatı ne tutarda önlenmiştir? Petrol üretimi artışı yıllık nedir, ne tutarda ithalatın önüne geçilmiştir? Yenilenebilir enerjide her yıl yani üretim artışı yıllık nedir ve bununla ne kadar enerji ithalatı önlenmiştir? Yine, yurt dışında da üretimimiz var, yurt dışındaki üretimle de ne kadar katkı sağladık? Bunları, yıllık bazda somut katkıları ortaya koyarsak bu sevindiğimiz gelişmeleri çok daha perçinleyecektir diyorum.
Bakanlığımız ve kurumlarımızın 2025 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.