Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü c) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu d) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu e) Nükleer Düzenleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 18 .11.2024 |
ÖZNUR BARTİN (Hakkari) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
31 Mart yerel seçimlerinin sonucunu hazmedemeyenler yine kayyum politikalarına sarıldı. 5 il ve ilçeye kayyum atanması halk iradesine yapılmış bir darbedir. Talancı kayyum politikalarına derhâl son verilmeli, meşru değillerdir, bunu kabul etmediğimizi bir kez daha buradan da belirtmek istiyorum.
Sayın Bakan, ülkemizde enerji politikalarının bedelini en ağır ödeyenler emeğiyle geçinen dar gelirli yurttaşlarımız, maden işçileri ve coğrafyamızdır. Son birkaç yılda BOTAŞ elektrik üreticilerine ve büyük sanayiye indirim yaparken konutlara yüzde 38, küçük işletmelere ise yüzde 59 zam yapmıştır. Enerji zamları yalnızca fiyat artışından ibaret değildir, bu, dar gelirli ailelerimizin hayatına eklenen yeni bir yük, geçim derdinin katmerlenmesidir. Ülkemizde artan hidroelektrik santrali, rüzgâr enerjisi santrali ve güneş enerjisi santrali projeleri ekolojik bir felakete yol açıyor; akarsu ekosistemleri yok ediliyor, suyun doğal akışı kesiliyor, biyoçeşitlilik azalıyor, tarım alanları verimsizleşiyor, geçimini tarımdan sağlayan halkımız zorla göçe zorlanıyor yani enerji projeleri adına binlerce yıllık kültür ve doğa yok ediliyor.
Sayın Bakan, madencilik sektörü ülkemizde âdeta iş cinayetleri sektörü hâline gelmiştir. Soma faciası, Amasra patlaması gibi katliam niteliğindeki kazalar hâlâ hafızalarımızda tazeliğini korurken, her yıl onlarca madencimiz yetersiz güvenlik önlemleri yüzünden hayatını kaybetmeye devam ediyor. Maden cinayetlerinin yüzde 60'ı yetersiz güvenlik önlemlerinden kaynaklanmaktadır, bu ölümler kaza değil cinayettir.
DEDAŞ ve VEDAŞ, elektrik dağıtımı adı altında, Kürtlerin yoğun yaşadığı coğrafyada resmen halkımıza zulmetmektedir. 20-21 Haziran 2024'te Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde başlayıp Mardin'in Mazıdağı ilçesine sıçrayan yangında 15 yurttaşımız ve binden fazla canlı hayatını kaybetmiştir. DEDAŞ, iktidardan aldığı dokunulmazlık zırhına güvenerek suçu halka atmıştır, yıllardır Kürtlere "Elektrik kaçak kullanılıyor." söylemiyle kendi kabahatini örtmeye çalışan bir akıl, yangının elektrik tellerinin kopması sonucunda çıktığını belirten raporlara rağmen sorumluluğu üstlenmekten kaçınmıştır. Uzun süreli elektrik kesintileri halkın günlük yaşamını felç etmekte, solunum cihazına bağlı hastalar için hayati risk taşımaktadır; küçük işletmelerin ekonomisi büyük zarar görmekte, tarımsal üretim sekteye uğramaktadır. Kayıp kaçak oranları bahanesiyle yapılan bu kesintiler halk düşmanlığı değil de nedir? 2020-2024 arasında ÇED süreçlerinde 123 altın madeni projesi tespit edilmiştir. Kürt halkının yoğun yaşadığı coğrafyada güvenlikçi politikalar ve özel savaş uygulamaları sonucu ormanlar sistematik olarak yakılarak yandaş maden şirketlerine açılmakta, coğrafyamız insansızlaştırılmaktadır.
Bu yıl 28 maden projesi için ÇED gereksiz bulunarak projeler başlatılmıştır; özellikle Şırnak ve Hakkâri çevresinde yoğun maden ve HES projeleri orman varlığını yüzde 10 oranında azaltırken hava kirliliğini artırmaktadır. 2024'te Hakkâri ve Iğdır hava kirliliğinin en yoğun olduğu kentler arasında yer aldı. Hakkâri'de ÇED'siz yürütülen madencilik faaliyetleri bu yıl 2.826 hektar doğal alanı etkilerken, tarım, yer altı suyu ve ekosistem ciddi zarar görmektedir.
Dersim'de Munzur Gözeleri statüsü düşürülerek tahribata açılmıştır, baraj projeleri nedeniyle tarihî eserler tehlike altına girmiştir.
2023 Sayıştay raporuna göre Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünde çeşitli usulsüzlükler tespit edilmiştir; katma değer vergisi uygulamalarında yapılan hatalı işlemler sonucu kamuya 3 milyon 897 bin 648 lira zarar verilmiştir, Sondaj hizmet alımlarında mevzuata aykırı süre uzatımları nedeniyle kamu kaynaklarının etkin kullanımı olumsuz etkilenmiş, tahminî zarar 12 milyon 767 bin lira olarak belirlenmiştir.
Sayın Bakan, size şu soruları da sormak istiyorum: Halkın sırtına yüklenen ağır enerji faturalarını hafifletmek için hangi somut adımları atacaksınız? Çevreyi koruma adına ne gibi adımlar atacaksınız? Maden işçilerinin hayatını koruyacak adımları ne zaman atacaksınız? Ülkemizin coğrafyasında yapılan bu talan ve çevre yıkımı karşısında hangi adımları atacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.