KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Ben kendime söz istiyorum.

Efendim, şimdi, İstanbul'da komşumuz vardı; bir aile, geçim derdindeler, çocuklarına bir şey yetiştirecekler ve yaptıkları, evlere iş dağıtan bir firmadan bir iş getiriyorlar, bir malzeme var, akşama kadar onu takıyorlar, akşam da çuvalla götürüyorlar ve ona göre belirli bir ücret alıyorlar. Bunu zannediyorum yirmi senedir yapıyorlar. Eğer bu sistemin içinde olmuş olsalardı belki bugün bu sistemden dolayı o ev hanımının emekli olma imkânı doğmuş olacaktı. Şimdi, nasıl kayıt içine alınırı, nasıl fayda getiriri ve ne ihtiyacı olduğunu onun için anlatmaya çalışıyorum.

Evimizde yardımcı bir hanım çalıştırmayan herhâlde yoktur. Şimdi, onlara biz ne diyoruz? İşte, haftada bir gün, iki gün gel diyoruz. O hanımefendi de kendine göre bir düzen tutuyor, başka evlerde de kendine göre düzen tutup ayın otuz gününü belirli günler tatil yapmak kaydıyla bölüştürüyor ve değişik yerlerde çalışıyor. Şimdi, biri dese ki size: "Efendim, bu geçici iş ilişkisini kurmayın. Siz işçinin hakkını yemiş oluyorsunuz. Siz otuz gün, üç yüz altmış beş gün bu işçiyi evinizde istihdam etmek zorundasınız." Bizzat diyeceksiniz ki: "Ya, benim bu kadar bir ihtiyacım yok. Benim ondan istemiş olduğum iş budur." Aynı böyle, bazen özel sektörün de dünyadaki gelişen değişik ekonomiler, değişik üretim tekniklerine bağlı olarak bu tarzda bir talebinin söz konusu olduğunu biliyoruz. Şimdi, bir esnek çalışma modeliyle alakalı konuyu kabul ediyor muyuz etmiyor muyuz? Yani öncelikle böyle bir ihtiyacın olduğunu kabul etmemek kanımca gerçekle bağdaşan bir durum değil. Mesela ben şunu çok iyi anlayabiliyorum: Bu iş ilişkisini kurarken işçilerimizin haklarını, bu kayıt içine alınmalarını en iyi düzeye getirecek önlemleri almak için birtakım düzenlemeler yapalım, bu gayet makul, mantıklı, zaten bunu konuşuyoruz ama şunu anlayamıyorum: Yani biz bütün değişiklikleri yapmış olsak bile, madde içindeki her şeyi koysak bile "Biz gene de karşıyız." cümlesi benim çok kabul edebileceğim bir cümle değil.

Şimdi, kayıt altına almak ya da iş güvenliği konuları yahut taşeronla ilgili konular, iş denetimleri... Evet, iş denetimiyle alakalı ülkemizde bir sorun var mı? Var. Elimizdeki müfettişler belli, ancak belli koşullardaki şikâyetlere bağlı olarak ciddi denetimler yapılıyor. Peki, biz bu kanunu çıkarmasak o zaman bu iş denetimiyle alakalı konularda bir iyileştirme yapmış olacak mıyız ya da kanunu çıkarmış olsak iş denetimine negatif bir unsur ya da olumsuz bir faktör mü getirmiş olacağız? Yani bu sorunların tartışılma platformu zannediyorum ki bu kanunla öngörülen iş ilişkisini kurmakla çok yakından ilintili değil. Kaldı ki bu güvence hususunda yani bir işçinin orada herhangi bir oranın iş güvenliği kurallarına uygun olmayan bir çalışma yöntemi olduğu takdirde yahut da Sosyal Güvenlik Kurumunun sosyal güvenceleriyle ilişkili birtakım sıkıntılar, kuralsızlıklar yaşadığı takdirde bunlarla ilişkili bir denetim ve bununla ilişkili cezalandırma yöntemleri var. Yani burada diğer işçiler hangi durumdalarsa bu işçilerin de aynı şekilde aynı güvenceyle burada hareket edeceğinden şüphemiz yok.

Yani bununla ilişkili özel istihdam bürolarının görevi de şu: Şimdi, bizim orada organize var, 20-30 tane fabrika var. Bu fabrikalar nasıl işçi alıyorlar şu anda? Çeşitli yerlere ilan ediyorlar ve çoğunlukla da birtakım aracılar devreye giriyor. Hani çokça şikâyet ediyorsunuz ya "İşte, şu geliyor, bu araya giriyor, vesaire." diye, işte bu noktada biz istiyoruz ki yani bu aracıların bir kuralı, bir nizamı, kontrol edilebilir, denetlenebilir bir durumu olsun, Avrupa standartlarında olsun ve Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarında olsun, bunun adı da Uluslararası Çalışma Örgütünün belirlediği istihdam bürolarıdır. Bu şekilde işçi yerini bilecek yani bununla ilişkili bir başka aracı -veya adına ne koyarsanız koyun, dayıbaşıdır- başka bir yer yerine kurumsal, bununla ilişkili denetlenebilir, hakları aranabilir, gerektiğinde, hakkı yenildiği takdirde çeşitli şekillerde izale edilebilecek, devletin teminata el koyup da hakkını verebileceği bir sistem içerisine dâhil olmak isteyecek. Tabii, bu bir kültürdür, bir anda olmaz. Ama tarım işçisi örneğinde olduğu gibi tarım işçisi eğer doğrudan bu noktada bir işverenle şu anda temas hâlinde olduğu zaman bununla o zaman mı haklarının yenilme ihtimali daha yüksek oluyor? Yoksa, bir özel istihdam bürosunda girdiği zaman bunun alacağı para belli, bir asgari alacağı para belli, bununla ilişkili sosyal güvencenin uyması gereken kurallar belli yani burada biz bu aracıların denetlenebilir bir duruma gelmesini istiyoruz. Zaten cari olan şu anda bu aracılar kontrolsüz bir şekilde istiyor, istesek de istemesek de. İnternet'e girin bugün, bakın yani orada bir sürü iş bulma firmaları var. Bu iş bulma firmaları şu anda hangi kontrol mekanizmasına çalışıyor ya da o İnternet sitelerinde? Bunu tamamen önleme imkânımız var mı? Yani burada aralarında nasıl bir para alışverişi vardır, nasıl karşılaştırıyor, hangi koşullarda? Bunlar tamamen denetimsiz bir şekilde gidiyor. Onun için bence tartışmaların zeminini böyle bir ihtiyacın olup olmadığı noktasında -ki bize göre var- böyle bir ihtiyaç varsa dünya işçi standartları, Uluslararası Çalışma Örgütü standartları nedir, burada hakları nasıl korunur, bu mertebede ve bu zeminde yürütülmesinde yarar var diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.