Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay tezkerelerinin Komisyonda görüşülme usul ve esasları hakkında usul görüşmesi |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .10.2024 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçe görüşmelerini bugün başlatıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının sunumu olacak, gelecek hafta çarşambadan itibaren de değerlendirmeler başlayacak. Ben şimdiden 2025 bütçesinin hepimiz için, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Şimdi, Sayın Başkan siz de ifade ettiniz, bu bütçe hakkı önemlidir yani Parlamentoların aslında varlık sebebidir, bütçe hakkını da millet adına Meclis kullanır, Meclisin kullanması demektir, milletvekillerinin bu yetkiyi, bu hakkı kullanması demektir. Tabii, buradaki önemli husus, bu hakkın etkin kullanılması, Meclisin yasama denetiminin etkin yapılması meselesidir.
Ben konuyu bu Meclis TV meselesine getirmek istiyorum Sayın Başkan. Bir de şunu söyleyeyim: Tabii, bütçe görüşmeleri bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de özel olarak düzenlenmiş görüşmelerdir yani hem Komisyon tarafı hem de Genel Kurul tarafı, diğer kanunlardan farklı olarak, özel olarak düzenlenmiştir, istisnai bir durumdur. Şimdi, burada yıllardır bu konu tartışılıyor “Meclis TV niye bütçe görüşmelerini vermiyor?” şeklinde. Abdüllatif Şener Bey’in Maliye Bakanlığı döneminde -ben o dönemde yurt dışında olduğum için, onun dışındaki bütün Meclis görüşmelerinde hep oldum bürokrat olarak da ama ben onu hatırlamıyorum yani bizzat yaşamış değilim- 97 yılında Meclisteki Komisyon görüşmelerinin o zaman Meclis TV tarafından verildiğini kendisi de ifade ediyordu. Yani Türkiye yirmi yedi yıl önce kullandığı bir hakkı... Özellikle tabii, bu, muhalefet açısından önemli; muhalefetin o denetimini etkin yapabilmesi, o bütçe hakkını etkin kullanabilmesi açısından sesini vatandaşa duyurabilmesi gerekir. Evet, yine, tutanaklarımız var elimizde ama bir şeyin, tabii, görselinin olması gibi olmuyor hiçbir şey. Dolayısıyla bunu bugünden niye söylüyorum Sayın Başkan? Tabii, bugün biz değerlendirme yapmayacağız, bugün konuşmayacağız, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının sunumundan sonra dağılacağız. İlk günden itibaren genelinde... Sonra Sayın Bakanlar gelecek buraya, onların konuşmasını bütün kameralar çekecek, ondan sonra Sayın Bakanların konuşması bitip milletvekillerinin konuşması geldiğinde bütün kameralar, Meclis TV dâhil, herkes dışarı çıkarılacak. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil yani bu Parlamentonun saygınlığı açısından da mümkün değil. Yani özellikle AK PARTİ Grubundaki arkadaşlara sormak istiyorum: Bu sizin zorunuza gitmiyor mu? Sayın Bakanlar burada elbette önemli şeyler söyleyecekler, onların söylediği önemli de Parlamento hakkı, Parlamentonun bütçe hakkı diyoruz ve bu hakkı milletvekili kullanır diyoruz ama milletvekilinin sözlerinin hiçbir televizyon tarafından çekilmesine müsaade edilmiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu son derece yanlış bir şey. Dediğim gibi yani Türkiye yirmi yedi yıl önce kullandığı o demokratik olgunluğu bugün niye gösteremiyor? Sayın Başkan -bunun altyapısının hazırlığı açısından bugün söylüyorum yani bugün elbette bizim konuşmamız olmayacak, bugünle ilgili değil ama gelecek hafta yani 30 Ekimden itibaren bu konu tekrar gündemimize gelecek- sizden istirhamımız şudur: Bunun altyapı hazırlığının yapılması, bu çalışmaların yapılması ve Meclis TV’nin en azından Komisyon çalışmalarının tamamını yayınlamasının sağlanması gerekir.
Bakın yani iktidara hak veriyorsunuz, muhalefete hak yok. İktidar her rejimde var yani en demokratik rejimde de diktatörlükte de her tarafta iktidar var değil mi? İktidarsız bir şey olmuyor, bir iktidar oluyor ama rejimleri demokratik yapan muhalefettir, muhalefetin varlığıdır, muhalefetin gücüdür, muhalefetin söz hakkıdır. Muhalefetin söz hakkının olmadığı, muhalefetin söz hakkının kesildiği bir yerde bir sistemin demokratik olmasından bahsedilemez. Dolayısıyla -çok geç kalmış bir şey olmakla birlikte- Sayın Muş, sizin de özellikle başlangıçtaki bu bütçe hakkına ilişkin tespitlerinizden, oradan da biraz daha ilham alarak veya cesaret alarak bu talebimizi bir kez daha iletmek istiyorum, bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer olmayacaksa yani milletvekillerinin konuşmaları Meclis TV tarafından veya diğer kameralar tarafından çekilemeyecekse o zaman Cumhurbaşkanı Yardımcısınınki de çekilmesin, Bakanlarınki de çekilmesin madem öyle; bu, arzu ettiğimiz bir şey değil ama hakikaten, hem demokratik anlayış açısından insanın zoruna gidiyor hem de burada bir milletvekili olarak hepimizin zoruna gidiyor. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konunun Divan tarafından -Divanın, tabii, burada inisiyatif kullanacak bir şeyi var mı onu bilmiyorum ama tabii, bu Divanın karar vereceği bir şey- dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum; bu, birinci husustu
İkinci husus: Bununla bağlantılı olarak az önce bir mesaj geldi -çok emin değilim ama- bir basın mensubu arkadaştan. Ajanslar dışında basın mensuplarının alınmaması diye bir şey, böyle bir durum var mı yani bütün basın mensuplarının girme hakkı yok mu buraya, sadece ajanslar için mi bu hak kullanılıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Eğer böyle bir şey varsa, ajanslar dışında basın mensuplarının alınmaması diye bir şey varsa zaten o külliyen yanlış. Dolayısıyla, her basın mensubunun gerekli güvenlik tedbirleri alındıktan sonra buraya girebilmesi lazım.
Şimdi, Türkiye’yi ileriye götürmek lazım Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı yani geriye götürmenin bir anlamı yok. Şimdi, en son 2018’de biz şu kitabı yayınlamışız, 2018-2020. Nedir bu? Orta vadeli programın temel makroekonomik ve mali hedeflerinin detayı. Yani özellikle orta vadeli programa bu kadar vurgu yapıldığı bir dönemde... Biz bunları yayınlıyorduk, detaylarını yayınlıyorduk üç yıl için. Bir yıllık detayı yani bu yıl için konuşacak olursak 2025’i henüz dağıtılmadı, o da niye dağıtılmadı onu bilmiyorum. “Genel Ekonomik Hedefler” kitapçığının normal şartlarda elimizdeki sette olması lazım çünkü 17 Ekimde bütçe Meclise verildiği gün “Genel Ekonomik Hedefler” kitabı -DPT’den gelen bir gelenektir- o gün çıkar, o gün çıkmıyorsa bir problem var demektir, bize gelen sette hâlâ o yok.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - 30 Ekimden önce gelecek.
ERHAN USTA (Samsun) - 30 Ekim değil, 30 Ekimde beklediğimiz şey, program kitabıdır, yıllık programdır çünkü onun yazım meselesi olduğu için...
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - “Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar” kitabı gelecek.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, onu 17 Ekimde biz Meclise gönderiyorduk; yıllarca bu işi koordine etmiş, yapmış bir eski bürokrat olarak söylüyorum.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Hiçbir arkadaşta yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Gelmedi, bize dağıtılan sette yok.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ - Yok, hep 30 Ekimden sonra...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hiç öyle bir şey yok. İbrahim Bey o işin detayını, o kadar tarihini bilmez, öyle bir şey yok yani biz bu işi yıllarca yaptık; Planlamacı arkadaşlar, eskici Planlamacılar, Kutluhan Bey bilir onu. 17 Ekimdir bunun tarihi ve 17 Ekimde Meclise gönderilir. Eğer gönderilmediyse de... Biz bir defa geciktik, Akif Hamzaçebi -çok iyi hatırlıyorum- o zaman bizi, Planlamayı perişan etmişti “Bu 17 Ekim olmasına rağmen niye çıkmadı?” şeklinde. 17 Ekimdir bunun tarihi çünkü orada bir yazım yok. Makro dengeler, bütçe dengeleri çıktıktan sonra o kitap otomatik olarak zaten yazıcıdan çıkar. Şimdi, bu, birinci husus.
İkincisi, esas şu: Sayın Yılmaz, şu kitabı niye çıkarmaktan vazgeçtiniz bilmiyorum yani bu yıl için söylüyorum, 25, 26, 27’nin mali ve ekonomik hedeflerinin daha detaylı bir şekilde verildiği bir kitapçıktır. Yani bakın, bu o kadar önemliydi ki biz bunun İngilizcesini de yayınlıyorduk ve buna dışarıdakiler de çok kıymet verir; bu, yabancıların da kullandığı bir kitapçıktı. Türkiye’yi geri götürmemek lazım yani şeffaflık konusunda da hep geriye gittiğimizi biliyoruz ama hiç olmazsa bu konuda ben... Muhtemelen siz bunu bilmiyor, farkında olmuyor olabilirsiniz ama bunun yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Bütçe görüşmelerinin hayırlı olmasını tekrar temenni ediyorum.