KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Varlık Fonunun değerli yöneticileri, değerli denetim elemanları, kıymetli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Arda Bey'e teşekkür ediyorum sunumundan dolayı. Ayrıca, denetim elemanı arkadaşlarımıza da hazırladıkları rapordan dolayı teşekkür ediyorum.

Önce şunu ifade edeyim: Yani hem Genel Müdür hem de tüm ekibi, Genel Müdür Yardımcılarıyla birlikte buradalar. Bunu eleştirmenin ben bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Neticede denetim kapsamında sorulacak sorulara cevap verecek arkadaşların hepsi burada, en başta Genel Müdür burada. KİT Komisyonuna giderseniz orada da hesap veren, Komisyon üyelerinin sorularına cevap veren genel müdürdür.

İkinci olarak, denetim konusu... Şuna saygı duyarım, "Burada Sayıştay denetimi olsun yani uygunluk denetimi de yapılsın." görüşüne saygı duyarım ama yapılan denetim hukuka uygun bir denetim. Şimdi, Anayasa’nın 165'inci maddesi sermayesinin yarıdan fazlası kamuya ait olan, devlete ait olan kuruluşların Meclis tarafından denetiminin kanunla düzenleneceğini ifade ediliyor. 6741 sayılı Kanun da bu denetimin Cumhurbaşkanımız tarafından belirlenecek denetim elemanları vasıtasıyla ve bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetlenmesini öngörmüş. Yani bu anlamda hukuka uygun bir denetim süreci var ve hazırlanan denetim raporları var. Efendim, işte, "Cumhurbaşkanı hem buranın başkanı hem kendi denetim elemanlarını belirliyor." E, kim belirleyecek arkadaşlar ya, kim belirleyecek?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - "Her şeyi bir kişi yapsın." mı diyorsunuz Sayın Kalaycı?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Devlet Denetleme Kurulunun antedi niye var ya da o niye sahipleniyor? E, bir yer sahiplenecek. Cumhurbaşkanına bağlı denetim kurulu da Devlet Denetleme Kurulu yani Devlet Denetleme Kurulu antediyle gelmesi bana göre çok daha rapora önem vermek anlamına geliyor yani Devlet Denetleme Kurulunun raporu niteliğini taşımış oluyor. İşte, denetim elemanlarını Cumhurbaşkanı belirliyor.

Arkadaşlar, biliyorsunuz, daha önce de ifade ettim, ben uzun yıllar Başbakana bağlı bir denetim kurulunda çalıştım yani bunda ne mahzur var? Başbakanın atadığı kişiler... Hatta Başbakanı denetledim, rapor yazdım. Yani denetim elemanı arkadaşlar görevini yapar, görevi neyse onu yapar, kim atadıysa atar ama görevi bellidir, o çerçevede görevini yapar.

ERHAN USTA (Samsun) - Başbakanlığın bütün denetim sistemi Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından yapılsa dediğin örnek olabilir ama burası Sayıştay denetimine tabi bir yer. Burada kurulan sistem, kendi atadığı denetçilere denetletiyor. Emsal doğru bir emsal değil.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Kim denetleyecek yani dışarıdan mı getireceğiz?

ERHAN USTA (Samsun) - Mustafa Hocam, Cumhurbaşkanının olmasını çok normal kabul ettiniz ama zaten yapacak başka bir şey yok, Cumhurbaşkanının da alttan birisine denetletecek hâli yok. Bunun doğrusu nedir? Hazine ve Maliye Bakanı onun başkanı olmuş olsa...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Arkadaşlar, konu hukuka uygun, Anayasa'mıza uygun. Cumhurbaşkanı da yürütmenin başı, devletin başı, elbette belli yetkileri olacak.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Kalaycı, tüm yetkiler Cumhurbaşkanında. Planlamanın, yürütmenin, denetimin, hepsinin bir kişide birleşmesi sıkıntılı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bir sıkıntısı yok yani bunu paylaşıyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - E, biraz daha verelim o zaman!

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - O tartışma ayrı bir konu, sistem tartışmasına girelim derseniz ona gireriz ama...

ERHAN USTA (Samsun) - Bunun savunulacak bir yanı da yok.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Nasıl yok? Savunuyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Eleştirilere cevap veriyorsunuz.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, eleştirilere cevap değil yani görüşümüzü ifade etmeyelim mi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı tartışmalardan imtina edelim.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Başbakanlıkta yirmi beş yıl denetim elemanlığı yapmış bir arkadaşınız olarak samimi olarak görüşlerimi ifade ediyorum.

Şimdi, denetim dışı olan kuruluşlara baktığımız zaman, Devlet Denetlemenin raporundan baktığım kadarıyla, 1 ana fon denetleniyor ekip tarafından, 1 alt fon. Arda Bey cevap verdi ama bu alt fonların sayısı ikide bir değişiyor ve faal değil, hâlen de herhâlde tek fon faal. O niye öyle? Yani altı yedi senedir fon kurup kapatıyoruz, kuruyoruz kapatıyoruz; onun -eski deyimle- esbabımucibesi ne? Onu aktarırsanız... 1 alt fon, 1 ana fon, 1 yönetim şirketi, 8 de şirket var benim gördüğüm. Bunun dışındakiler normal Sayıştay denetimiyle denetleniyor yani sermayesinin yarıdan fazlası devlete aitse zaten mevcut denetim sistemi aynen devam ediyor. Yani burada tartıştığımız, bu kuruluşlarla ilgili denetim. Bu kuruluşlarla ilgili denetimi de -işte, biraz önce ifade ettim- 6741 sayılı Kanun nasıl denetleneceğini orada ifade etmiş.

Şimdi, bu amacın gerçekleşmesi konusunda, Aşkın Bey de ifade etti, aslında kanunda çok önemli amaçlar ortaya konmuş. Biraz gecikmeli gitmiyor mu Sayın Genel Müdürüm? Yani baktığımız zaman, işte, eurobond ihracı, sendikasyon kredisi, murabaha, sukuk ihracı falan, İstanbul Finans Merkezi'yle ilgili bir mesafe katetmişiz ama onun dışında, diğer şirketlere bakıyorum, hâlen ÇED yeni alınmış herhâlde bu İskenderun'da kurulacak fabrikada yani gecikmeli mi gidiyor yoksa normal süreci mi bu? Çünkü beş altı sene olmuş kurulalı şirket. Madenle ilgili ruhsatlarımız var, bazı yerlerle ilgili projelerimiz de var ama hiç mi mesafe katedemiyoruz? Bu konuda sıkıntımız mı var? Niye tam faaliyete geçemiyor bu şirketlerimiz? En azından bu konuda bilgi verirseniz memnun olurum.

Bir de bu Kozanın 12 şirketi fona devroldu. Onların yönetimi, yine kayyum mu yoksa siz mi yöneteceksiniz? Ona da bir cevap verirseniz...

46 gayrimenkul var yani bunlar değerlendirilecek bir şey mi yoksa elden çıkarmayı planlıyor musunuz? Kullandığınız şeyler mi?

Varlık Fonu Yönetim AŞ'nin kârına bakıyorum -daha önce burada konuştuklarımız konsolide fonun kârı 320 milyar dediğimiz- Varlık Fonu Yönetim AŞ'nin kârı 37,5 milyar lira. Yani bu, kâr paylarından mı geliyor -çünkü altta faaliyet gösteren, faaliyet geliri elde eden bir şirketimiz yok- ya da kur farklarından falan mı kaynaklanıyor, finans gelirleri mi? Onu merak ettim.

Bir de son olarak Aşkın Bey'in "kamu dışında" dediği şeye katılmıyorum; kamu dışında değil Varlık Fonu, kamu kurumu. Özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet gösteriyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Genel dengenin içinde değil, kamu kesimi genel dengesi içinde değil.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani diğer şirketler nasılsa burası da aynı. KİT'ler de aynı özel hukuk hükümlerine tabi, Varlık Fonu da özel hukuk hükümlerine tabi ama kamu idaresi, kamu tüzel kişisi.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tamam ama kamu kesimi genel dengesi içinde değil.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bütçesi, malum, KİT'lerin de dâhil olmuyor şeye.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - KİT'ler dâhil oluyor. Genel denge...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ha, genel denge... Anladım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Burada kamu hesaplarında yok.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Anladım.

Benim soracaklarım bunlar. 176 bağlı ortaklığımız mı var? Rapordan öyle gördüm ben. Gerçi o 2023 itibarıyla herhâlde, 176 bağlı ortaklık diyor. Yeni katılımlar olunca, Koza falan katılınca herhâlde bu sayı arttı, 31 şirket var.

Ben teşekkür ediyorum, hayırlı olsun diyorum.