KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sizin tahmininize ben de katılıyorum, 31 Aralık 2024'te biten yönetmelik sanırım yine değişikliğe uğramadan devam edecek çünkü şu anda sağlıkta bu özelleştirmeye yönelik bir politika değişikliği yok hatta daha fazla özelleştirmeye yönelik bir politika var.

Bir de önemli bir konu, önceki toplantılarda gündem olmuştu yani bir hekimin hakkıyla ilgili bir konu; iki vekil arkadaşımız gündem etmişti. Ben konuyu araştırdım, çok ciddi bir iddiada bulunmuştu bir MHP'li, bir AK PARTİ'li vekil arkadaşlarımız. Bir hekimin, KHK'yle ihraç edilmiş bir hekimin bir özel hastanede, bir siyasi kişiliğe yönelik muayenesi sırasında, tedavisi sırasında onun yoğun bakımlık olması veyahut da işte öldürmeye yönelik bir fiili olduğuna yönelik bir iddia gündeme gelmişti, bunun üzerine konuşulmuştu. Yani şöyle, buradaki birçok vekil arkadaşımız hekimdir, hekimler hata yapmaz diye bir şey yok, hekimler hata yapabilir, "malpraktis" denen bir kavram var ama yani bilerek bir insanı bir hekimin öldürmeye kalkması iddiası çok ciddi bir iddia. Ben bu konuyu araştırdım, bu ihraç edilmiş hekimle de konuştum ve maalesef medyatik bir yaygaraya kurban edildiğini gördüm bu hekimin. Bir hekim olarak da bundan üzüldüm ve burada hani evraklarını da aldım, kısa bir açıklama yapma gereği var.

Hekim, dahiliye üzerine nefroloji yapmış bir uzman arkadaşımız. Kendisine gribal enfeksiyon belirtileriyle gelmiş, kas ağrıları olan kişiye, hastaya "muscoril ampul" "order" etmiş -biliyorsunuz, "tiyokolşikosid" "muscoril"in etken maddesidir- fakat hastane sisteminde bir yanlışlık varmış, ona kurban gitmiş arkadaşımız. "Tiyokolşikosid" aynı zamanda da "muscobloc"a eşitlenmiş yani herhâlde etken madde aynı, bir başka firmanındır diye "muscoril" yerine "muscobloc" işaretlemiş. Tabii, "muscobloc" anestezide kullanılan, kas gevşemesine yol açan bir ilaç ve hastada, işte, solunum kaslarında sıkıntı ve yoğun bakımlık olma durumu. Şimdi, kendisi de dedi ki; ben kendisiyle...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yoğun bakım risklidir, ölüme neden olur; onun orada yanlışlık olma ihtimali çok az.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yok, yok, şimdi anlatayım Vekil Hanım.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Siz doktorsunuz değil mi?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Doktorum.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Yani doktor olarak bunu, bu kadar ölümcül bir hatayı normal kabul etmeniz...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ya, bakın, "Yoğun bakımlık olmuş." diyorum ben, "Ortada bir hata yoktur." demiyorum. Sayın Vekilim, hata yoktur demiyorum ama olayın içeriğini...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ama 15 Temmuzda bomba atanlar da...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ama bir dakika Sayın Vekilim, biraz dinlerseniz sevinirim.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hepsinin bir bahanesi var.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Şimdi, insanları bilmeden kurban etmek...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ne bilmeden, kullandığı ilacı biliyoruz ya.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Vekilim, biraz bekler misiniz? Açıklayayım, sonradan...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Neyi dinleyeyim? Kullandığı ilacı alenen söylüyorsunuz, yanlışlıkla kullanılacak bir ilaç değil.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Vekilim, bakın, belgelerle bir şeyler açıklayacağım, insanları itibar suikastına uğratmanız doğru bir şey değil.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ne itibarı ya! Kullandığı ilaçlar aleni, bilinen...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ama bakın, dinlemeden itiraz ediyorsunuz.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Sayın Vekilim, lütfen karşılıklı tartışmaya girmeyelim.

Buyurun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bitireyim, itiraz etmeyin lütfen.

Şimdi, olayın seyrini ben size anlatayım: Muscobloc ampulden sonra hasta tabii yoğun bakımlık olmuş. Tabii ki hayatı tehdit eden bir durum ve ardından, işte bu iddialar ortaya çıkmış "Hekim bilerek bunu böyle yapmış." diye fakat hekim zaten intramüsküler olarak "order" etmiş. İlaç IV kullanılan bir ilaç, hemşireler de ona dikkat etmemiş ve hekimle ilgili bir hata değil bu yani hastane sisteminde etken madde iki ayrı ilaca eşitlenmiş, buradan kaynaklı bir hata var. Ardından ne oluyor? Kişiyle ilgili Sağlık Bakanlığı üç yıl meslekten men kararı alıyor fakat bütün bu durumlar ortaya çıkınca, hastanenin sisteminde hata olduğu ve klinik durumun tetkikiyle idare mahkemesi hekime verilen bu üç yıllık hekimlikten men cezasını durduruyor, yürütmenin durdurulması kararı veriliyor. Aynı zamanda da kişiye yönelik bir FETÖ suçlaması var, ondan da kişi zaten beraat etmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da bu beraatı onayıcı yönde bir karar vermiş.

Şimdi, insanlara bir şekilde birtakım damgalar yapıştırılabilir fakat olayın esasını araştırmadan yorum yapmak doğru değil. Ben de KHK'li bir hekimim, barış istediğim için, "İnsanlar ölmesin." dediğim için işimden ihraç edilen bir insanım; ardından, vekil olduğum zaman da bu suçlamayla cezamız haksızca onanarak Meclisten de vekilliği düşürülen bir milletvekiliyim. Ama sonra ne oldu? Anayasa Mahkemesi bütün bunların haksız, hukuksuz olduğunu ispat etti, ifade özgürlüğü ve siyaset yapma hakkımızın gasbedildiğini söyledi ve geri döndük.

Özetle şunu söylemek isterim: Çoğumuz hekimiz; hekimleri suçlarken biraz dikkat etmek lazım. Ben, bu tür, bu kadar ağır bir iddia karşısında inceleme ihtiyacı hissettim, olayı ayrıntısıyla inceledim. Burada kararlar da var, arkadaşlarımız da bakabilir. Yani hekim hata yapmaz diye bir şey yok, hekim hata yapabilir, malpraktis vakaları vardır, şudur budur ama burada farklı siyasi partilerden vekilleriz, birçoğumuz da doktor, işte "Falanca kişi AK PARTİ'lidir, insan öldürebilir." "Falanca kişi CHP'lidir, insan öldürebilir." şeklinde bir kanaat veyahut da "Falanca kişi solcudur, falanca kişi sağcıdır, falanca şucudur, bu doktor insan öldürebilir." şeklinde bir kanaat oluşması çok yanlış bir şey. Biz hekimler olarak bu tür durumlarda çok dikkatli olmalıyız diyorum.

Teşekkür ediyorum.