Komisyon Adı | : | (10/1806,1813,1827,1828,1829,1830) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara ve Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Özge Aydiş Toy tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, ben hukukçu arkadaşlarımıza şu soruyu sormak istiyorum: "60.645 dava." dediniz. Avukat sayısı da 418, kişi başına 145 dosya düşüyor. Bu ağır bir iş yükü değil mi? Çünkü takip açısından da sıkıntılı. Büyükşehirleri oranladığımızda ya da oraya baktığımızda tüm davalardan aslında muhakkak haberdar oluyorsunuz, muhakkak bilginiz oluyor ama bizim tarafımızdan da Bakanlık tarafından da yeterince bu dosyaların takibi yapılıyor mu? Sonuçta her davayı, her şeyi bir mi değerlendiriyoruz? Yani 145 dosya az bir dosya değil her hukukçu başına, her avukat başına; bu bir.
İkincisi, "Alo 183" dedik. Bu sadece Türkçe mi yani diğer dillerde bir hizmet veriliyor mu?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ AYŞEGÜL YILDIRIM KARA - 7/24 farklı dillerde hizmet vermekte.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Hangileri mesela? Orada bir açıklama göremedim.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ AYŞEGÜL YILDIRIM KARA - Hangi dillerde olduğunu ben şimdi size paylaşacağım.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Tamam.
İkincisi bir de bu çocukların yoksulluğu aslında ihmal ve istismarın önünü açıyor, dolayısıyla maddi açıdan ailelerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi... Bu ihmal ve istismarın önüne geçmek için Bakanlığın yaptığı bir çalışma var mı?
Yine, 2023 yılında güvenlik birimlerine giden ve götürülen mağdur 242.875 çocuğun yüzde 12'sine yakını cinsel istismara maruz kalmış. Bu oran, yaklaşık 29 bin çocuğa tekabül ediyor. Az önce ifade ettiğim 60 bin dosya içerisinde neredeyse 29 bini yani oranlarsak yarısı, her 2 dosyadan 1 tanesi çocuk istismarına denk gelebilir diye bir oran olabilir. Yine, bu 29 bin çocuğun yüzde 85'inden fazlası kız çocuğu; TÜİK verileri bunlar. Yine, TÜİK verilerine göre, 2024 yılının ilk altı ayında en az 14 kız çocuğu erkekler tarafından darbedilmiş. Yine, TÜİK verileri, 2023 yılında, Türkiye genelinde 15 yaşından küçük 130 çocuk doğum yapmıştır diye kayıt almış; bu çocukların 4'ü ikinci doğumu yaparken, 15-17 arasındaki grupta 6.505 çocuk olduğunu ifade edilmiş. Bu gruptaki çocukların 535'i ikinci kez, yüzde 31'i ise üçüncü kez doğum yapmıştır. Bu oran normal mi, Türkiye açısından soruyorum? Bu bir.
İkincisi, Bakanlığın kaybolan çocuklarla ilgili herhangi bir verisi, en azından sekiz yıldır yok. Bu konuda bir çalışmanız mı yok ya da çalışma var da bunu paylaşmıyor musunuz? Sekiz yıldır, kaybolan çocuklarla ilgili herhangi bir veriye ulaşamıyoruz. Soru önergelerine de cevap alamıyoruz.
Açıkçası "Bu ÇEMATEM, çocuk ve ergen madde bağımlılığı tedavi merkezleri hemen hemen 81 ilde var." dediniz. Farklı isimlerde oluyor valilik bünyelerinde. Yalnız bunun topluma yaygınlaştırılması, tabana yayılması için Bakanlığın bir çalışması olamaz mı? Örneğin, ilçe belediyeleri varsa, belde belediyeleri varsa, büyükşehir belediyeleri varsa, ilgili sivil toplum örgütleri ve dernekler varsa bunlarla bir eşgüdüm var mı? Çünkü biz tabana yaymadığımız sürece, kâğıt üzerinde her şey dört dörtlük de olsa ne yazık ki sonucunu alamıyoruz. Bugün, çocuklar açısından uyuşturucu madde bağımlılığı neredeyse 8 yaşına kadar gelmiş. Bu, aslında Bakanlığın önleyici hizmetleri arasında bence en başat olması gerekir; uyuşturucuyla mücadele.
Yine, biz birkaç önerimizi de sunmak istiyoruz: İlk olarak kronikleşmiş çocuk yoksulluğuna karşı çocukların her türlü istismar, kötü muamele ve ayırımcılıktan korunması yönünde politikaların hayata geçirilmesi ve bunlara önem verilmesi gerekir. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerinden ana dilde, eşit ve parasız bir biçimde yararlanması için kamusal hizmetler artırılmalı, çocukların işçileştirilmesinin önüne geçmek için ailelere verilen çocuk destekleri yeniden düzenlenmeli ve sosyal adımlar yerine iyileştirmeyi sürekli hâle getirecek sosyal hizmetler, sosyal hizmet politikaları üretilmelidir. Yaş oranı küçük yaştaki çocuklara kadar inen madde kullanımının artmasına yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalı ve buna dair önleyici politikalar geliştirmelidir, az önce de ifade ettim. Yine, ÇEMATEM'lerin uyuşturucu kullanımının tedavi edildiği mekânlar olarak donatılması ve gerekli tüm imkânların sağlanması için kaynak sağlanması, aktarılması hayatidir. Mülteci ve sığınmacı engelli çocuklara yönelik engellilik durumları dikkate alınarak bu bireylere yönelik eğitim, ulaşım ve beslenme hizmetleri özgün bir şekilde sunulmalıdır. Rehabilitasyon ve sağlık hakları kesintisiz korunmalıdır. Engelli çocuklara verilen eğitim, sağlık ve rehabilitasyon ve diğer kamu hizmetlerinin halka yatkınlık ilkesi esas alınarak ve buna uygun olarak yerel yönetimler eliyle veya yerelden verilmesinin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz çünkü burada geçen... Dün mesela, biz Kilis ve Gaziantep Valiliğine gittik, bu mültecilerin geri dönüşüyle ilgili yerinde tespitleri yaptık. Bize verilen sunumda, ilkokul çağındaki çocuk sayısı liseye geldiğinde neredeyse yüzde 80 düşüyor. Bakanlığın bu konuda da bir çalışması var mı mesela? Neden bu çocuklar işçileştiriliyor?
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Mülteci çocuklar.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Evet, mülteci çocuklar açısından söylüyorum, Bakanlığın aktardığı veriler. Yani bunun denetimleri yapılamaz mı? Her gittiğimiz büfede, markette, şeyde işçileştirilmiş bir çocuk var. Bu da istismarın ve şiddetin önünü açıyor. Bunlara ilişkin Bakanlığın çalışması olacaksa...
Bir diğer öneri bu ÇEMATEM'lerle ilgili; ilgili bakanların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, valilerin, gerekirse ayda bir halk buluşması, çocuklarla buluşması, daha çok toplumsallaşması ve sosyalleşmesi için en azından programlar hazırlanmalı. Bu işin içine hukukçularımız da dâhil edilmeli çünkü en çok istatistikler aslında Bakanlığın hukukçularında var. Hangi dava türüne ilişkin, kaç olay olmuş, bunu aktifleştirmemiz lazım yani toplumsallaştırmamız lazım. Şimdi, biz kâğıt üzerinde her şeyi dört dörtlük yaparız ama uygulamacılarda da sorun, en büyük mesele uygulamada, eğer uygulama iyiyse sorumlu olmaz. Dolayısıyla denetimlerin de artması gerektiği kanaatindeyiz. Bakanlığın bu konuda çalışmalarını açıkçası biz de bekliyoruz çünkü yeni istismar dosyalarının olmaması için, yeni cinayetlerin olmaması için, yeni şiddet olaylarının olmaması için bu önemlidir. Mesela, basında önüme düştü, hemen aktarıyorum: "Çocuklara işkence haberleri bitmiyor, Niğde'den sonra Antep." Bu hafta içerisinde oluyor. Ben kayıtlara geçmemesi için haberlerin içeriğini okumayacağım ama gün geçmiyor ki çocuklarla ilişkin bir istismar veya bir şiddet olayı ya da bir ölüm olayı duymayalım. Dolayısıyla Bakanlığın, bence tüm gücünü, büyük bir kısmını daha doğrusu, bu çocuklara ilişkin şiddetin, istismarın önlenmesi için harcaması gerektiği kanaatindeyiz. Biz, vekiller olarak da bu konuda eğer bütçe ise bütçe, ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu, en azından parti olarak ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum sunumlarınız için.