Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Antalya Milletvekili Atay Uslu ile 133 Milletvekilinin Siber Güvenlik Kanunu Teklifi (2/2860) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Evet, Sayın Başkanım, kıymetli hazırun, çok kıymetli milletvekillerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, siber güvenlik alanında geç de olsa bu düzenlemenin yapılmasının olumlu olduğunu partimiz adına ifade ediyorum. Zaten dünkü görüşmelerde de bu yönde görüşlerimizi ifade ettik. Ayrıca, bu konunun Millî Savunma Komisyonu olarak bizim Komisyonumuzda değerlendirilmesinden de duyduğum memnuniyeti ifade ederek başlıyorum. Tabii ki Adalet Komisyonu ile Sanayi ve Teknoloji Komisyonundan görüş alındı herhâlde, diğer komisyonlar da görüşmedi herhâlde, diğer komisyonlarda görüşülmedi. Gönül isterdi ki alt komisyonlarda da bu görüşülsün, Adalet Komisyonunda da görüşülsün, hatta Millî İstihbarat Komisyonunda da -çünkü bir ayağı da bunun Millî İstihbarat Komisyonuyla ilgili, Millî İstihbarat Komisyonundan üyemiz Yüksel Mansur Kılınç Milletvekilimiz de burada- bu görüşülsün, en son neticelendiğinde son hâliyle biz bunu tartışalım ama maalesef ki Meclisin çalışma sistematiğinde alt komisyonlar yeterince çalıştırılmıyor, hatta hiç çalıştırılmıyor ve es geçiliyor, bunu da artık yadırgadığımızı tekrar tekrar söylüyoruz.
Evet yani bu konuyu görüşmek çok önemli ama hazır Bakanlık yetkilileri de buradayken özellikle Millî Savunma alanında TSK'nin ve içinde bulunduğumuz sistemin, millî savunma sisteminin çok önemli sorunları var; bunları da kısaca dile getirmek istiyorum çünkü biz bunları ne kadar çok dile getirirsek...
BAŞKAN HULUSİ AKAR - Müsaade eder misiniz, iş birliğini sağlayalım diye...
Arkadaşlar, bilgi bakımından, şu anda Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız burada, Millî Savunma Bakanlığından, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımız var, Dijital Dönüşüm Başkanlığımız var; Sanayi ve Teknoloji Başkanlığımızdan, Adalet Bakanlığımızdan arkadaşlarımız, Hazine ve Maliyeden, İçişleri Bakanlığımızdan, Ulaştırma Bakanlığımızdan, Ticaret Bakanlığımızdan, Bilgi, Teknoloji ve İletişim Kurumundan, Rekabet Kurumundan, TOBB'dan ve Türkiye Bilişim Derneğinden arkadaşlarımız da bizlerle beraber; malumat.
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Evet, tabii, gönül isterdi ki başka konular var gündemde, onları da burada tartışabilseydik, onlarla ilgili de yasal düzenlemeleri yapsaydık ki inşallah bunlar da bir an önce olur; bizim bunları söylemek gibi bir yükümlülüğümüz var, ne kadar bunun ısrarcısı ve takipçisi olduğumuzu bilmesi gerekiyor kamuoyunun da sizlerin de.
Mesela, askerî hastaneler konusu; defalarca söyledik, dünyada böyle bir ordusu olup da askerî hastanesi olmayan bir ülke yok. Bizim ordumuzun askerî hastanelere ihtiyacı var. Askerî hastanelerdeki doktorluk kesinlikle uzmanlık alanı; çatışma, işte, ileride müdahale ve sınır ötesi harekâtlarda çok gerekli olan bir konu ve bu doktorların yetişmesi de çok zor oluyor. Bu konudaki tecrübeler kesinlikle es geçilmemeli, zaman içerisinde bunların hepsi yok olmaya yüz tutuyor ve askerî hastaneler konusunda bir an önce yanlıştan geri adım atılmalı, askerî hastaneler tekrardan açılmalıdır.
Askerî yargı sisteminde maalesef ki yaptığınız düzenlemelerle, değişikliklerle askerimizi sivil mahkemelerde yargılanır hâle getirdiniz. En hafif anlamıyla uzmanlık gerektiren bir konudur askerlik; askerlik, bir yaşam biçimidir, bambaşka bir konudur. Bir askeri sivil mahkemede yargılamak demek onun yaşamını anlayamamak demektir. Tabii ki adi suçlardan bahsetmiyorum ama askeriyeyle ilgili suçlarda en azından bu ihtisas mahkemelerinin kurulması, ihtisas mahkemelerinde askerlikle ilgili suçların görüşülmesi faydalı olacaktır; bunu defalarca söyledik, yine söylüyoruz.
Personelin ciddi sorunları var. Emekli astsubaylar, görevdeki astsubaylarımız... Kıdem tazminatları, ekonomik iyileştirmeleri ve sosyal haklarıyla ilgili düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Daha önceki dönemde söz verilmişti ama sözümüzü yerine getiremedik, hâlâ bu insanlar bekliyorlar, açlık sınırının altında bir ücretle yaşıyorlar. Aynı şekilde emekli binbaşılarımız da bu şekilde, emekli binbaşılarımız da makam, görev tazminatlarındaki eksiklikten dolayı maalesef ki çok düşük maaşlarla yaşamlarını devam ettirmek zorunda kalıyorlar. Sözleşmeli er ve erbaşlarımızın sorunları var. Bunların kadroya geçişlerinde yedi yıldan sonraki... Yönetmelik çıktı ama alım yok, şu anda çok zor durumda, bu konuda bizim kanun tekliflerimiz de var. Bu çocukların istihdam edilmesi, geçişlerinin kolaylaştırılması için bir an önce Bakanlığımız bu konuda inisiyatif almalı ve bunu gerçekleştirmeliyiz. Uzman çavuşlarımız aynı şekilde, kadroya geçmek isteyenlerin de büyük sorunları var.
Terörle mücadelede "Gazi Sayılmayanlar Derneği" diye bir dernek var bu ülkede değerli arkadaşlar! Yani bu, Sağlık Yönetmeliği'ndeki gazilikle ilgili kriterlerin çok eski ve değişmemiş olmasından kaynaklanıyor. Yani vücudunda bir sürü şarapnel olup da bir gazi sayılmamış, terörle mücadele etmiş kahraman askerlerimiz var; bunların mağduriyeti binleri buluyor, binlerce kişiyi buluyor. Bunlarla ilgili kesinlikle düzenleme yapmamız gerekiyor. Bu vatan uğruna canını ortaya koymuş bu askerlerimize sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekiyor.
Tabii, başka ne sorunlar var? Mesela, savunma sanayisiyle bağlantılı olarak bugünkü konuştuğumuz siber güvenlik, savunma sanayisiyle beraber belki hareket etmesi gereken bir konu. Burada HARB-İŞ sendikasının üyeleri var arkadaşlar. HARB-İŞ sendikasının üyeleri ciddi anlamda ekonomik sıkıntılar yaşıyorlar. İşçi benzeri mühendis özel sektörde çok yüksek ücretlerle çalışırken HARB-İŞ'e, yani bize, devlete bağlı HARB-İŞ sendikasındaki devlet memurlarımız çok düşük miktarlarla çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu da yıllarca edinilmiş bilgi, deneyim, tecrübenin özel sektöre kaçmasına yol açıyor. Yani bu kasıtlı bir şeyse onu o zaman ortaya koyun ama değilse buna bir önlem alın. Yani bu insanların yaşamını daha iyi hâle getirmeliyiz. Özellikle savunma sanayisinde devlet ana gövde olmalıdır yani ana gövde devletin üreticiliği olmalıdır. Onun dışındaki özel kuruluşlar önde gidebilir, destekleyebilir ama kesinlikle, bakın, dünyadaki bütün ülkelere bakın, ana belirleyici devletin kendisidir. Yani bizim burada devlet kurumlarındaki üretim kabiliyetimizi kaybetmemiz anlamına gelecek olan kalifiye elemanları kaybetmememiz lazım. HARB-İŞ sendikasına dikkat çekiyorum, tekrardan bu konuyla ilgilenmenizi istiyorum.
Tabii, askerî liseleri kapattınız. Şu anda Genelkurmay ile kuvvet komutanlıkları ile direkt liselerin, öğretimin bağını koparttınız. Yani geri besleme, operasyon sonrası geri bildirim şeyi bitti yani tekrardan bilginin geri gelmesi olayı bitti maalesef bu dönemde. Tamamen üniversite hâline geliyor ve bakın, üniversiteden asker yetişmez. Yani bunun sahayla ilgili iletişiminin olması gerekiyor, sahadaki tecrübelerin de bununla birleştirilmesi gerekiyor. Tabii, askerî liselerden bahsedince dolayısıyla şu anda kamuoyunun hepsinin, hepimizin beklediği yarın yapılacak teğmenlerimizin görüşmesi. Teğmenlerimiz bence kamu vicdanında, halk vicdanında aklandılar. İnşallah, yarınki görüşmelerde de disiplin soruşturmasında da bu yönde karar çıkar yani Mustafa Kemal Atatürk'ün hiçbir teğmeninin burada Mustafa Kemal Atatürk'e yeminini ifade ettiği için yargılanmaması ve ceza almaması gerekir. Bu ordu Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusudur; bunu herkesin bilmesi gerekir.
Bir parantez de bizim Genel Başkan Yardımcımız Tümamiral -siz de tanıyorsunuz, beraber çalıştınız- Yankı Bağcıoğlu'na yalnızca bir WhatsApp grubunda emekli amirallere ve emekli komutanlarla arasındaki konuşmada "Yarın basın açıklaması olacak mı?" veya işte, "Basın açıklaması yapmak lazım, bir tepki göstermek lazım." gibi gayet normal, gayet demokratik bir hakkın kullanımı konusunda attığı bir mesaj nedeniyle soruşturma açılması söz konusu, bu konuda Ömer Çelik'in açıklamaları var. Biz bunu şiddetle kınıyoruz. Bakın, böyle bir şey kabul edilemez. Yani herkes bu ülkede görüşünü açıkça ifade etmelidir; tabii ki yasal sınırlar çerçevesinde, tabii ki gerekli izinleri alınarak ama susturamazsınız bu insanları. Yani insanların, özellikle bir amiralin kendi mesleğiyle ilgili gördüğü bir yanlışlığı söylemesinden daha doğal bir şey yoktur. Yankı Paşa'yla ilgili de yapılacak bütün çalışmaları, bütün gelişmeleri yakından takip ettiğimizi bilmenizi istiyorum.
Evet, hazır Millî Savunma Bakanlığı yetkilileri de buradayken bu adalarla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Yunanistan'ın bu cüretkâr tavrı devam ediyor, adalarımızı silahlandırmaya devam ediyor. Yunanistan dibimize kadar girdi, hatta kovalamalarda bizim sınırlarımıza kadar giriyor. Yani bu konuyla ilgili geçen Komisyonda da konuştuk, Plan ve Bütçe Komisyonunda da konuştuk; maalesef ki hiçbir ciddi gelişme yok, Yunanistan hâlâ devam ediyor. Bununla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yani millî haklarımızı, millî güvenlik haklarımızı nasıl savunacağız biz burada? Ada karasularımızı nasıl savunacağız? On İki Adalar'ı ele geçirdiler hâlâ biz seyirci konumundayız. "Aman yapmayalım, aman etmeyelim." "Ne yapalım, savaş mı edelim?" Yani biz savaş edelim demiyoruz ama bir şey yapmamız lazım, adaları istila ediyorlar ve bizim bir şey yapmadığımız bir görüntü ortada.
Evet, bunları yine ileride konuşuruz, ben fazla da uzatmak istemiyorum. Siber Güvenlik Başkanlığının kurulmasıyla ilgili, dediğim gibi, bizim olumlu düşüncelerimiz var, maddelerde çekincelerimiz var, dün de bir kısmını konuştuk. Bunları ilerleyen maddelerde de tek tek, maddeler geldikçe konuşacağız.
Burada az önce milletvekilimiz beni uyardı, denetim hususu eksik. Belki milletvekili arkadaşlarımız cevap verirler. Bu Siber Güvenlik Kurumunun denetlenmesinde Meclis ayağı var mı? Yani Mecliste de çünkü biliyorsunuz, Millî İstihbarat Teşkilatı da işte, diğer istihbarat kurumları da Meclise hesap veriyorlar, işte, İstihbarat Komisyonuna. Siber Güvenlik Kurumu hesap verecek mi? Bununla ilgili de bir cevap vermeniz gerekiyor. Hesap vermesi gerekir Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi yönetimine hâkim olması, iç işleyişe hâkim olması anlamında bu şekilde olması uygundur.
Ben hepinize tekrardan görüşmelerin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah, gerekli uyarılarımız dikkate alınır; el birliğiyle güzel bir yasa yaparız burada.
Hepinize saygılarımı sunuyorum.