Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | Niğde Milletvekili Cevahir Uzkurt ve Kars Milletvekili Adem Çalkın ile 132 Milletvekilinin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2859) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
TALAT DİNÇER (Mersin) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.
İnşallah 2025 yılı ülkemiz için, milletimiz için, sizler için, hepimiz için de iyi geçer diyorum.
Evet, Rıdvan kardeşim de söyledi, eskiden milletvekilleri daha kıymetliydi yani bundan yirmi yıl önce falan çok daha kıymetliydi yani açık açık görüyoruz zaten.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Otuz yıldır vekil olanlar var, onlara soralım Mecliste.
TALAT DİNÇER (Mersin) - Yok, öyleydi Sayın Başkanım.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Bir de AK PARTİ sözcüsü galiba Adem Bey, onu ihmal etmenizi de çok doğru bulmuyorum.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Evet, ona birazdan yönetimi vereceğim.
Buyurun.
TALAT DİNÇER (Mersin) - Evet, tabii, yasama, yasa yapma yetkisi gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu devredilemez ama yürürlükte, uygulamalarda öyle görüyoruz ki artık yani özellikle yürütme neredeyse bütün yasaları kendi başına yapacak, kendi başına bir düzenleme yapacak bir duruma geldi. Görüyoruz ki zaten kararnamelerin birçoğu da iptal ediliyor, her şekilde görev ve sorumluluğu olmadığı için. Yani bu bakımdan baktığımızda bu yasa yapma tekniği hakikaten sıkıntılı şu an. Bir de gerçekten milletvekillerimizi itibarsızlaştırdı. Yani şu an gidin sokakta sorun "Milletvekilliğinin ne esprisi var, ne yetkisi var, ne etkisi var?" diye... Artık halktan duyuyoruz bunu, sadece kendimiz değil, dışarıdan halktan duyuyoruz.
Tabii, Anayasa değişikliğinden bahsetti Sayın Başkan ama şimdi, mevcut Anayasa'ya bile uyulmazken farklı bir anayasa çalışması şu an ne derece sağlıklı olur, o da tartışılır. Birçok konuda daha mevcut Anayasa’nın hükümlerine bile uyulmuyor.
Şimdi ülkemizin 2 güzide kurumunun konularını görüşüyoruz; KOSGEB ve TÜBİTAK. Tabii, KOSGEB 1990 yılında ilk kurulduğunda biz o kadar çok heyecanlandık, yani Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Destekleme İdaresi Başkanlığı adı da böyle çok güzel, dedik ki her taraf desteklenecek, çok güzel şeyler olacak. Hakikaten ilk yıllarda çok da güzel çalışmalar yaptı KOSGEB, inanılmaz çalışmalar yaptı iş dünyasına. Fakat işte zaman geçtikçe bu KOSGEB'in destek mekanizmaları bir yöne yönelmeye başladı yani böyle genel bir kapsamdan ziyade sadece bir imalat sektörü şu an gündemde. İmalat sektörüne de baktığımızda müracaat edenlerin büyük bir bölümü bundan da yararlanamıyor Cevahir Bey yani siz orada Başkanlık yaptığınız için özellikle söylüyorum. Artık oradaki belli uzman arkadaşların yönlendirilmesi, yönetmesi şeklinde kısıtlamalar var.
Şimdi, bakın, ülkemizde 3,5 milyon yani küçük ve orta ölçekli işletme var. Bu işletmelerin yüzde 98'i zaten bu küçük statüsünde, küçük ve orta ölçekli statüsüne yani yüzde 2 bile değil, 2'den bile daha düşüğü büyük işletmeler. Büyük işletmeler zaten her şekilde, bir şekilde sorun ve sıkıntılarını çözüyor. Ama şimdi düşünün ki pandemi sürecinde bu tarafa şöyle geldiğimiz sürece bakın, en büyük sıkıntıyı küçük işletmeler çekiyor, o "esnaf, sanatkâr" dediğimiz ve "orta ölçekli işletmeler" dediğimiz "KOBİ" dediğimiz daha doğrusu, bu bölümdeki arkadaşlarımız çok büyük sıkıntı çekiyor. Çünkü düşünün ki bir sene, iki sene hiç iş yerini açamayan insanlar oldu, çok büyük sıkıntılar var. Daha o dönemin tahakkuk etmiş giderlerini bile ödeyemiyor bu insanlar. Şimdi, hâl böyleyken herkesin gözü KOSGEB'de. "Acaba KOSGEB bir destek verir mi? KOSGEB bizi şöyle bir ateşler de en azından piyasada bir kendimizi, belimizi doğrultabilir miyiz?" gibi beklentiler çok yüksek ama şu an KOSGEB bu beklentilerin biraz altında kaldı. Yani şu an piyasa ve sahadaki insanlar KOSGEB'den destek bekliyor bizim önümüzü açacak ama bunu beklerken de sadece imalat sektörüyle değil... Bu ülkede irili ufaklı 3,5 milyon insan bir araya gelmiş ve ticari faaliyet yapıyor, bunların bu yönüyle bu desteklerden beklentileri çok yüksek. Eskiden bahsetmiyorum, eskiden çok beraber de çalıştık, eski yıllarda KOSGEB destekleri inanılmazdı ve hemen hemen yüzde 90'a yakın da gerçekçi desteklerdi ama şu an baktığımızda o etkiyi göremiyoruz KOSGEB'de. Biraz sıkıntılar var, bunun giderilmesi lazım yani bu konuya da bir el atmak lazım.
O yüzden KOSGEB'in ya hepsini destekleyecek mahiyette bir şemsiye oluşturması lazım ya da diğerlerini de kucaklayacak bir sistemin kurulması lazım. Bunu zamanında da dile getirmiştik. O zaman herkese bir kucakladı ama hemen çok çabuk da vazgeçti, böyle de sıkıntılar oldu. O yüzden KOSGEB'den beklentiler yüksek.
TÜBİTAK zaten ülkemizin göz bebeği. Oradan beklentilerimiz de çok yüksek. Tabii, içini çok yakinen bilmiyoruz, şeylerini bilmiyoruz ama orada da liyakat sisteminin öne çıkması gerektiği yönünde çok büyük beklentiler var. O konulara zaten dikkat edilirse ki ediyordur herhâlde yeni Başkanımız da orada gerekeni yapıyordur. Liyakat ve şey sistemine de biraz önem vermek lazım.
Şimdi, bu yasamıza geldiğimizde, bu yasamıza Ednan kardeşim dedi ki: "Tadilat yasası." Tadilat ve tahsilat yasası Başkanım, tahsilat da var çünkü gelen şeylere baktığımızda genelde ceza düzenlemelerini içeren hükümler var. Dolayısıyla bu yönüyle baktığımızda kanun tasarısının içerisinde şu an bizim sahanın beklediği -özellikle sanayinin, ticaretin, enerjinin, tabii kaynakların, bilgi ve teknolojinin içerisinde yer aldığı hususların yani Türkiye Cumhuriyeti ekonomisini düzenleyen bütün sektörlerin bir arada olduğu bir Komisyondayız şu an- piyasayı düzenleyici, insanları rahatlatıcı, bunların önünü açabilecek hükümlerin olmasını gönül isterdi, beklerdi.
Şimdi, baktığımızda elimizde bir hal yasası var Başkanım, biliyorsunuz, neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Hale giren yok çıkan yok, millet dışarıda ticaretini yapıyor. Bizim o "3 harfliler" dediklerimiz "AVM'ler" dediklerimiz piyasayı eline geçirmiş, piyasayı da kendileri belirliyor bu arkadaşların. Bu şekilde elimizde kalan bir hal yasası var.
İşte, bu 3,5 milyonu ilgilendiren bu perakende yasası çok çok önemli Sayın Başkanım. Yani bunu en azından bu dönem bu Komisyondan çıkaralım. Bunun içini bir dolduralım. En azından bu 3,5 milyon insan dünyaca insan çalıştırıyor yanında, bunları bir rahatlatalım.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yalnız oylamaya gitmemiz lazım Sayın Vekilim.
TALAT DİNÇER (Mersin) - Peki, o zaman ben burada keseyim.
Genel olarak konuştuk, maddeler üzerinde de gerekli olduğu zaman etki ederiz.
Teşekkür ederim.