KOMİSYON KONUŞMASI

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, bürokrasinin çok değerli temsilcileri; ben de hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.

Zaten, milletvekili arkadaşların çoğu bazı konuları konuştu, özellikle sözcümüz konuştu, ben farklı bir şeyleri belki katkım olur diye konuşuyorum.

Altı yıl önce kanun hükmünde kararnameler, Mecliste çıkarılan yasalar bunlar. Anayasa diyor ki: Aslolan Meclistir, Meclisin yetkisini ve gücünü elinden almamak gerekir. Yani "yeni sistem" dediğimiz bu sistemde bürokrasi azalacak, hızlı karar alınacak diye konuşulan günlerden buralara geldik. Sonuç olarak, altı yıl önce çıkarılan kanun hükmündeki kararname sebebiyle bugün bu Komisyonda aynı kanun maddelerini görüşmek için hepimiz toplandık. Gönül isterdi ki bu Komisyon, adına uygun, sanayicinin, tacirin, tüccarın, esnafın sıkıntılarını dile getirsin. Bürokrasi nasıl azaltılır, faiz nasıl düşürülür, fahiş fiyatların önüne nasıl geçilir; ayrıca, demin de söylediğim gibi, marketler yasası, AVM'ler yasası ve teknolojiye ulaşım -bilgi toplumu olduk- bunlarla ilgili ne yapabiliriz onu konuşalım.

Değerli arkadaşlar, esnaf şu anda çok zor durumda, bir can suyu bekliyor. Bu sistemin yanlışları yüzünden sadece bürokratik bir düzenleme yapıyoruz. Bu kanun teklifi hangi kuralı, hangi düzeni değiştiriyor bilmiyoruz. Bugün zaten anlaşacağız, değişmesi gereken maddeler değişecek ama ülkemizin gelişmeye, ilerlemeye ihtiyacı var. Yani ihracat rakamlarına baktığımız zaman sadece bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Vietnam, bir örneğini vermek istiyorum özellikle; 1978'de bağımsızlığını kazanmış, 1980 yılında Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam birleşmiş, yeni, genç bir ülke. Baktığınız zaman, işsizlik oranı yüzde 2, enflasyon yüzde 3. İhracatına bakıyorsunuz, Türkiye'nin 2023 yılındaki ihracatı 255 milyar dolar, Vietnam'ın 351 milyar dolar. Yani şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Ben inceledim, Vietnam'ın nüfusu ne kadar? 97 milyon, 86 milyon da bizim nüfusumuz var. Peki, biz hep çocukken o Amerika'daki sömürü düzeninin filmleriyle büyümedik mi? Bunlar endüstriye çevirdi, Amerikalılar hem orada insanları katletti hem de o filmleri sattı, ticaretini yaptı, para kazandı. Arkadaşlar, eğitime ayrılan bütçe en büyük bütçe Vietnam'da. Görmeyen arkadaşlarımın muhakkak görmesini isterim Vietnam örneğini. Eğitim modelinde yapay zekâya önem veriyorlar, yapay zekâya yönelmişler, ileride o gördüğümüz büyük kolejler falan olmayacak, insanları genlerine göre keşfedip, yeteneklerine göre hibrit eğitim modeliyle hayata yetiştirecekler.

Eğitime bakıyoruz, elimizde kalıyor açıkçası. Türk insanı gerçekten zeki, destek verildiği zaman kaynaklarını çok iyi kullanabilen, yoktan bir şeyler yaratabilen bir toplumun evlatlarıyız. Hepimiz bu ülkeyi çok seviyoruz, sizler de bizler de. Bu partiler bir araç. Biz buraya geldik, ülkenin gelişmesine, bölgelerimizin gelişmesine katkı sağlamak için.

Ben özellikle KOSGEB için, daha sonra da kendi bölgemde yerleşkesi bulunan TÜBİTAK için bir şeyler söylemek istiyorum.

Şimdi, tabii, KOSGEB inovasyonda olsun, girişimcilikte olsun, iş birliği, güç birliği projelerinde olsun çok güzel imkânlar sağladı gençlere, KOBİ'lere de ama biz son bütçede gördük ki KOSGEB'in biraz eli ayağı bağlanmış, bütçeler kısıtlı, yeterli değil, özellikle tematik projelerde. Ben biraz şanslıyım, Cevahir Bey'le KOSGEB Başkanı olmadan önce çalıştım, Serdar Bey'le Bilişim Vadisinde beraber çalıştık; ikisinin de ne kadar deneyimli, ne kadar başarılı olduklarına inanan biriyim, özellikle bunu söyleyeyim.

Şimdi, Değerli Başkanım, verilerin paylaşılmasına gelince, sorun ilk başta görünmeyebilir ancak bu ülkede milyonlarca vatandaşın e-devlet bilgileri birkaç ay önce çalındı biliyorsunuz. Hatta, tartışmalar oldu, Ulaştırma Bakanımız bir gün önce farklı açıklama yaptı, ikinci günü farklı bir açıklama, talihsiz bir açıklamaydı bence. Bu veriler çok önemli, biz belki de birkaç zaman sonra Türkiye'de yeni kurulacak teknoloji bakanlığını konuşacağız çünkü tarımdan sanayiye geçtik, sanayiden bilgi toplumu olduk. Bilgi çok önemli arkadaşlar. Eskiden para parayı arıyordu, şimdi para gidiyor, bilgiyi arıyor. Bunu kabul etmek lazım. Hani daha önce de söyledim, alın teri çok kutsaldı inancımız gereği de yaşantımız gereği de ama akıl terini alın terinin yanına koyanlar kazanıyor. Onun için, muhakkak bir teknoloji bakanlığına bu dijital mecralar için bir ihtiyaç olacak diye düşünüyorum.

Şimdi, burada tartışmaları yürütüyoruz tabii. Doğal olarak, bu datalar nasıl korunacak veya başkalarıyla paylaşılacak mı? Şirketlerin cirosu, personelleri gibi bilgiler var elinizde tabii yani şirketlerin mahrem bilgileri de sayılabilir bunlar. Bu bilgilerin paylaşılması doğru değil. Bunu nasıl sınırlandıracağız, önemli olan bu.

Şimdi, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir karar var elimizde, 9 Ağustos 2024'te yürürlüğe girmişti. Ağustos 2024'ten beri KOSGEB eğer beş aydır kanunsuz biçimde veri topluyorsa, bu işi yapıyorsa suç işliyor. 2024'ten itibaren geçerli olacak şekilde uygulanacak. Neden daha önce Komisyona getirilmedi? Biz de destek olurduk onlara. Şurada bayağı bir boşluk oldu.

Ben özellikle KOSGEB Başkanından şunu da öğrenmek istiyorum: Dijital okuryazarlık artık çok önemli bir şey arz etti. Sizin bu seneki, 2025 bütçenizde dijital okuryazarlık yapılırsa ya da öyle bir proje geldiği zaman siz gerekli maddi desteği verecek misiniz, onu bilmiyorum, öğrenmek istiyorum.

Değerli Başkanım, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu yani MAM, TÜSSİDE, BİLGEM benim yaşadığım kentte, ben 1979'dan beri o kentteyim. Gerçekten, TÜBİTAK Türkiye'de 5 gözde kuruluştan biri; işte ASELSAN, TÜBİTAK, HAVELSAN, ROKETSAN gibi. Tabii ki bilimin ışığında ne yaparsa biz bunlara karşı değiliz, destek olmaya çalışacağız. Yalnız, son zamanlarda -gelecek hafta tatil, ondan sonra fırsat bulursam zaten Mecliste bir konuşmam var TÜBİTAK'la ilgili- özellikle personellerin bir gerekçe gösterilmeden işten atılması... TÜBİTAK 15 Temmuzdan sonra bir toparlama dönemi geçirdi fakat ondan sonra tekrar bir tökezleme dönemi olduğunu, cemaatlere biraz kucak açtığını... Bundan hepimiz sıkıntı yaşadık arkadaşlar. Bunları burada açık konuşursak, sorunları yerinde bulursak çözüm önerilerimiz de olur.

Şimdi, TÜBİTAK'ın, 6'ncı maddede "performansa göre..." Belirtilmesi lazım açıkçası, hangi performansa göre? Yani objektif bir kriter göremedik. Bunun adının muhakkak konulması lazım. Tabii ki personel için bir prim ya da motivasyon aracı gibi görünse de aynı zamanda idarenin elinde bir mobbing aracı da olabilir. Bunu son haftalarda yaşadığım şeylerden dolayı söylüyorum. Bunun bir gözden geçirilmesi lazım.

3'üncü maddede dün arkadaşlara şunu sormuştuk: Tabii, burada, 5 bin TL'ye kadar dosyalardaki ihtilaflarda konunun yargıya taşınmaması ya da dava açılmaması, vazgeçilmesi konusunda yetki sınırı 250 bin TL olarak düzenleniyor. Bu rakama herhangi bir itirazım yok şahsım olarak ama bu tutarın 250 bine TL'ye çıkarılması hâlinde ihtilaf taşıyan ya da yargıya taşınmasında yararı olmayan kaç dosyanın bu kapsama gireceği, hangi konularda ihtilafa düşüldüğü; kurum 2018-2024 döneminde bahse konu madde kapsamında kaç davayı kaybetti, ne kadar yargılama ve avukatlık masrafı ödendi, kaç dosyadan vazgeçecek; bunların bilgisi var mı, bunları da öğrenmek istiyoruz.

Diğer bir konu da bu tartı aletleri özellikle, çok hassas bir konu. 12 bin ile 400 küsur bin lira arasındaki eşiği neye göre ayarladınız, bunu özellikle öğrenmek istiyorum. Şimdi, tartıyı pazardaki esnaf da kullanıyor, baharatçı da kullanıyor, yerine göre 20-30 ton yük taşıyan da kullanıyor. Bunun, muhakkak bir dille açıklanması lazım diyorum, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Başkanım, çok teşekkür ediyoruz.

Ben de bir hususu sormak istiyorum: Vietnam'da tek parti yönetiminin olduğunu ve sadece komünist partinin olduğunu siz biliyor musunuz?

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Biliyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yani demokratik anlamda aslında eleştirdiğiniz noktalarda belki soru işaretleri olabilir.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Ama biz iyi taraflarını belki alabiliriz diye düşünüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ben sadece bir soru sordum.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Bir teşekkürüm de size Başkanım, onu söyleyeyim arkadaşların huzurunda. Siz de güçlendirilmiş parlamenter sistemin daha uygun olacağını düşünenlerdensiniz. Onun için, gerçekten teşekkür ediyorum. Yoksa Parlamentoda tüfeğimiz var, mermimiz yok yani silahsız asker gibi. O Rizelilerin bir sözü var ya "tüfeksiz asker" mi diyorlar? Çok güzel bir söz var, unuttum, hatırlayamadım onu.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Rizeliler der, Oflular söyler.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Rizelilerin güzel bir sözü var "tahtadan tüfek" diyorlar, özür dilerim. Trabzonluların da güzel bir sözü var "Bütün balıklar aynı tavada pişiyor." diye. Onun için, bütün balıkları, yaşayan insanları aynı tavada göreceğiz, ona göre kuralları koymamız lazım.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Çözüm de Anayasa'da Başkanım.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Anayasa değiştirilmeden de bir şeyler yapılabilir, onu iddia ediyorum. Değişecekse değişsin de değiştirilmeden bir şeyler yapılabilir, onu söylemek istiyorum.