KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, maalesef ben de benzer şeyleri ifade etmek durumundayım. Yani 7 tane ana maddenin 5 tanesi daha önce görüşülmüş, itiraz edilmiş, iktidar tarafı bu maddeleri çekmiş ama şimdi tekrar getiriliyor, hemen hemen hiçbir değişiklik yapılmadan getiriliyor. EÜAŞ'la ilgili madde aynı, yargı paketi maddesi aynı, DDK'yle ilgili de esas olan yine aynı şekilde duruyor. Yani şimdi, tabii, bu hakikaten hoş olmuyor. Yani bize o zaman "Biz bunlara tekrar bakacağız, değerlendireceğiz." denilmişti, Grup Başkan Vekilleriyle olan toplantıda, aşağıda öyle konuşulmuştu. Ama hiçbir şey yapılmadan, yani hemen ilk torbada, daha doğrusu, bunları bir torba yaparak buraya getirilmesi, doğrusu etik olarak da doğru değil; zaten yasama yapma açısından hiç doğru değil de ama yapılan iş, bu anlamda çok yanlış.

Şimdi, tabii, burada, en düşük emekli maaşıyla ilgili her ne kadar biz o rakamı çok düşük bulsak da memnun olmasak da o rakamın da çıkması gerekiyor. Yani, mesela, geçen hafta sosyal güvenlikle ilgili bir kanun geçti Genel Kuruldan, bu kanuna bu madde eklenebilirdi ve buna hiçbir siyasi parti, hiçbir grup da itiraz etmezdi. Niye eklenmedi? Rakam zaten açıklandı, o da ayrı bir nezaketsizlik. Parlamentonun karar vereceği bir şeyde, idare "Böyle oldu." diye rakam açıklıyor. Nihayetinde, hani sözle de olsa "Ya, biz bunun böyle olmasını istiyoruz, tabii, yine yüce Meclisin takdirindedir ama biz Hükûmet olarak böyle bir rakam istiyoruz." falan denilmedi. 14.469'dur en düşük emekli maaşı. Neye göre? Yapabiliyor mu? Hadi, yapsın Hükûmet. Buradan geçmesi gerekiyor. Yani asgari nezaket kurallarına da uymak lazım. Bu işin bir tarafı da şimdi, niye bu kanunun içerisinde getiriyor? Çünkü kaldıraç olarak kullanacaklar bunu, buna şimdi itiraz edemez muhalefet.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - "Bu en kötü maddeleri yani şiddetle itiraz edilen maddeleri de işte bu vesileyle geçiririz." veya geçiremezsek de millete, işte 'Geç kalması muhalefet yüzünden oldu.'" şeklinde birtakım şeyler söylenecek herhâlde. Yani bu da şık değil, bu da doğru değil, bunlar doğru yöntemler değil arkadaşlar. Ama maalesef, yani bunlar daha öncelerde de yapıldı, şimdi de tekrar tekrar aynı şeyler yapılıyor.

Mesela, bu yargı paketiyle ilgili madde yani bu TMSF'nin kayyum olarak atanması, orada bir kısım işte, kayyum olacaklara dokunulmazlık verilmesi meselesi, esas itiraz ettiğimiz yer orası. Yani biz İYİ Parti olarak TMSF'nin bu tür şeylerde kayyum olarak atanmasına bir itirazımız yok, daha önceden de Grup Başkan Vekili olarak da sekizinci yargı paketi geldiğinde de dokuzuncu yargı paketinde de orada sınırsız bir sorumsuzluk getiriliyordu, biz bunun olmayacağını yani idare adına iş yapan, işlem yapanın bir sorumluluğunun olması gerektiğini ifade ettik.

Şimdi, yine Bankacılık Kanunu 127'nci maddesinde -birazdan detaylarını konuşacağız da- orada oran üzerinden yine bir sorumsuzluk getirilmeye çalışılıyor. Ama biz buranın ihtisas yeri değiliz ki Adalet Komisyonunda olması lazım. Adalet Akademisiyle ilgili, eğer maddeye çok güveniyorsanız, bu maddenin geçebileceğine, aşağıda Adalet Akademisiyle ilgili bir kanun teklifi görüşülüyor değil mi şu anda Genel Kurulda, hiç olmazsa işte adalet adalet, yani oraya koyarsınız, niye Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyor? Yani neresinden bakarsanız bakın, yapılan iş yanlış ama bu yanlışlıklar, maalesef, yani işte, bu antidemokratik tutumu iktidar grubu tarafı maalesef sergilemeye devam ediyor.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.