Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2858) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, emekli maaşlarını konuşuyoruz. Emekliler Yılı'nda -yani Cumhurbaşkanı "Emekliler Yılı" ilan etmişti- hakikaten emekliye zulüm devam ediyor yani çok net bir şekilde -herhâlde bunu herkes görüyordur, kimse de inkâr edemiyordur- emekli geçinemiyor, emeklinin alım gücü her geçen gün düşüyor. Zaten alım gücü düşüktü, her geçen gün düşüyor. Şimdi, tabii, bunun sebepleri var.
Birinci sebebi ne? Sistem gereği TÜFE'ye endeksli bir emekli maaşı artışı var ve TÜFE özellikle Bakan Nebati döneminde çok düşük ölçüldü yani orada ciddi bir baz kayması oldu, baz kaybı oldu daha doğrusu ve düşük ölçülen, yalan ölçülen enflasyon üzerinden emeklilerin -memurlar, işçiler, diğerlerinde de tabii aynı şey var ama şu anda emekliyi konuştuğumuz için emekli özelinde söylüyorum- maaşları ciddi bir şekilde düşük kaldı. Yani birinci neden buydu.
İkinci neden... Şimdi, tanımsal olarak bir problem var. Neye göre veriyoruz? Manşet TÜFE'ye göre veriliyor. Manşet TÜFE ne? Doğru yapıldığı varsayımıyla söylüyorum yani yanlış ölçülmesi ayrı bir hikâye, onu söyledik. "Manşet TÜFE" dediğiniz, bütün bir toplumun tüketim sepetine göre düzenlenmiş bir enflasyon endeksi, enflasyon sepeti ama şimdi geliri düşük olan kesimin sepeti, tüketim sepeti, arkadaşlar, toplumun genelindeki tüketim sepetinden çok farklı. Bakın, başka ülkelerde mesela "yaşam maliyeti endeksi" diye endeksler oluşturuluyor, bunlar üzerinden çalışanların veya dar gelirlilerin maaşlarında birtakım ayarlamalar yapılıyor. Şimdi, siz bakın geriye doğru, mesela bizde de bunu, dışarıdan yapanlar var yaşam maliyet endeksini. Yine bunu da aslında Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı o rakamları baz alarak, onları esas alarak yapılıyor bunlar ama bu, baktığınızda normal TÜFE'den farklılaşıyor çünkü hızlı tüketilen mallar var. Emekli çok lüks bir şey zaten tüketmiyor. Şimdi, yani lükslerin de olduğu ve oralarda fiyat artışlarının belki çoğu zaman daha sınırlı olduğu bir durumda o sepeti alıyorsunuz, siz emeklinin, işçinin, memurun maaşının ayarlamasında kullanıyoruz. Ya, burada bir tanımsal hata var, bunu görmek lazım. Ya, bu teknik bir şey, bu siyasi bir şey değil. Bu sıkıntıyı görmek gerekiyor ama maalesef, bunu her defasında söylememize rağmen bununla ilgili bir adım atılmıyor.
Şimdi, alım gücü düştü diyoruz ya, bunun sebeplerinden bir tanesi de gecikmeli olarak enflasyon kadar... Hani enflasyon yanlış, ayrı bir şey; enflasyon sepeti emeklinin sepetini yansıtmıyor, o da farklı. Bunlar doğru olsa bile -öyle değil ama- gecikmeli olarak enflasyon kadar artış verilmesi zaten tanımayacağı bir mağduriyet demektir. Yani enflasyon yaşanacak yaşanacak altı ay boyunca, insanların alım gücü düşecek düşecek, orada yaşanan kümülatif enflasyon... Hani her ay veriyor olsanız hadi, kısmen işi çözersiniz ama altı ay sonra verdiğiniz zaman zaten altı aylık, her altı ayda bir, bir refah kaybı... Tanımı gereği -"by definition" diyor ya gâvurlar, "by definition"- zaten tanımı gereği bir mağduriyet var burada, bunu görmek lazım. Enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde bu çok önemli olmayabilir ama bizim gibi yıllık yüzde 60-70 enflasyonların olduğu bir ülkede bu ciddi bir şeydir, bu önemli bir şeydir. Her altı ayda bir, bakın, sonradan telafi edilmiş olsa bile, sonradan enflasyonu altı aydan sonra vermiş olsanız bile o altı ay içerisindeki yaşanan enflasyondan dolayı bir alım gücü düşüklüğü var, bir refah kaybı var; bunu görmek gerekir ya. Ha, şimdi, tabii, Hükûmetin tercihi... "Ya, nasılsa oy geliyor." diyor. Bir şekilde geliyor, nasıl geliyor onu biz de anlayamıyoruz, herkes şikâyet ediyor, oy geliyor ama yani hiç bu kesimleri düşünmeyen bir iktidar var.
Şimdi, "tasarruf yılı" deniliyor değil mi? Bu yıl tasarruf yılıydı. Devletin tasarrufu sözde falan olmaz, devletin rakamları bakın bugün çıktı, 2024 yılı bütçe büyüklükleri çıktı. Tasarrufun en kolay yapılacağı yer nedir? Mal ve hizmet giderleri veya eski tabirle cari giderler yani devletin alım giderleri, işte kırtasiyesinden bilmem neyine kadar tefrişatı şu bu falan. Ya, bakıyorsun, şimdi 2024 bütçesinde bu Parlamentonun verdiği ödenek 680 milyar lira. Bugün açıklanan gerçekleşme 745 milyar lira. Yani tasarruf olan bir yılda bütçe ödeneğinin üzerinde bir mal ve hizmet gideri olur mu ya? Yıllardır bütçeyle uğraşan bir insan olarak söylüyorum, normalde bu 680'in en az yüzde 10-20 tasarruf edilmesi, bunun 600'lere düşmesi lazımken bunun üzerinde, bunun 65 milyar üzerinde bir harcama yapılıyor. 65 milyar deyip geçmeyin, şu anda en düşük emekli maaşının 14.469 liraya çıkarılmasının -işte bize etki analizi verdiler yani bürokratların verdiği tablodan söylüyorum- maliyeti 48 milyar lira. Yani 48 milyar lirayı böyle büyük bir müjde gibi veriyorsunuz insanlara ama burada bir kalemde bütçe ödeneğinin 65 milyar lira üzerinde tasarruf yılında para harcıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, toparlayın lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkürler.
Kaldı ki burada en az yüzde 10, en az yüzde 20 tasarruf edilmesi beklenir. Eğer bir ülkede bir sıkıntı varsa bu sıkıntıyı hep beraber, herkes bu sıkıntıyı göğüsleyecek. Ya, bu sıkıntının bütün yükünü yani ekonomik programın bütün yükünü toplumun dar ve sabit gelirli kesimine yükleyemezsiniz ki. Şimdi emekli bu anlamda hedef alınmıştır.
Şimdi, en düşük emekli maaşındaki -arkadaşlar ifade etti, yüzdesini bir kenara bırakalım- artış 1.969 lira ya, 1.969 lira. Yani şurada normal bir lokantaya gittiğinizde 2 veya 3 kişinin yemek parası bu. Bakın, meşhur kebapçılardan filan bahsetmiyorum. Bu, bir aylık maaş artışı olarak, altı aylık enflasyonun karşılığı olarak bu kesime reva görülüyor ya. Bu hakikaten olacak bir iş değil. Ben anlamıyorum nasıl bir vicdan var yani nasıl bunu söyleyenler, bu rakamı telaffuz edenler bundan utanmıyor, sıkılmıyor; bunu anlamak mümkün değil.
Sonra, emekli maaşları arasındaki, memur emeklileri ve SSK, BAĞ-KUR emeklileri aylıkları arasındaki farklılık yani o da ayrı bir şey.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum, teşekkürler.
Kök maaş meselesi ayrı bir sıkıntı; buna bakmak lazım, artık bundan da vazgeçmek lazım. Ha, bunu söylerken de şimdi hep en düşük emekli maaşını... Tabii, Türkiye'yi maalesef bu iktidar sefalete açtı; her şeyin en düşüğüne, her şeyin asgarisine, her şeyin vasatına mahkûm etti. En düşük emekli maaşını konuşuyoruz, ücreti asgari ücret üzerinden konuşuyoruz, emekli maaşını en düşük emekli maaşından, en düşük memur maaşından; bunları hep böyle konuşuyoruz ama bir de şu var: Yani yıllarca prim yatırmış, yüksek miktarlarda prim yatırmış, yüksek gün sayısında prim yatırmış insanlar ile diğerleri arasındaki makas da gitgide daralıyor; bu da adaletsizlik. Sayın Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, sosyal güvenlik sisteminin geleceği açısından bu çok ciddi bir risktir; bunu görmeniz lazım, bunu iktidara söylemeniz lazım. Yani hani en düşüğü çok berbat zaten de ama en düşük üzerinden konuşulup yukarıyla o makası sürekli daralttığın zaman ben niye o zaman yüksek prim yatırayım, niye yüksek gün sayısı üzerinden yatırayım? Nasıl olsa bir gün gelecek, hepimiz en düşük emekli maaşını alacağız. Nasıl sürdüreceksiniz bu sosyal güvenlik sistemini? Zaten şu anda yüzde 42'si hazineden finansmanla ayakta kalan bir sistemsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, çok şey var sizin söyleyeceğiniz.
ERHAN USTA (Samsun) - Çünkü sıkıntı fazla yani sıkıntı biraz azalsa...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Şimdi, dolayısıyla bu yüksek yani en düşük de değil de bir miktar daha emekli maaşı yüksek... Arkadaşlar, zaten yüksek derken de ne kadar? Şimdi, 15 bin liraydı 12.500 lirayken ortalama emekli maaşı, şu anda aynı oranlara konulursa 17.350 lira; ya, bu ülkede ortalama emekli maaşı 17.350 lira. Şu anda 21.083 lira açlık sınırı. Açlık sınırı, muhtemelen hazirana geldiğimizde bu gidişle yani hedeflenen enflasyon tutarsa 24 bin lira civarında olacak. Düşünün, yani hazirana kadar 24 bin lira açlık sınırı gelecek, en düşük emekli maaşı 14.469 lira, ortalama emekli maaşı da 17.350 lira. Böyle bir Türkiye manzarası, bu sürdürülebilir bir şey değil, buna bakmak lazım. Bu seyyanen sözünün tutulması gerekir. Ya, bu şaka falan değil. Cumhurbaşkanının 11 Mayısta "tweet"i var, "Memurlara verdiğimizin aynısını memur emeklilerine vereceğiz." diyor. Niye sözünüzü tutmuyorsunuz ya? Bu nasıl bir ülke yönetmek? Böyle bir şey olabilir mi? Bir Cumhurbaşkanı sözünü bu kadar mı basite alır? Yani, sözünü tutmuyor Cumhurbaşkanı, açık sözü var değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, yeter, çok uzadı.
ERHAN USTA (Samsun) - Selamlama yapacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Selamınızı ben alıyorum, aleykümselam.
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum.
Yani hakikaten Cumhurbaşkanının sözünü tutması lazım. Ya, bütün yükü... Seçim öncesinde insanlar buna kandı, insanlar bundan etkilendi veya neyse, bunun üzerinden oy verdi ama bu sözlerin hepsi unutuldu, bu kabul edilebilir değil.
Son olarak da -şeyde kısa konuşuruz- çözüm nedir? Şu anda en düşük emekli maaşının asgari ücret kadar olması lazım. Bununla ilgili birazdan önergemiz var, önergemiz oylanacak, inşallah destek verirler diye düşünüyorum. Ve sadece en düşük üzerinden değil, benzer artış oranında diğer emekli maaşlarına da yansıtılması lazım adalet açısından.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.