KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Öncelikle, başta Ahmet Hocamız olmak üzere, tüm hocalarımıza tekrar hoş geldiniz diyoruz ve hakikaten çok güzel bir sunumdu, çok faydalandık, teşekkür ederek başlamak istiyorum ben de.

Ben şöyle kabaca bir sınıflandırdım sorularımı: Öncelikle bu bakımın kalitesini değerlendirdiğiniz bu veri setinde "elden ele" dediğimiz -biliyorsunuz yoğun bakımlar tabii daha kapalı kutular- servisten yoğun bakıma, ameliyathaneden yoğun bakıma, yoğun bakımdan tekrar servise gibi geçişler de oluyor. O geçişler için bir şeyiniz oluyor mu? Yani erişkin yoğun bakımda daha fazla oluyor ama sizin için hani doğumhaneden yoğun bakıma geçiş oluyor, orada bir pediatri uzmanı devrediyor, bazen aynı hekim iniyor ama özel sektörde her zaman aynı hekim inmeyebiliyor. Onlar için bir değerlendirmeniz var mı acaba? İsterseniz hepsini sorayım ona göre... Bu uluslararası akreditasyon kriterlerinde önem verdikleri konulardan bir tanesi bu çünkü.

Özelde özellikle orderları elektronik olmayan yerler var mı acaba hâlâ? Denetimlere hani gittiğiniz yerlerde görebiliyorsunuz çünkü bu elektronik olmayan orderlar birtakım sıkıntılar, bu özellikle hasta güvenliği hedefleri açısından çok büyük sıkıntılar, işte, yazım hataları biliyorsunuz, bu hedeflerle ilgili sıkıntılar yaratıyor. Aynı zamanda bizim bu Komisyonun gerekçesi olan, Sosyal Güvenlik Kurumuyla da ilişkilendirilen birtakım sıkıntılara da neden oluyor; o yüzden onu da öğrenmek istedim.

Sosyal Güvenlik Kurumuyla acaba çapraz denetimler var mı? Bir onu da sormak istedim yani yoğun bakımlar için.

Bir de hocamız -Şule Hocamız sanırım- doğum sayısına göre yoğun bakım yatak sayısından bahsetti. Biliyorsunuz, sezaryen oranlarındaki yükseklik de son günlerde hep gündemimizdeydi ama son günlerde yine gündemimizde. Sezaryen oranı ile yoğun bakım sayıları arasında acaba bir korelasyon var mı, ona göre yapmamız gereken bir şey var mı?

Özelde -kamuya da gidiyorlar bildiğim kadarıyla ama- bu Sağlıkta Kalite Standartları SKS... Ben de yıllarca özelde çalıştığım için çok iyi biliyorum, çoğu zaman o denetimler bir "check list"ler üzerinden yapılıyor ve bir rapor olarak, hatta işte bir puanlandırma sistemi var ve yoğun bakımlar için de var. Bu sizin hazırladığınız son derece donanımlı ve güçlü setle onların eşleştirilmesi gerçekleşecek mi acaba yoksa o aynı şekilde devam edecek mi? Çünkü Sağlık Bakanlığının bir problemi de herkesin hani münferit olarak farklı sistemlerin paralel olarak devam ediyor olması. Mesela, bu devreye girerse son derece güzel bir şey ama bir taraftan böyle bir kalite standartları modeli de kendi içinde dosyaya konulmak üzere o tür uygulamalar da devam ediyor, acaba ona da bir öneriniz olur mu?

Maliyet hesabından bahsettiniz, çok değerliydi bence, çocukluk çağına yapılan yatırımın geri dönüşünün ne kadar önemli olduğu. Bir konu daha çok önemli. Sağlık meslek gruplarının... Ondan da bahsettiniz. Hep şu anda Sağlık Bakanlığının ağırlıklı maliyet kalemi olarak gördüğü ve atamalarının yapılmadığı birçok sağlık meslek grubunun aslında yatırım olarak yani geri dönüşünün ne kadar önemli olduğuna ve ekonomik olarak aslında uzun vadede geri dönüşün daha iyi olduğuna dair çok sayıda çalışma var dünyada. Maalesef Sağlık Bakanlığına bunu biz anlatamadık çok sayıda bu tür şeyler söylememize rağmen. Hazır bu gündeme gelmişken, acaba böyle bir çalışma yapılması planlanıyor mu? İnsana yapılan yani ideal insan kaynağıyla çalışılan yerlerdeki maliyet hesabıyla ilgili bir şeyiniz olabilir mi ya da yapılmış bir şey var mı?

Bu kadar, çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. AHMET YAĞMUR BAŞ - Aslında, hani, sorular bizi aydınlatıyor, tavsiye niteliğinde. Aslında biz bu Komisyonun sorularını cevaplarken aynı meslek grubundan hocaların, hekimlerin önerileri de sizlerin bakış açısıyla da bizim bakış açımızın genişleyeceğini düşünüyorum ki notlarımızda da bazı kısımlarda aldık.

İlk sorunuzda, doğumhaneden nakil kısmı zaten formlarımızda mevcut, onda var ama tümüne, ayrıntıya giremiyoruz burada çünkü o zaman sizi sıkarız yani.

Şimdi, elektronik order denetime gittiğimiz yerlerin hepsinde yok yani o şekilde olmadığını biliyoruz. Yalnız, şehir hastanelerinde olsun, üniversite hastanelerinde olsun geçildi artık, o sisteme geçildi ama özel hastanelerde kâğıt order olarak devam ediyorlar.

SGK çapraz denetimleri, biz komisyonda yanımıza muhakkak SGK uzmanlarını alacağız, onlar olacak, bir önceki denetimimiz de o şekilde olmuştu.

Şimdi, bu doğum sayısına göre... Yani sıkıntı şöyle: ülkenin bakımı da heterojen ama ülke de heterojen. Yani antenatal takibi bir Çanakkale ile Trabzon arasında değişebiliyor ya da burada kadın doğumcu hocalarımız var, bizim bebeklerimiz var, prematüre doğum oluyor, yedi aylık bebek doğuruyor, bir yıl sonra aynı çocuğun bir kardeşi daha oluyor, o da prematüre çünkü yani aradan bir iki, üç ay... Yani normalde iki doğum arasında kadın doğum için minimum iki yıl öneriniz var değil mi yani hastalarımızda antenatal özelliklerinde sorun olmakla beraber, sezaryen oranına göre yoğun bakım yatağı sayısı benim okuduğum yerlerde yok yani o şekilde bir oran bulmak çok zor ama biz hep şu açıdan bakıyoruz: Bir rakamımız vardı mesela bizim, bin canlı doğuma 4 ya da 5 tane seviye 3 kuvözü olsun, 1 tane seviye 1, 3 ya da 4 tane de seviye 2, böyle bir oranlarımız vardı ilk planlamayı yaparken. Yani bizim bu planlamalarımız aslında 2011 yılından beri çalıştığımız bir yatak planlaması orada ama şunları da özelliğe koyuyorduk: Yani mesela Şanlıurfa örneğinden gidiyoruz hep, Urfa'nın yanındaki ona yardımcı olacak merkez ne? Mesela Ankara'da Bilkent Şehir, Hacettepe, Etlik Şehir hani hasta popülasyonunu karşılayabiliyor ama Urfa Siverek'ten de sevk alıyor, Diyarbakır'dan da alıyor, çevre illerden de alıyor. Onun için biz oralarda sezaryene göre değil de biraz daha eksiye göre gittik. Zaten o illerde özelin ön plana çıkma nedeni de oydu çünkü ben kendi görev yaptığımda bir kuvöze 2 hasta yatırdığım oldu yani doluluk oranından aynı kuvöze 2 hasta yatırdığımız günler yaşadık. Onun için oralarda özel hastanelerin açılması gerçekten elzemdi ama bakım kalitesini oluşturmak lazım. Yoksa o niye özel, niye bu değil yani buna girmememiz de lazım ama bakım kalitesi çok kötü gerçekten ama böyle bir oran ben bilmiyorum, hocalarımdan bilen varsa sezaryene göre...

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. ŞULE YİĞİT - Ben bir şey eklemek istiyorum, özellikle kayda geçmesi için.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. AHMET YAĞMUR BAŞ - Buyurun Hocam.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. ŞULE YİĞİT - Şimdi, ben, evet, doğum oranına göre yatak sayısı gerekir dedim. Bunu tabii özellikle temenni ederek söylüyoruz. Şimdi, daha önceki sorularda da bahsedildi, kiralama yöntemiyle yenidoğan işletimi kabul edilemez bir şeydir. Bizim istediğimiz bebeğin doğduğu hastanede tedavi edilmesidir çünkü özellikle bebek transportu o bebeğin hayatına en büyük riski oluşturur. Hem hayati hem mortalite anlamında hem de morbidite anlamında en büyük riski transport taşır, o yüzden Ahmet Hoca bahsederken "anne karnında transport" dedi. Bunun için bir başka çözüm, özellikle bölgeler heterojen olduğunda bölgeselleşmedir yani dernek önerileri içerisinde bu yer alacaktır. Her bir bölgedeki doğumları kapsayacak merkez hastaneler kurulması ve örneğin Hacettepenin işte, sürekli Urfa'dan sevk almaması sağlık sisteminin daha iyi çalışması anlamında da daha başarılı olacaktır. Eğer transport yapılacaksa da mutlaka yenidoğan hemşirelik eğitimi almış, transport eğitimi almış kişilerce yapılmalıdır. Avrupa'daki gibi 3'üncü seviyenin gidip hastayı alması ülkemizde henüz hayaldir ama en azından transportun iyi koşullarda yapılması sağlanmaya çalışılmalıdır. Bu da dernek önerileri içinde yer almaktadır.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. AHMET YAĞMUR BAŞ - Bu SKS sorusu için de biz bunu gündeme getirelim Komisyonda, teşekkür ederiz. Yani kontrolü var da proaktif beraberlik, o açıdan...

AYLİN YAMAN (Ankara) - Eş güdüm, beraberlik anlamında.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. ŞERİFE SUNA OĞUZ - Bu formları oluştururken Sayın Vekilim, hem SKS hem de SAS akreditasyonda çok ciddi denetlemelerden geçiriliyor. Ortak olan, çakışabilecek, farklı, sizin gibi herkes tarafından değerlendirilecek sorunları da kendi grubumuzda tartışarak veri çekme anlamında planladık ve mevcut veriyi, sistemden çekebileceğimiz veriyi tekrar bu forma eklemedik. Böylece iş gücünü iyi kullanmayı hedefledik daha niteliksel çünkü SKS'de de SAS'ta da ciddi denetimlerden geçiriliyor ve bunlarda da esasında uzman ekipler çok rasyonel bildirimler yapıyor.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Bazen iki grubun denetçileri arasında hani ortak bir söz olmayabiliyor, uygulayıcıların kafaları karışabiliyor gerçekten, yaşadığımız bir şey olduğu için yani o eş güdüm çok önemli.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. ŞERİFE SUNA OĞUZ - Evet, mesela oksijen tedavisiyle ilgili, takibiyle ilgili SKS farklı söylüyor, SAS farklı söylüyor; onları görüş olarak da bildirdik.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. AHMET YAĞMUR BAŞ - Bir de erken yatırım için uygun meslek gruplarının seçilmesi konusunda biz şimdi 2015 yılından beri bu mortalite düştüğünden beri dedik ki hani artık geldik, gidiyoruz ama şu ülkeye bir faydamız daha dokunsun çünkü prematüre retinopatisinde gerçekten çok kör kalan bebeğimiz oldu. Şu anda, hastanelerde, bütün Türkiye'de öyle güzel çalışmalar oldu ki, bu bebeklerimiz retinopatiden kör kalmıyor artık. Ancak aile çekiyor gidiyor da kontrole gelmezse o zaman sorun yaşıyor. O zaman da aydınlatılmış onam formunda doktor dikkatsiz davranırsa, iyice onu aydınlatmadığını hasta yakını ispatlarsa 20-30 milyon liralık cezalar var. Fakat burada bizim 2015 ve 2016'dan beri en büyük hedefimiz şu: Bütüncül izlem modeli yani artık bizim bu bebeklere son bir -hani benim enerjim artık bundan sonra neye yeter bilmiyorum ama- faydamız olsun istiyoruz.

İkinci olarak da sizlerden ricam, bu anne sütü olayı. Yani bunun Sağlık Bakanlığıyla ilgisi yok. Her yerde hepimizin dillendirmesi, bir vatandaş olarak da dillendirilmesi lazım. Bu mamaların ait olduğu yere, eczaneye geri dönmeleri lazım, yoksa anne sütü kullanılmıyor işte. Burada hani annelerimiz vardır aramızda, sadece anne sütüyle büyüten var mı? Varmış.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL GÜNEŞ - "Büyüten var mı?" dediniz ama büyütülen var.

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. AHMET YAĞMUR BAŞ - Hekimlerde oran yüksek galiba.

Teşekkür ediyoruz.