| Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Profesör Doktor Sema Turan tarafından yapılan sunuma ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2025 |
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Sema Hocam, çok teşekkür ederim çalışmalarınız için, sunumunuz için.
Ben aslında -bu bir ilk önce saptama gibi ama- yoğun bakım yatak sayısında 100 bin kişi başına, işte, 40-34, ülkelere göre rakamlar verdik. Burada, tabii ki, diğer ülkelerin, mesela Almanya'nın bizim 3 katımız hasta yatak sayısı var iken yoğun bakım yatak sayısı biraz bizim altımızda. Yoğun bakım yatak sayısı açısından herhâlde fena değiliz anladığım kadarıyla.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Evet.
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Yine, yoğun bakım uzmanlarının da -tabii üçüncü basamak yoğun bakımlara bakıyordur yoğun bakım uzmanlarımız, sahadakiler, Türkiye'dekiler- 18.635 üçüncü basamak yoğun bakımımız var, düz mantık 747 yoğun bakım uzmanımız var, kişi başı 25 yatak gibi görünüyor. Fakat tabii hastanede üçüncü basamak yatakların, 7 değişik yoğun bakım servisinin sadece herhâlde belli kısmına bakıyor, genel yoğun bakım, anestezi yoğun bakım gibidir diye düşünüyorum. Buradaki yoğun bakım uzmanı başına düşen yatak sayısını hiç hesapladınız mı ya da tuttunuz mu, sizde var mı?
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Şöyle Sayın Vekilim; literatür diyor ki aslında: "Bir yoğun bakım uzmanı kaç tane hastaya bakarak en etkin şekilde hizmet verebilir?" Bu konu tartışmalı, ülkelerde değişiyor, "8 hastaya 1 yoğun bakım uzmanı, 12 hastaya..." diyen yerler var ama ülkemizdeki yoğun bakım yatak sayısına baktığınızda, biraz önce söylediğiniz gibi, neredeyse 25 hastaya 1 uzman düşüyor gibi bir oranla karşı karşıyayız. Bu çok yüksek bir sayı. Bir yoğun bakım hastasına verilen emek çok yüksek. Aynı anda bu hasta ECMO'da olabilir, bu hasta mekanik ventilatörde CRRT yapılıyordur, bir yoğun bakım uzmanının böyle bir hastası bazen 20 hastaya bedel olur. O nedenle yoğun bakım yan dal uzman sayısının arttırılması gerekmekte çünkü dediğim gibi, dünyaya uygun bir bakım kalitesi sağlamak istiyorsak yatak başına yani 8 yatak, 10 yatak, bunu belirlemek gerekir ve "O kadar yatağa bir uzman bakabilir." ifadesini oturtmak gerekiyor.
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Aslında benim burada demek istediğim, 25 yatak hepsini dikkate aldığımız zamandı. Eğer üçüncü basamak yoğun bakımların yarısından sorumlu ise yoğun bakım uzmanlarımız bu işte, 12, 13'e düşer fakat bilimsel kriterlere göre Sağlık Bakanlığının da hedef belirlemesi lazım.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Aynen.
EROL KELEŞ (Elâzığ) - O konuda çalışmanız var mı diye kastetmiştim ama dünyada tartışmalı anladığım kadarıyla.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Aynen, tartışmalı.
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Yine, ben idarecilik yaparken de çok karşılaştığım, siyasete girdikten sonra da çok karşılaştığımız şey yoğun bakım yer yokluğu. Sürekli, her gece -her gece demeyeyim de eskiden daha fazla aranırdık, ara sıra aranıyoruz- yoğun bakım yeri yok diye hasta sevkleri, bunlar ciddi sıkıntılar. Bu konulardaki sağlıklı çalışmaların yapılması çok değerli, söylediğiniz "Yüzde 30 kadarı gereksiz yatıyor." saptamanız çok değerli. Beraber çalışılması gereken bir konu yoğun bakım hastalarının...
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Aynen.
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Kesinlikle önümüzdeki ödevlerden bir tanesidir.
Yine, hemşire bakım planları, yoğun bakım hemşirelerinin çok yorulması... Herkes kaçmak istiyor, kimse sertifika almak istemiyor çünkü sertifika aldığı zaman başına bela oluyor, başka yere gidemiyor, gittiği zaman yoğun bakımdan kurtulamıyor. Ama maalesef, biz bunun bir karşılığını veremiyoruz. Burada, yoğun bakım servisinde çalışan hemşireler, riskli birimlerde çalışan hemşireler ile diğer servislerde olanlar aynı değil aslında bana göre de. Size de söylemiş olayım ama benim yüksek lisans yaparken de bitirme projemden biriydi bu performans sistemi, çok çalışan sağlık personeline çok para vermek gibi kriterler belirlenip burada bir farklılık oluşturmak zorundayız. Ama bu hemşire bakım planları konusunu söylemek istiyorum bir de yani sahada gördüğüm benim -siz daha iyi bilirsiniz- maalesef, hemşire arkadaşlarımız çalışma yoğunluğu nedeniyle bazı görevlerinde monotonlaşıyor ya da klasikleşiyor diyelim yani kendisinden yoğun bakım hastasına bir şey katamıyor, katmıyor; doktor ne "order" vermiş, onu aynen motamot uyguluyor, işine bakıyor; kendisi bir şeyler katması lazım, hastaya zaman ayırması lazım, bakım planlarını düzgün yapması ve takip etmesi lazım. Bu konularda da sahada -işin doğrusu, bu eleştiri ya da öz eleştiri deyin- bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Sizin bakış açınızı burada merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Sayın Vekilim, evet, gerçekten hemşire arkadaşlarımız bizim ayrılmaz parçamız yoğun bakımda. Çok başarılı hemşire arkadaşlarımız var ama sertifika almak istemiyorlar gerçekten yani sürekli yoğun bakımda kalmak istemeyebiliyorlar ya da çalıştıktan bir süre sonra yoğun bakımdan uzaklaşmak istiyorlar çünkü iş yükü çok ağır gerçekten. Yani zor bakılan bir hastaya hemşire arkadaşlar yoğun bakıyorlar. Bizim klasik üçüncü basamakta 3 hastaya, 2 hastaya 1 hemşire dediğimiz düzeneğe ulaşmamız çok zor. O noktada da gerçekten sıkıntı yaşıyoruz. Hem iş arkadaşlarımıza yoğun bakım hemşireleri açısından biraz pozitif ayrımcılık yapmak zorundayız ve bunu yaptığımız zaman hem onların mutlu çalışmasına hem de bizim ihtiyaçlarımızın, hastaların ihtiyaçlarının karşılanmasına imkân tanınır.
İsterseniz yine birlikte çalıştığım arkadaşlarımın da belki bazı yorumları olacaktır. Doçent Doktor Hayriye Cankar Dal, kendisi yoğun bakım dahiliye üzerine yan dal yaptı, benim yanımda yaptı, daha sonra mecburi hizmetini de yaptıktan sonra şu anda yoğun bakımda yan dal doçenti.
Buyurun Hayriye Hocam.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ DOÇ. DR. HAYRİYE CANKAR DAL - Hocamın yanında asistanlık yapmaktan gurur duyuyorum. Aslında biz Bilkent Şehir Hastanesinde mucizelere şahit oluyoruz. Evet, ben bir dahiliye uzmanıydım, dahiliye uzmanı olarak devam etseydim şu an profesörlüğümün 3'üncü, 4'üncü yılındaydım ama bir emek verip üç yıl kadar, uzatmalarla beraber üç buçuk yıl yan dal yapıyorsunuz, onun akabinde bir mecburi hizmet yapıyorsunuz, emek veriyorsunuz ve yaptığınız iş eğer doğru alanda çalışabiliyorsanız... Ben çok şanslıyım Sema Hocam gibi üst düzey "advance" bir yoğun bakımda çalışıyorum. Basamaklandırırsanız belki bizimki dördüncü basamak çünkü şu an dönen 5-6 tane ekstrakorporal cihazımız, beraberinde yaptığımız invaziv işlemlerimizle beraber bir dahiliye uzmanı olarak yapamayacağım ya da bir anestezi uzmanının yapamayacağı bir sürü işlemi hocamdan el alarak, eğitimini alarak yaptığım için şu an yaptığımız iş "advance" bir iş. Ben şanslıyım, istediğim yoğun bakımda çalışabiliyorum. Hani buraya geldim, dernek yönetim kurulundayım, arkadaşlarımın vebali üzerimde kalmasın. 700 küsur kişiyiz, biz şanslıyız; bir yan dala göre, alerji immünolojiye, bir yeni doğana göre, bir endokrinolojiye göre sayımız yeterli ama dağılımımız da bir problem var. Az önce bahsettiğimiz gibi bizim özel hastanelerde yasal kadromuz yok, hani o çalışanlar ana dalın; dahiliye poliklinik de yapıyor... Bir profesör abim var Kayseri'de, dahiliye poliklinik de yapıyor, arada yoğun bakıma da bakıyor ama yoğun bakım öyle bir iş değil. Hocamın da dediği gibi biz yirmi dört saatimizi yoğun bakımda geçiriyoruz. Ameliyathaneye gireyim de arada da hastanın yarım saat vizitini yapayımla geçilecek bir iş değil. Ana dal uzmanları da buna talip.
Evet, vekilim sordu: "Birinci, ikinci basamaklara mı ayıralım, palyatifleri onlara mı ayıralım?" Birinci, ikinci basamağa ana dal uzmanı arkadaşlarım bakabilir. Ben de dahiliye uzmanı iken Ankara Eğitim Araştırmanın birinci basamak dahiliye yoğun bakımına ben bakıyordum. Çok da güzel bir şekilde evet ketoasidozu, akut böbrek yetmezliğini ben orada idame edebilirim. Bu arkadaşlarım ne yazık ki farklı... Bizim çatışmamız çok -vekilimiz aslında şahit Sayın Başkanım- biz 7 ana daldan besleniyoruz pediatri gibi şanslı değiliz, onlar neonatoloji olarak isimlendirmişler ve yeni doğan ayrı, pediatristlerin bir talep yok ama biz 7 ayrı ana daldan geliyoruz, anestezist diyor ki "Ben de yoğun bakımcıyım." öteki diyor ki "Ben de." Hayır, bir üst ihtisas; ben niye bu yaşımda kalkıp yan dal yaptım, nöbet tuttum, 7 nöbetle bitirdim ben üç buçuk yılımı. Ben yan dal yaptım, zorunlu hizmetimi yaptım, akabinde geldim buraya. Bu şekildeki emekle mucizelere şahit oluyorsam oradaki arkadaşımız kalkıp onu yapabilir. "Kadrolarımız boş kalıyor." deniyor, yapılmama sebepleri üçüncü basamakta çalıştırılmama. Bir kısmı çalışamıyor hocam, başhekim inisiyatifinde çünkü ister birinci basamağa verir gittiğiniz yerde -Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde- ister sizi dahiliye polikliniğine de verir yani hani çalıştırılma şekilleri ne yazık ki başhekim inisiyatifinde. Bizim tek naçizane isteğimiz -hani arkadaşlarımın vebali- bir yan dal uzmanı üçüncü basamak yoğun bakımda çalıştırılırsa mucizeler oralarda da gerçekleşecektir.
HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Kesinlikle böyle olmalı zaten.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ DOÇ. DR. HAYRİYE CANKAR DAL - Böyle olabilirse başka hiçbir şey yok ya da belki yenidoğan gibi ya da özel hastanelerde kadromuz yok. Biz çok özel hastaneden sevk alıyoruz, Hocamın adını duyan bize gelmek istiyor, Bilkent Şehir Hastanesine gelmek istiyor, çok hasta alıyoruz; ne yazık ki yüzde 100'ü ana dal uzmanının takibinde.