Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Profesör Doktor Sema Turan tarafından yapılan sunuma ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .01.2025 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sema Turan Hocamı dikkatle dinledim. Benim gördüğüm, onun çizdiği tabloda şu görünüyor: Yoğun bakım yönetimi konusunda bazı yanlışlıklar var. Yoğun bakım uzmanı sayısı az ve yoğun bakım endikasyonları meselesinde Türkiye biraz problemli bir noktada. Fakat böyle bir yerde biz çözümü de yanlış bir yerde arıyoruz gördüğüm kadarıyla. Yoğun bakım sayısı yani mesela ABD'ye göre bizde 40; Neden? Benim anladığım yoğun bakım işini pek yönetemiyoruz. Bu yönetememenin sonucu da sayıyı artıralım diyoruz gibi sanki. Fakat bir taraftan da şu dikkat çekiyor: Özeldeki yenidoğan yoğun bakım sayısı ile yetişkindeki sayı arasında tam bir farklılık var, 180 derece farklılık var; bu çok dikkat çekiyor. Anladığım kadarıyla normal olan sizinkisi yani Sağlık Bakanlığında yüzde 56-60'lara varan bir sayı, özelde yüzde 5; yenidoğanda ise neredeyse tam tersi. Şimdi, zaten işte bu skandalların ortaya çıkmasının nedenini ben en çok buralarda görüyorum. Sizinkisi daha normal olan bir sayı ama yenidoğanda işler çığırından çıkmış, bozulmuş. Bu, çok önemli; ben raporda bunun altı çizilmeli diye düşünüyorum.
Şimdi, bir de yoğun bakım uzmanlarının azlığından bahsediyorsunuz Hocam. Oldukça az ve anladığım kadarıyla yoğun bakım yönetimi bu azlıktan dolayı çok iyi durumda değil. "Madem bu kadar yoğun bakım yatağı var, ona uygun yoğun bakım uzmanı olmalı." demek istiyorsunuz ve bu da eksik. Şimdi, burada da yine aynı soru var, yenidoğancılara sorduğum gibi, işte burada da kaç yılda yeni yoğun bakım uzmanı yetişecek ki bu bozulan sistemi, yanlış bir şekilde düzeltilmeye çalışılan sistemi nasıl düzelteceğiz gibi bir mesele var. Hatta dediniz ki: "Mesela asıl hiç akla gelmeyen bir şeyde sıkıntı oluyor, boş yere transferler oluyor çünkü oradaki sistem bozuk olduğu için bu sıkıntı arz ediyor." Bir de özeldeki oran... Anladığım kadarıyla "Normal bir sistemde yüzde 10'u aşmamalı." diyorsunuz.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Yani hastane yatak sayısıyla oran...
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Hastane yatak sayısı ile yoğun bakım oranı arasında yüzde 10'u aşmamalı.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Evet.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Benim anladığım bu dünya standardı Hocam, değil mi?
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Evet, yani yüzde 10-15 değişiyor ülkelerde ama standardı bu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Fakat bizde yüzde 32.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Evet, bu oran yüzde 32, yüksek. Özel hastanede öyle ama üniversite ve kamuda yüzde 15 civarında.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İşte özelde yüzde 32, zaten problemde özelde oluyor açıkçası. Yani, şimdi, bu yenidoğan problemi özelde oldu ve burada da yine belki sizin genel sayılarınız normal görünse de fakat özelde bu oran bozulmuş yine. Yani siz de yarın, öbür gün yenidoğancıların kaderini yaşayabilirsiniz çünkü sanki gidişat oraya gidiyor. Özeldeki yetişkin yoğun bakım meselesinde denge bozulmuş, "Yüzde 32." dediniz; buranın düzelmesi lazım, bence bu da çok önemli, Sağlık Bakanlığı buraya bir çekidüzen getirmeli diye düşünüyorum.
Bir de son olarak yan dal kadrosu meselesi de önemli. Bir de şu yoğun bakım adlandırılması konusunu biraz daha açar mısınız hocam diyeceğim.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Tabii.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.
Tabii, önce ilkinden başlayalım. Aslında şöyle: Biraz önce sayın vekilimiz dedi ki "Testi kırılmadan yapalım, önlemleri alalım." Evet, biz yenidoğan konusunda tüm ülkeyi aslında üzüntüye boğan, bir hekim olarak bizim de utanç duyduğumuz haberlere maruz kaldık ve gördük. Şimdi, bakın, bu durum sadece yenidoğanı etkilemedi, bu durum bizi de etkiledi, erişkin yoğun bakımlara gelen insanlar hastalarını bize teslim ederken korkularının olduğunu, gözlerindeki o korkuyu hissediyorsunuz. Yani bizler tabii ki kamuda çalışıyoruz ve elimizden geldiğince hasta yakınlarını memnun etmeye çalışıyoruz yani durumu anlatıyoruz, açıklayıcı oluyoruz, içeriyi gösteriyoruz ama yine de bu yaşanan olaylar bizleri de olumsuz etkiledi. Bizim bütün çabamız, testi kırılmadan erişkin tarafında da aslında güven ilişkisini bir an önce onarmamız gerekiyor, o yüzden bunun için de mücadele etmeliyiz.
Sayın vekillerim, ben bu Komisyona raportör olarak başladığımda ilk konuşmalarda hepinizin bir söyleminden çok etkilendim ve çok hoşuma gitti, hepiniz "Bu iş, siyasetüstü bir iş." dediniz; çok kıymetliydi bence, gerçekten bu siyasetüstü bir iş. Yani biz insan hayatıyla mücadele ediyoruz, yaşı ne olursa olsun yani 100 yaşındaki hasta da benim için çok kıymetli, birilerinin anası, babası. O yüzden yenidoğan nasıl kıymetli ve önemliyse bizim için, ileri yaş da bizim için çok kıymetli. O yüzden biz bu mantıkla bakıyoruz yoğun bakıma, istiyoruz ki hiçbir sorun yaşamayalım. Bu kadar çok yoğun bakım yatağımız var, bu kadar çok yoğun bakım yatağını etkin kullanalım, düzgün kullanalım.
Dünyada mortalite oranlarına baktığınızda ülkemizdeki hekim gruplarımızda -her dal için söylüyorum- çok iyi hekimlerimiz var, çok başarılı hekimlerimiz var. Yani oranlarımız kötü değil, dünyadan farklı değiliz, onu demeye çalışıyorum. Biz pek çok uluslararası kongreye gidiyoruz. Bakın, oralarda bize söylenen şu: Bu kadar yoğun bakım yatağını nasıl yönetiyorsunuz yani nasıl yapıyorsunuz? Ama bizim mortalite oranlarımız onlardan daha yüksek değil. Biz burada kaba ölüm hızlarını konuşuyoruz, çok yanlış bir konuşma şekli kaba ölüm hızı. Ben o günkü toplantıda da söyledim, biz standart mortalite oranı takip ederiz yani beklenen ile gerçekleşen arasındaki ilişkinin bozulup bozulmadığına bakarız. Kendi hastanem özelinde, bu işin başında olmam sebebiyle, ben standart mortalite oranını takip ediyorum. Eğer ki bir yoğun bakım alanında bu oran bozuldu ise oradan kök neden analizi istiyorum; hemşiren mi yoktu, hasta grubunda mı bir problem vardı yani ben orayı düzeltmeye çalışıyorum.
Şimdi, bizim, Sağlık Bakanlığı olarak da aslında önerimiz bu şekildeydi, bu önerilerimizi ilettik Bakanlığa. Önümüzdeki dönemde yenidoğanda yaşanan bu hadiseler... Denetleme konusunda gerekeni yapmak zorundayız. Benim gözlemim -şuradaki oranlardan- özel hastanelerdeki denetlemeyi öncekinden de daha sıkı bir şekilde yapmak durumundayız, bunu yapacağız. Biraz önce Ahmet Hocam "Hoca viziti..." dedi; evet, gerekirse yapacağız. ARDS'li bir hastada mekanik ventilatörde, günlerce kas gevşetici altında, kontrollü mekanik ventilasyonla giden bir hastaya bakan bir yoğun bakım alanı benim için kıymetsizdir. Bu da bizim kendi bilim dalımız çerçevesinde konuştuğumuz, tartıştığımız şeyler. 14 profesör arkadaşımızla birlikte yeni denetleme formlarını oluşturduk, yenidoğan bitirdi programını galiba ama biz de bitirmek üzereyiz ve bu anlık denetlemelerle... Bunun mesai saatleri içinde olması gerekmiyor, mesai dışında da gece yarısı da orayı takip edip gerekli notları biz Bakanlığa ileteceğiz ve bunu yaptığımızda en azından testi kırılmadan önce erişkin tarafında da güven ilişkisini tekrar oturtmaya çalışacağız.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkürler.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - Ben teşekkür ediyorum.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz.
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - 7 ana daldan bahsettik, farkındaysanız, bu adlandırma değişmek zorunda. Dünyada "cerrahi yoğun bakım" "medikal yoğun bakım" "genel yoğun bakım" gibi ayrımlar var; böyle 7 tane farklı bir branş yok açıkçası. Biraz önce söylediğim gibi, nöroloji yoğun bakımda yer varken multitravma hastasını almıyorum, multidisipliner yoğun bakım diye kapatılmasına asla izin vermiyorum acillerde.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sizce kaç tane net ana...
KLİNİK YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. SEMA TURAN - 3 ana başlık altında olabilir: Cerrahi yoğun bakım, dâhilî yoğun bakım gibi, medikal yoğun bakım diyerek hatta 2'ye bile ayrılabilir ama biz "genel yoğun bakım" kavramını "General ICU" diye dünya da kullanıyor, bu modelin kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz kendi şehir hastaneleri modelimizde bunu yaptık. Şu anda bizim hastanemize 10 adet genel yoğun bakım var, her biri 24 yataklı, 240 yoğun bakım yatağı yapar. Bizim hastalarımızdan diyabetik ketoasidoz da yatar, bu tarafta akut solunum yetmezliği de yatar, KOAH'lı da yatar. Yani o yüzden bu noktada biz yoğun bakım yan dal eğitimimizde genel yoğun bakımcı yetiştiriyoruz ana daldan bağımsız. Bakın, genel cerrah arkadaşlarımız var, yoğun bakım yan dal yapıyor, eğitimleri sonrasında mükemmel yoğun bakım yan dal yapıyorlar. Biz bunlar için de geri dönüşleri alıyoruz; bizim önerimiz bu şekildedir.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkürler.