Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Profesör Doktor Sema Turan tarafından yapılan sunuma ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .01.2025 |
ALİ KARAOBA (Uşak) - Son bir şey söyleyeyim. Madem bu hemşirelerle ilgili kafa yormamız gerektiğini düşünüyorum yani Sayın Başhekiminin söylediği çok önemli, hocamın söylediği çok önemli. Ya atamalarda yenidoğan hemşiresi atamalarını değiştirmek lazım ya atanan hemşirelerde bu sertifikayı aldıktan sonra döner sermaye mi artırılır, maaşı mı artırılır ama bunu mutlaka raporumuza not düşmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şöyle bakıyoruz, en büyük dert hemşire, personel çok ciddi bir sıkıntıda; not düşelim diye diyorum.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, Şerife Suna Hocam, buyurun.
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM DENETİM VE DEĞERLENDİRME BİLİMSEL KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. ŞERİFE SUNA OĞUZ - Aslında bizim ekip arkadaşlarımızın tek sorunu para değil ya da bir ayrımcılık yapılacaksa pozitif ayrımcılık. Şöyle düşünün: Beş yıl boyunca hiçbir bayramı ailenizle geçiremiyorsunuz, nöbet. O kadar fazla nöbet tutuyoruz ki bu hastanede yapacağımız görev nedeniyle kendi ailemizden çok ciddi bir fedakârlık, bir sürdürülebilirlik... Yani bu desteği sağlarken ya da bu önceliği sağlarken kendi ailelerimizi ve sosyal hayatımızı da kapsayacak... Sadece maddi olarak düşünmemek lazım gerçekten çünkü birisi size telefon açıp "Senin mutlaka bu nöbete gelmen lazım." dediği zaman evde ateşli çocuğunuzu bırakıp gittiğiniz şey, şu anda 15 yaşındaki çocuğunuz tarafından size "Ama sen beni ateşliyken burada bıraktın." diye dönüyor yani sağlıkçılara bu açıdan da bakmak lazım. Hem yenidoğan yoğun bakım hem yetişkin yoğun bakım çok kırılgan yani "Girerken annem nefes alıyordu." "Bebeğim doğduğunda ağladığını duydum." dediği hastayı iki saat sonra "Maalesef kaybettik." diyeceğimiz çok kırılgan bir yaş grubu. Ailelerin de tabii, hani hep böyle gördükleri sosyal medyadaki o kirlilik nedeniyle sanki sanıyorlar ki her hasta yoğun bakıma gittiğinde mutlaka iyileşecek, mutlaka geri dönecek. Hâlbuki çok büyük risklerle taşıyoruz ve o sadece bir bakım eksikliğinden, bir cihaz eksikliğinden, bir malzeme eksikliğinden de olmayabilir; çok kırılgan, çok hızlı seyreden hastalıklarımız var. Biz bir hastalık yüküyle mücadele ediyoruz ve uluslararası meslektaşlarımız bize hayret ediyor çünkü çok nadir görülen bir hastalığı siz 7'nci kez görüyorsunuz yani bu alanda, çok farklı bir alanda çalıştığımızı söylemek istiyorum ve ekip olmak demek, gerçekten böyle bir kader arkadaşlığına dönüyor. Hemşire arkadaşlarımızın, tıbbi destek ekiplerimizin... Mesela 70 tane mekanik vantilatör var, aynı şekilde bir sürü ECMO cihazı var Sema Hocanın... 74 tane mekanik vantilatörü aynı anda çalıştırabilmek, arıza çıktığında bunu düzeltebilmek bir hekimin işi değil aslında, her şeyi öğreniyorsunuz, film çekmeyi de ama öyle olmamalı, teknik alanlarda daha özelleşmemiz gerekiyor. Bizler hiçbir hastayı çevirmek istemiyoruz çünkü periferdeki hekim arkadaşlarımız zor vakalarda sizin 7 kez gördüğünüz vakayı 1 kez gördüğünde çok büyük bir stres ve baskı altında. Elbette ki o hastayı biz almalıyız, biz derken bu alanı bilen ve işte 100'e 3 ve 4 ana dal dışındaki yan dalların oturduğu yerler ve bizim belki yetişkinlerden bir farkımız, biz anneleri de içeriye almalıyız çünkü her annenin yaşamı sona erse bile bir bebeğiyle bir makul zaman geçirmesi gerekiyor. Annelerle biraz daha iç içe olmamız lazım. Bunun için biraz daha tebliğlerin, mevzuatların düzeltilmesi lazım ama anneye şunu söylüyorsunuz: "Gelebilir misin?" "Hayır, evde benim 3 çocuğum daha var." diyor yani burada biraz daha sosyal desteğin, ailelere katkı sağlayabilecek alanlarında da geliştirilmesi lazım. Annesiyle birleştirdiğimiz bebeklerimiz anne sütüyle... Ben hocama çok katılıyorum, mama kodu çok önemli. Bugün anne sütünü "sütün yoksa tamam, hemen şunu veririz"le karşılaştırdığımızda mucizeyi ortadan kaldırıyoruz. Muhteşem bir yapısı var anne sütünün; kök hücre veriyorsunuz, mililitresine 20 milyon, 30 milyon verdiğiniz kök hücreyi anne sütüyle veriyorsunuz ve "plastisite" dediğimiz dönemde yetişkin hastalıklarda bugün eğer bir metabolik sendromu ortadan kaldıracaksak, bir koroner arter hastalığını ortadan kaldıracaksak anne sütüyle gideceğiz. O yüzden, kadına, doğuran kadına, yenidoğanı olan kadına şu anda sağladığımız iyi avantajlığı biraz daha geliştirmemiz lazım. Gerçekten şu anda ciddi, bizim ilk başladığımız döneme göre annelere çok büyük bir avantaj sağladığımız alanlar var ama biraz daha bunu genişletmemiz ve içimize almamız gerekiyor sayın vekillerim.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, çok teşekkür ediyoruz sayın hocalarım.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Kapatmadan şu CİMER raporuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum, çok önemli.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Bir dahaki toplantıda.
ALİ KARAOBA (Uşak) - O zaman şöyle: Bir not düşelim. CİMER'den gelen raporlar...
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - O konuyu bir açarsak uzar şimdi, bir dahaki toplantıya; yemek yemedik, yorulduk.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Tamam, o zaman şöyle: Gelecek sefer CİMER raporlarını konuşalım çünkü bizim istediğimiz rapor bu değil. Bunlar sadece başvuru sayılarını bildirmişler. Biz diyoruz ki: En basiti, bakın, bu yenidoğan çetesinde adı geçen doktorun adıyla birlikte şikâyet var. Çok basit, tarihini de söyleyeyim: 19 Mart 2022.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ali Bey, sonra konuşalım.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Tamam, peki.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Yazılı olarak verin olmazsa, isteyelim tekrar.
ALİ KARAOBA (Uşak) - O zaman şöyle not düşüp bitirelim: Bizim istediğimiz istatistik bu 19 kapanan hastaneyle ilgili gelen şikâyet...
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Zaten içeriğinde öyle yazılmıştı, ben okumuştum ama içeriğinde o var.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Yok, hiç yok yani şeyler yok. Genel istatistik vermiş yoksa bunlar...