SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Ben de Sayın Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerimize sunumları için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bir saniyenizi...

Soruları not alıyoruz; burada cevaplayabileceklerinizi sözlü olarak burada cevaplarsınız, diğerlerine Komisyonumuza yazılı olarak da daha sonra cevap verebilirsiniz.

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Ben, çok kısa bir soru sormuş olacağım. Bugüne kadarki sunumlarda, özellikle akademide yapılan araştırmalarda çocukların bu meseleleri açma noktasında en güvendikleri merci olarak izah ettikleri hep öğretmenlerdi, bunları rehber öğretmen olarak düşünebiliriz. Bu, yaygınlığı anlamında güzel bir şey yani. Şimdi, Türkiye'de okul öncesi ve ortaöğretim çağında 19 milyona yakın çocuk var; içeride ifade ettiğiniz rehber öğretmen sayısı buradaki hesaplamaya göre yaklaşık 400-450 öğrenciye 1 rehber öğretmen düşüyora işaret ediyor. Evet, bu daha önceki, her 100 öğrenci için vaatlerinizi zaten biliyoruz, bu belki bir hedef olabilir ama hani zamanı belirgin olmayan bir hedef. Mesele sadece tabii ki sayılara takılmak değil ama bir rehber öğretmenin bir günü nasıl geçiyor mesela? Kendisine bir müracaatla mı öğrenciyle ilgilenmesi söz konusu oluyor? Yani sınıf öğretmenlerinin sınıfta biraz, işte, psikolojisinden yani o anki hâlinden endişe ettiği bir öğrenciyi rehber öğretmene bildirmesiyle mi devreye girmesi söz konusu oluyor ya da öğrencinin direkt müracaatı mı söz konusu oluyor böyle bir istismar durumunda? Ya da bu öğretmenler her gün yani belli periyotlarda, sınıflarda özel bir eğitim veriyorlar mı yani müfredatı buna endeksli olarak hazırlanmış bir müfredatla sınıflarda özel bir eğitim veriyorlar mı?

Bu rehberlik mekanizmasının ne derece sağlıklı olduğunu anlayabilmemize yardımcı olacak sorular olduğu için cevaplarsanız memnun olurum.

Teşekkür ederim.